KUTUPLAŞAN KARAMÜRSEL

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Keşke vicdanımızdan geçen doğrular, dilimizden de geçebilse.

Karamürsel çok ama çok güzel bir ilçedir, burada yaşayan herkes zaten bunu çok iyi bilir.

Fakat artık konuşamamak, tartışamamak, çözüm bulamamak, öfke ile bakmak o kadar belirgin hale geldi ki!

Zaman, zaman vakit buldukça kahvelere ve esnaf ziyaretlerine gidip Karamürsel’imi dinlemek en büyük vazgeçilmezimdir. Düşünsenize âşık olduğunuz bir şehri dinliyor ve bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz; Ama son dönemlerde bunu yapamamak çok acı verici! Neden?

Konuşamıyoruz!

Tartışamıyoruz!

Mücadele edemiyoruz!

Neden?

Bir birimizi düşman gibi görüyoruz eleştiri yapmaya veya fikirlerimizi beyan etmeye kimse tahammül edemiyor. A partisi, B partisine laf söylenmesine tahammül edemiyor, tahammül edememeyi öyle bir hale getiriyor ki sonra bir bakıyor kırk yıldır dost olduğu, bırakın kardeş olduğu kişi ile kanlı bıçaklı olmuş. Neden ?

Siyaset yüzünden!

Ama daha düne kadar biz değimliydik büyük derbileri aynı kahvede söve, saya beraber omuz, omuza izleyip sonrada maç bittikten sonra çay içip bir, birimizi kızdıran?

Ne oldu bizi bu duruma sokan?

Daha düne kadar sövüp saydığımız bir partiye geçince bu siyasettir bunu doğru bulmuştur buna geçmiştir dediğimizi ne çabuk unutur olduk?

Bu din değil ki; ama yüce yaradan ondan vazgeçenin bile yarın tövbe edip dine dönmesine izin verirken bize ne oldu böyle?

Dün bir lokalde yanımdaki masada oturan çocukluk arkadaşlarının yıkılmayan dostluklarına ne oldu?

Biz neden bu hale geldik?

A olur B olur ne zıkkım olursa olsun, yarın bu partiler yok olur ama biz bu memleketteyiz; biz gene bir birimizin düğününe, cenazesine gitmeyecek miyiz ?

Kötü günde kapısını çalıp da ben dardayım bir yardım et demeyecek miyiz?

Ne oldu bize böyle?

Neden tahammül edemiyoruz?

Neden bu kadar sahtekarız?

Neden olduğumuz gibi davranamıyoruz?

Bir insana bağlı bulunduğu partide bir görev veriliyor kendini neden bir anda kaf dağında  buluyor?

Ne çabuk unutuyor ki o görevde ondan önce birinin olduğunu ve onun yerine kendisinin geldiğini neden göremiyor?

Sevgili kardeşlerim, ağabeylerim, ablalarım yapmayın!

Biz, bize her zaman lazımız.

Bugün fikirlerimiz uymaz, takımlarımız uymaz hayata bakış açımız uymaz, fakat biz bu memleketin insanlarıyız.

Daha dün değilmiydi fikir ayrılığı yaşadığımız insanların yanında olmamız?

Ne yapmaya çalışıyoruz?

Bu öfke bu kin neden?

Daha bu hafta sonu kendi gözlerimle gördüm İzmit girişinde aşırı A partili bir kişinin aşırı B partili bir kişiye tekeri patladığı için durup yardım ettiğini; çünkü bizim insanımız, hemşerimiz.

Peki o zaman nedir bu çekememezlik?

Ben ezerim, ben yaparım, ben her şeye hükmederim edaları neden?

Bu memleket çok şey gördü, çok şey yaşadı!

Olmaz denilen birçok şey oldu, yıkılmaz denilen birçok çınar yıkıldı.

Birlik olursa dirlik olur, yoksa her şey yok olur.

Herkesin atarı elinde, kantar belinde atan atacak, atamayan da kantarı sırtına alıp tar-ta-cak. Kahpelikle, dedikoduyla, iftirayla kimse hiçbir zaman sona varamadı, varamazda.

Benim kapım her kese açık, ben gazetemi çıkarırken herkesi davet ettim.

Gazetemiz’de şirketimiz’de  şahısların, kurumların değil halkındır, böyle başladı böyle devam edecektir, kapım ardına kadar açık diye, beyanda bulundum.

Yarın hiç kimse bana diyemez ki sen bizi ayrı tuttun  bir tarafın kalemi oldun.

Ben gazetemi çıkarırken aman onun doğrusunu yazmayın, bunun bütün yanlışını yazın zihniyeti ile yola çıkmadım.

Haberleri haber olarak, ortada dolaşan hikâyeleri de hikâye olarak anlattım.

Her zaman dostluk, adamlık kazansın istedim, yalakaların, iftiracı kahpelerin mazlumları ezmesine dayanamadım, dayanamam da! Kahpeliğin sonu olmaz, fakat çok güzel karşılığı olur, ama yiğitçe olur, mertçe olur, hem de güzel olur.

Siz sevgili takipçilerimden tek isteğim yalanla, iftira ile dedikodu ile değil gerçeklere itibar etmeniz.

Anlatılan hikayelere gülümsemeniz, haberlerimizle ilçemizi takip etmeniz.

Bizler gece gündüz bu işi layığı ile yapmak için mücadele veriyoruz.

Ofisimizde oturduğumuz masadan, uzaktan değil, bizzat şikayetleri yerinde inceleyerek, çözüm üreterek, sonuçlandırmaya çalışıyoruz.Fakat yanlışı da  o bizden, bizim adamımız değip es geçmiyoruz.Doğru adamın yanlış dostu olmaz çünkü. Hata fark edilir, düzeltilirse hatadır denilir, fakat bile, bile yapılan işlere hata değil yanlış denilir, amacımız yanlışa uğrayanların sesi olmak, doğru yapılanların yazarı olmak.

Karamürsel’de birlik beraberliği nasıl sağlarız, nasıl kutuplaşmadan güzel, güzel yaşarız bunun mücadelesini vermemiz gerekir.

Fikrine saygı duyan kişi, fikirlere de saygı duyar veya duymalıdır.

Böyle olursa bu cennet gibi memleketimizi daha ilerlere taşır, burada büyüteceğimiz evlatlarımıza daha güzel yarınlar sağlıya biliriz.

Kalın sağlıcakla…       

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN