OLMADI BE ! Mesut Çetinkaya

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Karamürsel Belediyesi Basın, yayın  ve Halkla ilişkiler müdürü; ilçenin tek gazetesine, kağıt topluluğu, gazete çıkaranlara tetikçi, sahibine de tehditler savuruyor.

Neden? 

İsmail Yıldırım’ı savunmak için.

Olmadı be Mesut Çetinkaya…

C.tesi günü telefonum susmadı; hafta sonlarını mümkün oldukça ailemle geçirmeye çalışan biri olarak bunaltıcı derecede telefon aldım.

Herkesin ortak söylemi, Ercan bey Mesut Çetinkaya sizin için neler yazmış facebook'ta okudunuz mu ?

Yok, Mesut öyle biri değildir, zaten ne yaza bilir ki ?

Diye dememe rağmen, yinede merakla akşam eve dönünce okudum.

Yok dedim!

Beni kast etmemiştir.

Hemen aradım kendisini, benimi kast ettin diye, ama telefonumu açmayınca galiba doğru tahmin etmiş insanlar deyip ve gece geç saatlere kadar bekledikten sonra  (belki geri arar diyerek) geri dönüş olmayınca oturdum daktilonun başına iadeyi taahhütlü, cevabını vereyim dedim.

Kafamdaki Mesut Çetinkaya profilini yıkarak.

O isim yazmadan gönderme yapmış ama ben direk isimle başladım yazıma, çünkü dedikodular, duyumlar ile değil her zaman kendimden emin olarak yaptım işlerimi.

Haberi haber olarak, masalıda masal olarak sundum takipçilerime.

Ama sen anlamadan dinlemeden atlamışsın.

Benim ALLAH'tan başka korkum olan hiç bir canlı yoktur.

İsmail Yıldırım’ın beni belediyenin protokol listesinden çıkardığını duyduğum'da İsmail Yıldırım’ı da aramıştım çünkü.

Dedim ya hayatımda kimseye bilerek yanlış yapmadım, yapmamda.

Ama Mesut Çetinkaya’nın iddia ettiği gibi kimsenin tetikçiliğini de yapmadım.

Bunu iddia edeninde, alnını karşılarım.

Aslında bunu kendide iyi bilir, lakin ben onun için iddia edilen bir haberi yayınladıktan sonra, onun verdiği karşılığı da yayınladım.

Fakat onun tetikçiliğini yapan sanal yalakalar, sadece onun ağzından yazılanları yayınlayarak herkese göstermişti zaten tetikçiliğini.

Beni belediyede çanak yalayan muhabir müsveddeleri ile karıştırmaya kalkışmayın!

Daha dün,  yalan haber yaptığı için çalıştığı ajanstan atılan, internet sitesinden emniyet müdürü için yalan haber yapıp yalan olduğu ortaya çıkınca  kaldıran, sonrada ajansı tarafından kapı önüne atılan muhabir görünümlü iblisleri,  Mekke’de  bulmamışsınızdır Sanırım, dakikada yanınızda bitiyorlar çünkü.

İnsanları para vermezsen senin haberini yaparım, şu anda engelledim yoksa rezil olursun, bu işin içinde başkanda var,  diye Karamürsel esnafını tehdit eden, yalamalara yaptırdığınız tek taraflı haberler bizde olmaz.

Bizim kaburgalarımızın hepsi yerinde.

Eğer yazdıklarımın doğruluğundan şüphe duyarsan gel ispatını da aslanlar gibi yaparım.

Gazetemiz için “kaçak” olarak yazmışsın, sen yapma be Mesut, bugün gazete çıkarmak için gereken belgeler; nüfüskağıdı fotokopisi, sabıka kaydı , basın şirketi bilgileri. Bunların hepsi zaten bizde 2 yıldır var diyerek direk gazeteyi çıkardık, ama hakkımızda 2 baskımızda şikayet olunca kaçak gazete diye, bu elimizde 2 yıldır vağrolan belgeleri savcılık makamına bir dilekçe ile vererek gazete çıkarmaya devam ettik. Keşke bizi takip ettiğin gibi sana yolladığımız dilekçeleri de takip etsen de, bizde elimizde evrakla haber yapabilsek.

   

Gelelim en üzüldüğüm konuya;

Evet ben gazeteci değilim; sarı basın kartını elime alana kadarda gazeteciyim demedim, dememde.

Fakat Bir Belediyenin Basın Müdürlüğünü yapan bir insanın kalkıp Karamürsel’de en çok okunup, en çok takip edilen gazeteye kağıt yığını demesi, bu gazeteyi hazırlayan, editöre, grafikere, dizgiciye ve bu gazetede çalışan (sarı basın kartlı) muhabirlere karşı çok büyük bir terbiyesizliktir.

Senin gibi, bir makamı temsil eden ilim, irfan sahibi zannettiğimiz birine hiç, ama hiç yakışmadı.

Evet; benim için köşe yazılarını oradan almış, buradan kopyalamış demen doğrudur. Yaptığım hiç, bir şeyi hiç bir zaman inkâr etmedim. Çok okuyan bir adamım, o yazıların bende etkisi büyük oldu, bende aldım koydum.

İnkârda etmem.

Ama şimdi vaktim oluyor, ben kendim yazıyorum…

Hayatımda hiç kıvırmadım, doğruya saygı duydum, hatam varsa af dileyip özür dilemesini bildim.

Ama sen, bana karşı dik duramadın.

Sana telefon açıp, bize haber yollamıyorlar dediğimde, tamam senin hakkın bu deyipte  adaletli davranamadın.

Makamının gereği olan eşit davranmayı ve adaleti yerine getiremedin.

Ak partiye sövüp, iftira atan her gün boy, boy teşkilatınızı ve bağlı bulunduğun partiye hakaret edenlere “reklam” bile verip destek olurken. Belediyenin tekrar ediyorum, halkın olan bizlerin paraları ile maaş aldığın ve bana hizmet vermek için görevlendirildiğin KARAMÜRSEL BELEDİYESİNİ kendi işyeriniz gibi kullanarak, istediğinize haber , istediğinize reklam verdiniz. Ama ALLAH büyük, ben onun adaletinden her zaman emin oldum.

Biz senin kendini savunduğun yerde sana karşılık hakkı doğduğu için kendi dürüstlüğümüzden ve adamlığımızdan ödün vermeyerek senin savunmanı bile yaptık. ( Hani tetikçilikle itham ediyorsun ya ) senin yapmadığın adaleti, sana yaptık, diye mi tetikçiyiz?

Kendi belediye başkanınızın haberlerini, ilçemize gelen misafirlerimizin haberlerini, belediyenin yaptığı güzel olan, olumlu işleri görevin dışına çıkarak bilgi vermemene rağmen biz gene adaletli davranıp bu haberleri Kocaali’de bulunan meslektaşlarımızdan alıp yine haber yaptığımız için mi tetikçiyiz.

Halk artık her şeyin farkında, hiçbir şeyi yemiyor artık.

Evet yemiş gibi görünüyor, çünkü zulümden ve yaptırımlardan korkuyor.

Susuyor !

ALLAH korkusu olmayan kişilerin neler yapa bileceğini görüyor.

Ama  biz ALLAHA  hesap vereceğimizi unutmadık çok şükür.

Ve adalet er, yâda geç tecelli edecektir!

Birde yazmışsın bu adamları sokakta gezdirmemek gerekir.

Buna çok güldüm doğrusu.

Telefonumu biliyorsun, istediğin her zaman, istediğin her yere gelirim ( hem de tek başıma)  zaten ben çarşıya hep tek çıkarım (her gün) , sonra yarın demesinler, bak hep birileri ile geziyor diye.

Ama öyle kırk, elli kişilik bir sülalem yok; biz sülale günlerini Rize’de yaylada yapıyoruz, anca sığa biliyoruz.

Birde sürekli şunu dilinize dolamışsınız.

Bu adamların bir dükkânı bile yok.

Buna da çok güldüm; evet Çarşının göbeğinde yıllarca  koca Karamürsel.tv   tabelası  ile ofis işlettik.

Hatta başkalarına da ön ayak olduk ofis açtılar.

Fakat gazetecilik öyle tahmin ettiğiniz gibi çok,çok para getirisi olan bir meslek değil. Hoş sizin yanınızda bulunan muhabir müsfetteleri gibi, insanları tehdit edip para koparanlar gibi olmadığım ve olmayacağım için şu anda kardeşimin kuru yemiş dükkânında ve ofis olarak kullandığımız bir bodrum katında yapmaya çalışıyoruz bu mesleği.

Bak ne kadar açık ve net cevaplar veriyorum, dedim ya benim bilerek yaptığım hiç bir yanlış olmaz, olamazda.

Sen enerjini bunlara harcamaktansa “İMAMLARA  MEYHANEDE VERDİĞİNİZ YEMEĞİN FATURASINI” bile açıklayamayan bir kişinin  kalkıp bağlı bulunduğum, kurumu kötülemesi çok yakışıksız.

Olmadı yani Mesut Çetinkaya, biz seni adaletli bir adam olarak bilirdik ama çok büyük yanılttın.

 

Benim üç tane aslan gibi oğlum var.

Yarın büyüdüklerinde başlarını öne eğdirecek hiç bir işin içerisinde yer almadım, almam ve onlara haram lokma yedirmem.

Evet şimdi belediyede görev yapıyorsun, elinde imkanlar var.

Haber yollatmazsın, belediyenin reklamlarını yollatmazsın, açılış törenlerine , yada ilçemizde olan bilgileri paylaşmazsın, ama bunu yaparken bizi sadece yavaşlatırsın. Karamürsel halkının bilgi almasını sadece birkaç dakika engellersin.

Bu da senin onuruna ve gururuna yakıştırdığın bir davranışsa elindin geleni yap.

Ama unutma herkesin olduğu gibi Mevlâmında bir adaleti var.

Bu arada Mesut Çetinkaya bir şeyi hatırlatayım!

İsmail Yıldırım'ın rahatsız olduğu bir konu olursa, kendi direk arayıp sorar, sen kendine bu kadar dert etme.

Başkan sen dün karşısında iken de başkanlık yapıyordu.

Biz onu iyisi ile de kötüsü ile de seviyoruz.

Ne zaman sadece hatalarını yazarsak, doğruları yazmasak o zaman sıkıntı duyabilirsin ama şimdi bir sıkıntı yok.

ÖZEL yalamaların lafına fazla tema etme! 

Senin taktığın masallara İsmail Yıldırım gülüp geçiyor.

Bırakın bu kralcılık islerini.

Sen çizgini bozma, sana yakışmıyor bu işler.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN