İsmail Yıldırım ve Motosikleti - Ercan Buber

İsmail Yıldırım ve Motosikleti


Bazen fazla odaklanmak, yanı başınızdaki tehlikeyi görmenizi engeller.

Daha araç sürmeyi yeni yeni öğrenmeye başladığım yıllarda, bir büyüğüm bana şöyle demişti. Altında 1.6 beygirlik bir araba varsa boş yere 4.0 motorlu bir arabaya kafa tutma!

Ya motoru yakarsın, ya da arabanın motor kolunu çıkartırsın!

Yâda, senle oynar yolda giderken gaz keser, yakalamanı bekler, sonra basar gaza gider “MADARA” olursun derdi.

Şimdi bazen trafikte ve yaşantımda seyir ederken, yanıma gelip ara gazı vererek yarışmak isteyen kişilere yol veriyorum, gitsinler diye! Çünkü altımdaki arabanın ne kadar güçlü olduğunu iyi biliyorum.

Aslında yaşantımızda böyle değil mi? Kişi kendi gücünü ve yapabileceklerini en iyi bilen değil midir? Neleri yapıp neleri yapamayacağınızı en iyi kendimiz bilmez misiniz?

Yâda birileri ile diyaloğa girdiğimizde, konuştuğu kelimeler ve beden dili sizinle iş/arkadaşlık yapıp yapamayacağını hemen belli etmez mi?

Hayat tecrübesi denilen şeyde böyle bir şey değil mi zaten?

Bu motosiklet olayını duyduğumda aklıma ilk bu büyüğümün anlattığı kıssadan hisse geldi.

Dün sabah şehir dışında olduğum için 2017 Yılının ilk Meclis Toplantısına katılamadım, ama beni arayıp da İsmail Yıldırım toplantıya motosiklet getirdi dediklerinde çok şaşırdım.

Benim tanıdığımı zannettiğim İsmail Yıldırım böyle işlerle uğraşmaz dedim. Yakınlarda bir yerde olsaydım üşenmeyip gelecektim ama bu seferlik olmadı.

Ben bir süre önce duymuştum aslında İsmail Yıldırım bir motoru bulun diye talimat verdiğini ama meclis üyelerinin envanterde bulunmadığını gördükleri için akıbetini öğrenmek adına sorduğu motosiklet olduğunu düşünmüştüm. Motosikletin neden envanterde olmadığı için talimat verdi zannediyordum, fakat meğer o motor, bu motormuş.

Sevgili meclis üyelerinin gözünü sokarcasına alın size yok dediğiniz motor demiş…

Arkasından ’da benim hesabını veremeyeceğim hiç bir şey yoktur diyerek koca salonu kasıp kavurmuş! Ne diyelim adam haklı “MOTOR” ortada.

Benim anlamadığım ise “BİR” kişi bile çıkıp tamam İsmail Bey, bak ne güzel motoru getirip koydunuz helal olsun! Peki, ama biz bu meclis ’de o kadar soru sorduk! Neden onların cevaplarını bırak böyle gözümüze sokmayı, evrakla bile cevap vermedin/verdirmedin diyememiş ya! Susmuş kalmış, pürü pak olmuş bütün herkes.

Neymiş;

Öyle köşe başlarında, kokteyllerde, toplantılarda, arkadaş muhabbetlerinde atma ile tutma ile olmuyormuş bu işler; böyle çıkıp alın size “MOTOR” demek gerekiyormuş!

İsmail Yıldırım salonun kucağına “MOTORU” bırakmış. Darısı, önümüz deki meclis toplantılarına. Artık “RAKI” masası mı kurulur, traktör lastiğimi getirilir göreceğiz…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI