Demagoji Ustası - Özgür İFADE

Demagoji Ustası


‘’Demokrasi bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.’’ (Platon)

Demagog nedir? Demagoji yapan, kışkırtıcı, hizipçi, halk avcısı..  Bunların yanına artık kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, hedef gösterici, hain ilan edici gibi anlamları da koyabiliriz.

Bu köşeyi yazmaya başladığımızdan beri, özellikle eğitim ve demokrasi eksikliğimize vurgu yapıyoruz. Aslında bizim söylemek istediklerimizi, antik Yunan filozoflarından Platon (İslam dünyasında bilinen adıyla Eflatun), yaklaşık 2500 yıl önce söylemiş. Kısaca, bilinen tabirle, eğitim şart.

Eğitim sistemimiz malum. Atanamayan binlerce öğretmen, her Milli Eğitim Bakanı zamanında değişen müfredat ve sistem, bu ucube sistemden çıkabilip de hayata hazırlanan, bilgiye nasıl ulaşabileceğinden habersiz, kitap okumaktan aciz, dünyadan bihaber, kolayca kandırılıp yönlendirilebilecek milyonlarca genç.

Bir ülkedeki eğitim seviyesini, kaldırımların yüksekliğinden anlarsınız derler. Karamürsel’in bazıları yenilenmekte olan kaldırımlarına bakın. O kadar yüksek kaldırımlara demirden babalar çakıldığını görün. Neden? Arabalar kaldırıma park etmesin diye. O kaldırımların diplerine de bakın. Bütün gün süpürülmesine rağmen kenarda biriken sigara izmaritlerini görün. Bu sadece Karamürsel’in değil, bütün ülkenin sorunu. Biz çocuklarımıza, yere çöp atmamayı bile öğretememişken, onlardan ileride ülkeyi yönetmelerini, icatlar, yatırımlar, hayatı kolaylaştıracak yenilikler yapmalarını beklemek hayalcilik olur.

PISA testine (uluslararası öğrenci değerlendirme programı) göre, 15 yaşındaki Türk öğrenciler yaşıtlarına göre diğer ülkelerin çocuklarından çok geride. Biz babacığından! duyduğunu anlayamayanları da biliyoruz ama,  65 ülke içinde kendi dilinde okuduğunu anlamada bile 46. sırada olan, matematik ve fen bilimlerini de hesaba katınca 48. sırada yer bulabilen Türk gençliğinde değil sorun. Sorun eğitim sistemimizde. Ama bu sistemi düzeltmek bazılarının işine gelmeyebilir. Özellikle eğitim seviyesi yükseldikçe, partilerin oy oranları da bariz şekilde değişirken, sistemin düzelmesi teklif dahi edilemez. Çünkü değişir de eğitim seviyemiz artarsa, demagojiyle oy devşirme de tarih olacaktır. Halbuki ülkemizde yıllardır bunun ekmeği yeniyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren öğretmen olmak için yıllarca yatılı öğretmen okullarında eğitim almak, üzerine de fakülte bitirmek gerekiyordu; günümüzde formasyon sınavını veren  öğretmen oluyor, hatta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine artık ilahiyat mezunları değil, mollalar giriyor. Önceden, özellikle Köy Enstitüleri’nde, vatandaşlarımızı eğitmek için tam donanımlı öğretmenlerimiz, yıllarca ülkenin dört yanında idealleri uğruna çalışırken; günümüzde bırakın gençleri eğitmeyi, öğretmen odasında dedikodu yapıp, maaş gününü bekleyenler çoğunlukta. Maalesef öğretmenlerimiz bile, eğitimsizleşmiş.

Bu eğitimsizlik yüzünden, kuzey Avrupa ülkelerinin başbakanları makamlarına bisikletleriyle giderken; bizdekiler 40 tane eskortla gidiyor. Bu yüzden batının en büyük şehirlerinde bile uçsuz bucaksız yeşil alanlar, parklar varken; bizde her taraf beton yığını. Bu yüzden bizde rantçılık ve yolsuzluklar artarken; başka ülkelerin yöneticileri en ufak ihmallerinde ya istifa ediyor ya da hapsi boyluyor. Bu yüzden bizde kadına şiddet son on yılda yüzde 1700 artarken; gelişmiş ülkelerde bu oran hep azalıyor. Bu yüzden bizde çocuk işçiliği de, çocuk istismarı da tecavüz de hep artarken başka ülkelerde en büyük cezalarla adi suçlardan caydırılıyor. Bu yüzden bizde devleti yönetenler kendi açıkları ortaya çıkmasın diye, rakipleriyle aynı programa çıkıp tartışmaktan kaçarken; eğitim seviyesi bizden yüksek olan ülkelerin hepsinde adaylar aynı kanalda açık oturumlara katılıp vatandaşlarına kimin daha ideal yönetici adayı olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bu yüzden ifade ve basın özgürlüğü endeksinde Türkiye her yıl geriye giderken, elalem uzaya gidiyor.

Eğitimsiz bir toplumdan, eğitimsiz yöneticiler çıkar. Bu yöneticiler de kendi eksiklikleri, yanlışlıkları göz önüne serilmesin diye rakipleriyle bir araya gelmekten kaçınır, medyayı baskı altına alır, eğitim seviyesini düşürür. Aslında asıl tehlike bu değildir. Bunlar gelir geçer.  Bütün bunların farkında olup da, sırf güçlü diye bu yöneticilerin yanında yer alanların, aslında aklına yatmasa da onları destekleyenlerin, sonraki nesilleri düşünmeyenlerin, sırf kendilerine dokunmasınlar diye susan veya söylem, düşünce ya da saf değiştirenlerin, asıllarını inkar edenlerin, rüşvet ve yolsuzluğa bulaşıp, bundan nemalananların, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanların sayısının artması, asıl tehlikeli olandır. Eğitimsiz toplumlarda bu sayı her gün artar..

Doğruyu gizleyenlerden değil, doğrunun peşinden gidenlerden olun. Okuyun, araştırın, öğrenin. Sizi eğitecekleri yok, bari kendinizi eğitin. Saygılar…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
03Nis

ALAKASI YOK

28Mar

RED

21Mar

Cinnet Vatan

14Mar

Apolitik Gençlik

06Mar

KADIN