Bu “Vebal” Hepimizin - Ercan Buber

Bu “Vebal” Hepimizin


Nedir bu Nefret?

Neler oluyor bize bu aralar?

Neden hiç birşeye karşı dayanamıyor, sabredemiyoruz?

Hayat bu kadar kolay mı?

Çocuklarımız neden babasız büyüsün?

Neden yetim kalsın?

Bir kişiyi öldürürsen, tüm insanları öldürürsün ve affedilmezsin ayetini ne zaman unuttuk?

Bu gün gencecik bir bedeni daha toprağa verdik!

Hiç yüzünden.

Hem ölen, hem öldüren hayatlarını bitirdiler.

Peki geride kalanlar?

Evet hak eden, çok insan var!

Fakat sabır, sabır, sabır.

Yüce Mevlamızın, biz kullarını bir imtihan için bu yeryüzüne gönderdiğini unutmamak gerekir.

Bu hafta ilçemiz adeta kapkara bir hafta yaşadı, mubarek ramazanı şerifin habercisi bu üç aylarda adeta Karamürsel’de simsiyah günler yaşadık. Gencecik çocuklar hiç yüzünden öldü kimi uyuşturucu yüzünden, kimi ortada ceviz kabuğunu doldurmayacak olaylar yüzünden. Fakat giden hayatlar yitip biten ömürleri hiçbir şey geri getiremiyecek! Olan ve ölen için elimizden gelebilecek en büyük şey acıları paylaşmak. Bunu da, yüreğimiz ne kadar dayanırsa o kadar yapabiliyoruz, peki şimdi ne yapacağız ?

Tekrar bu gencecik uyuşturucu batağına düşen çocukların devamının gelmesinimi bekleyeceğiz ? Yoksa biraz daha duyarlı olacakmıyız ? Yada aman banane ben hiç birini tanımıyorum nede olsa mı, diyeceğiz ? Yoksa, bana bir şey olmasın da, başım belaya girmesin diye  yine susup köşemiz de, kendimize, çocuğumuza, akrabamıza bir şey olana kadar beklemeye devam mı, edeceğiz ? Ben bu yaşanan ölümler de, kendimi “mesul” hissediyorum! Daha fazla insanların dikkatini çekebilirdim! Gündem de, daha fazla haberle tuta bilirdim! Çok daha fazla, bu ufacık çocuklar için koştura bilirdim! Daha, daha, daha…

Söylesenize bana bir ufacık çocuğun hayatından daha önemli ne var ki ? Yada sadece elli, altmış bin kişinin olduğu bir yerde nasıl olurda bu kadar fazla bir şekilde bu zehir, elden, ele geze bilir? Kendin de, küçükte olsa bir parça sorumluluk hisseden herkese sesleniyorum, duyarsız kalmayın, duyarsız olmayın, çevrenize bir bakın, parkta, bahçede, sahilde, çarşıda, Pazar da, etrafınıza bakın. Emniyet güçlerine haber verin, evet belki onlarca şikayetten bir tanesi önemli olacak, fakat unutmayın o bir kişi sizin bir yakınınız, yada tanıdığınız olabilir.

Lütfen duyarlı olalım...

Çarşıya "Arabayla" inmeyin!

 

Bu sıralar inanılmaz şekil de, şehir içinde özellikle Postane sokak ve Salıpazarı sokaktan, şikâyet geliyor, fakat öyle, böyle, değil. Neredeyse her gün onlarca, çekilip yollanan fotoğraflar, aslında her şeyi apaçık ortaya seriyor. Normalde tek şerit park yeri olmasına rağmen nerede ise her yer araba ile dolu, hatta buda yetmez gibi kaldırımlar bile… Kimse buradan itfaiye geçer, ambulans geçer umurunda değil! Çarşıya çok yakın oturmasına rağmen birçok merkezde çalışan kişi, yâda çarşıda işi olan kişi arabasıyla iniyor, hadi hemen halledip gelse neyse, sabah bir iniyor, akşama kadar araba çarşıda, sonra Karamürsel yaşanmaz bir yer oluyor. İlçemiz de, bu otopark sorunu çözülene kadar duyarlı olmamız gerekiyor. İlçemize gelen insanlar bize kazandırıyor, ilçemizin kalkınmasını sağlıyor, gelen kişi burada sokağa giremezse, yâda girdiği sokakta sıkışıp kalırsa iyi bir izlenim vermiş olmayız, aksine hem onu, hem de, yanında getireceği insanları kaybetmiş oluruz. Biraz dikkat…    

 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI