Dil ve Konuşma Terapisti Mücahit Kuzu ile Özel Röportaj

Yalova Edinim Dil Konuşma ve Ses Bozuklukları Merkezi görevlisi Dil ve Konuşma Terapisti Mücahit Kuzu ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dil ve konuşma ile ilgili sorularımızı sorduk, Mücahit bey cevapladı.

 

Dil ve konuşma terapisti kimdir?

Dil ve konuşma terapisti (DKT), iletişim ve dil ile ilgilenir ve etiyolojisine bakmaksızın çocuklarda, ergenlerde, yetişkinlerde ve yaşlılarda tüm konuşma, ses yutma bozukluklarının terapisi ile ilgilenir. DKT, iletişim-dil-konuşma-yutma ile ilgili bozuklukların önlenmesi, değerlendirmesi, ayırıcı tanının konulması, tedavisi ya da uygun çözümlerin geliştirilmesi ve bilimsel incelemesinden sorumludur.

İletişim problemlerinden kastettiğiniz nedir?

İletişim problemlerini birkaç başlık altında değerlendirebiliriz. İlk olarak alıcı ve/veya ifade edici dil problemlerinden bahsedelim. Dil problemleri sıklıkla Otizmli bireyler, Down sendromu gibi genetik sendromu olan bireyler, Mental Retardasyonu olan bireyler gibi birincil bir nedene bağlı olarak görülmektedir. Bunların yanı sıra Özgül Dil Bozukluğu olarak adlandırdığımız, biraz önce bahsettiğim birincil nedenler olmadan sadece dile özgü bozukluğa da rastlanmaktadır. Dil bozukluğu olan bireyler dilin etkilenen alt bileşenlerine göre birbirinde çok farklı özellikler göstermektedirler. Örneğin, kimilerinde dilin kullanım (pragmatik) bileşeninde problem görülürken (otizmli bireylerde olduğu gibi), kimilerinde ise sözdizim (sentaks) ve içerik (semantik) gibi birkaç bileşende problem görülebilmektedir. Bu dil bozuklukları Gelişimsel Dil Bozuklukları olarak adlandırılmaktadır. Bir de Edinilmiş Dil Bozukluğu vardır. Strok sonrası sol hemisfer hasarlarına bağlı dil bozukluğu olan ve Afazi olarak adlandırdığımız bu dil bozukluğuna sahip bireyler dil Terapisi ile gelişim gösterebilmektedir.

Dil ve konuşma bozuklukları deyinde genelde akla Kekemelik ve Artikülasyon bozuklukları gelmektedir. Bu bozukluklardan biraz bahsedebilir misiniz?

Artikülasyon (Sesletim) ve fonolojik (Sesbilgisel) bozukluklar sık rastladığımız konuşma sesi bozukluklarındandır. Çocuğun ya da yetişkinin anadiline ait konuşma seslerinden birini veya birkaçını söyleyememesi (/r/ sesi gibi) sesletim bozuklukları olarak adlandırılmaktadır. Sesletim bozuklukları Yarık dudak-damak ve ağız-yüz anomalileri, ortodontik anomaliler, işitme kaybı, mental retardasyon, nörolojik kökenli bozukluklar (serebral palsi gibi)'a bağlı olabileceği gibi, herhangi bir nedene bağlı olmaksızın, gelişimsel olarak da görülebilmektedir. Sesbilgisel bozukluklar ise çocuğun anadiline ait seslerin edinimi sürecinde dil kurallarına ait bilgiyi (sesbilgisini/fonolojiyi) edinme bozukluğudur. Bu çocuklarda ses ekleme-çıkarma, hece düşürme, çeşitli konuşma seslerini birbirlerinin yerine kullanma gibi sesbilgisel işlemler görülebilir. Pek çok vakada sesbilgisel ve sesletim sorunları birlikte görülebilmektedir. Gelişimsel sesbilgisel bozukluklar ilerleyen dönemlerde, okuma ve yazma güçlüklerine neden olabilmektedir. Bu nedenle okul öncesi dönemde mümkün olan en erken müdahale çok önemlidir. Terapi ile bu konuşma bozuklukları düzeltilebilmektedir.

Birazda kekemelikten bahsetmek istiyorum. Toplumumuzda sık rastladığımız ve dil ve konuşma Terapisi deyinde genelde ilk akla gelen konuşma bozukluğu kekemeliktir. Akıcılık bozuklukları başlığı altında değerlendiğimiz kekemelik, erken çocukluk döneminde başlayabileceği gibi,  ergenlik ve ileriki dönemlerde de başlayabilmektedir. Müdahaleyle, vakaların konuşmalarını kontrol altına almalarını ve takılmalarını minimum düzeye indirmelerine yardımcı oluyoruz. Hızlı-bozuk konuşma olarak adlandırdığımız bir diğer akıcılık bozukluğuna da toplumda azımsanmayacak sayıda rastlamaktayız. Genellikle bir konuşma bozukluğu olarak görülmese de, iletişimi önemli derecede etkilediğinden müdahale edilmesi gerek bir konuşma bozukluğudur.

Diğer taraftan, motor konuşma bozuklukları olarak adlandırdığımız, nörolojik kökenli hastalıklara ( serebral palsi, ALS, MS gibi)  veya TBI ( Travmatik beyin hasarı)'a bağlı ikincil olarak ortaya çıkan konuşma bozuklukları vardır. Bunları Edinilmiş Konuşma Bozuklukları kategorisinde Dizartri ve Konuşma Apraksisi olarak adlandırmaktayız. Terapi ile bu tür konuşma bozukluğu olan bireylerin konuşma anlaşılırlıkları artırılarak etkili sözel iletişim kurmalarına yardımcı olunmaktadır.

Daha önce ses ve yutma bozukluklarından bahsetmiştiniz. Ses ve yutma bozukluklarında DKT'lerin rolü nedir?

Ses bozuklukları da sıklıkla rastladığımız ve he yaşta karşımıza çıkabilecek problemlerdendir. Benign vokal fold lezyonlarının bazılarının terapisinde, pre-post operatif ses terapilerinde, çeşitli ses terapisi yöntemleri ile problemler minimize edilmekte ve nüksetmesi engellenmektedir. Total veya parsiyel larenjektomili bireylerin ses fonksiyonun modifiye edilmesinde de DKT'ler multidisipliner bir yaklaşımla rehabilitasyon takımının önemli bir üyesidir.

Yutma bozuklukları (Disfaji) ise genellikle İnme, Beyin Travması, Parkinson hastalığı, MS, Serebral palsi, Baş-boyun cerrahisi olan hastalar gibi yutma mekanizmasının yapısal,  fizyolojik ve/veya nörolojik olarak etkilenmesi sonucu görülmektedir. Rehabilitasyonunda çeşitli dolaylı veya doğrudan müdahale yöntemleri ile hastaların güvenli yutmaları ve yeterli beslenmeleri sağlanmaktadır.

Bu arada Alternatif İletişim Sistemlerinden de bahsetmek istiyorum. İletişimde önceliğimiz tüm vakaların sözel iletişimi kullanarak, yani konuşarak iletişim kurmalarını saplamak olmasına rağmen, bazı vakalarda bunu hedeflemek gerçekçi olmayabilir. Sözel iletişimi kullanamayacak derecede ağır konuşma bozukluğu olan bireyler vardır. Bu bireyler için ise alternatif dil ve iletişim sistemleri mevcut. Bu sistemler bireyin iletişim ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak hazırlanmaktadır. Bilgisayar ve bilgisayar yazılımları, tabletler, resimli kartlar, simge sistemleri vs Alternatif dil ve İletişim Sistemi olarak kullanılabilmektedir.

Dil ve konuşma bozukluklarının nedenlerinden bahsedebilir misiniz?

Genellikle, otizm gibi gelişimsel bozukluklar, Down senromu gibi genetik sendromlar, serebral palsi gibi nörolojik bozukluklar, işitme kaybı, ağız-yüz anomalileri, Yarık damak-dudak, mental reterdasyon gibi vakalarda dil ve konuşma bozukluklarını sıklıkla görmekteyiz. Ancak herhangi bir birincil nedene bağlı olmaksızın gelişimsel olarak da dil ve konuşma bozukluklarına sıklıkla rastlanmaktadır. Bazı bozuklukların ise örneğin kekemelik, nedeni tam olarak bilinmemektedir.

Terapi sürecinden kısaca bahsedebilir misiniz?

Öncelikle vakanın dil becerileri ve konuşması kabaca değerlendirilerek, vakada bir dil ve/veya konuşma bozukluğunun olup olmadığı ve müdahaleye ihtiyacı olup olmadığını değerlendiriyoruz. Eğer müdahaleye ihtiyaç duyan bir bozukluk var ise, çeşitli test ve yöntemlerle vakanın dil ve konuşmasının detaylı değerlendirilmesini yapıyoruz. Bu değerlendirme sonucunda müdahalenin şekli, yöntemi, süresi ve sıklığına vakaya özgü olarak karar veriyoruz. Terapiler bireysel olabileceği gibi gerekli görülen vakalarda Grup Terapisi şeklinde de olabilmektedir. Aynı şekilde bazı vakalara doğrudan müdahale yapılabileceği gibi, bazı vakalara dolaylı müdahale, yani anne-baba ile işbirliği içerisinde yürütülen Terapiler de olabilmektedir. Bunu vakanın yaşı ve bozukluğun özellikleri gibi etkenler belirlemektedir.  

Vakalar haftada kaç saat Terapi almaktalar ve Terapiler toplam ne kadar sürmektedir?

Terapi saati vakanın problemine ve problemin derecesine göre değişiklik göstermektedir. Ancak genel olarak Sesletim ve Fonolojik bozuklukların Terapisi, ses Terapileri, kekemelik Terapisi haftada 1 seans, dil Terapilerinde haftanın farklı günlerinde 2 seans, Konuşma Apraksisi vakalarında ise 3-4 seans olarak uygulanmaktadır. Bir seans ise 40-50 dakika sürmektedir. Terapilerin toplam süresi vakanın ihtiyaçlarına ve gelişimine göre çok farklılık göstermektedir. Bu süre 1-2 aydan başlayarak, ileri derecede dil problemi olan vakalar için birkaç yıl sürebilmektedir.

Dil ve konuşma bozukluğu olan bireylere ve ailelere ne tavsiyede bulunursunuz?

Öncelikle erken müdahale tüm sağlık ve eğitim ile ilgili konularda olduğu gibi, dil ve konuşma Terapisinde de çok önemlidir. Erken müdahale ile hem Terapinin etkiliği artmakta, hem de dil ve konuşma probleminin yaratacağı olumsuz sosyal, psikolojik ve akademik etkilerinin ortaya çıkması engellenmektedir. Bir diğer tavsiyem, örneğin kekemelik ile ilgili "15 günde kekemeliğe son" sloganı ile kekemeliği tedavi ettiğini iddia eden DKT olmayan insanlar var. Bu tür DKT olmayan kişilerden dil ve konuşma bozuklukları ile ilgili konularda hizmet almamalarını tavsiye ediyorum.

 

Son olarak eklemek istediğiniz başka konular varsa memnuniyetle okurlarımıza iletmek isteriz

Herşey için takipçileriniz ve size çok teşekkür ederim...

Siz değerli okuyucularımıza Yalova Edinim Dil, Konuşma ve Ses Bozuklukları Merkezine ulaşabilmeniz için gerekli bilgileri aşağıda belirttik.

Unutmayın konuşmak herkesin en temel hakkıdır.

 

Adres : Cumhuriyet Caddesi nu:13 Torun İş Hanı kat: 4 Yalova

İletişim : 0226 813 17 83 – 0505 769 46 62

Email : [email protected]

Web : http://www.yalovaedinim.com (Çok Yakında)

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN