Bizde genellikle öyledir. Adı vardır kimi şeylerin, söylenir, geçilir. İçeriğine ulaşma çabası yetersizdir nedense.
Biz gazetecilerden örnek verelim isterseniz. Görelim bakalım gerçekten de öyle mi değil mi! Görelim bakalım kimi şeyleri gerçekte önemsiyor muyuz, yoksa öylesine, üstünkörü sözünü edip savsaklıyor muyuz?..
Bir gazeteci, bir cinayet haberini irdelerken, gazetesinin haber atlamamasına dikkat eder. Kolluk güçlerinin ya da yargının bile görmediği şeyleri görmek, ayrıntıyı okuyucusuna duyurmak ister. Böyle yapması da doğal bir davranıştır.
Kendisini, işini, mesleğini, meslektaşlarını ilgilendiren konularda ne yapar?
Ben bunu söylemeye çalıyorum işte…
Bugün 16 Ocak. Türkiye’deki gazeteciler için çok önemli bir gün bugün. Onun da ötesinde, Kocaeli’deki gazeteciler için çok önemli bir gün, öyle olmalı.
Olmalı çünkü; Mustafa Kemal Atatürk’ün, gazetecilerle yaptığı ilk basın toplantısı 16 Ocak 1923’te ve Kocaeli’de, İzmit’te gerçekleşmiştir.
Çok mu önemlidir?
Evet çok önemlidir. Önemli olmasının farklı yönleri, farklı açıklamaları vardır.
Herkes anlar mı?
İşte orası karanlık. Herkesin anlamasını da kimse beklememelidir zaten!..
15 Ocak 1923’te, Mustafa Kemal Atatürk’e, annesinin ölüm haberi verilir. Kendisini dünyaya getiren, büyüten, o en değerli varlık yaşamdan kopup gitmiştir. Ne ki, yaşam sürmektedir ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önünde aşılması gereken engeller, yapılması gereken işler vardır…
Bu acı habere karşın, 16 Ocak 1923’te, Ankara’dan İzmit’e gelir trenle. Oysa ki annesi İzmir’de yaşamını yitirmiştir. İzmit’e, Kasr-ı Hümayun olarak bilinen Av Köşkü’ne gelir ve Tevhid-i Efkar‘dan Velit Ebüziyya, Vakit‘ten Ahmet Emin (Yalman) Akşam‘dan Falih Rıfkı Atay, İleri‘den Suphi Nuri İleri, İkdam‘dan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Tanin’den İsmail Müştak, Halide Edip Adıvar ile bir toplantı yapar. Kızılay Başkanı Hamit Bey ve İleri gazetesinin İzmit Muhabiri Hakkı Kılıçoğlu‘da katılır bu toplantıya. Beş buçuk saat süren bu toplantı, Atatürk’ün yaptığı ilk ve son basın toplantısıdır…
Bu kadar mıdır? Atatürk’ün yaptığı ilk ve son basın toplantısı olması mıdır toplantıyı bu denli önemli, değerli kılan!
Elbette değildir. Toplantının asıl önemi ve değeri, Atatürk’ün, 29 Ekim’de ilan edilecek olan Cumhuriyet’in müjdesini vermesidir.
Buraya kadar anlaşılmayan bir şey var mı?
Dünyanın en önemli devlet adamlarından biri olan Mustafa Kemal Atatürk’ün bir duruşu vardır ve halkı için, halkının geleceği için o duruşu sergilemiş, annesinin ölümünü ikinci plana itmiştir, doğru mu?..
Geldik şimdi gazetecilere, onların 16 Ocak’a nasıl baktıklarına (bir bölümünün), nasıl yorumladıklarına!
Açın günlük gazeteleri ve şöyle bir bakın. Yerel ya da ulusal ölçekte yayın yapan gazeteler 16 Ocak’a ne kadar yer vermişler dersiniz?
Hangi gazetenin hangi sayfasında, hangi köşe yazarı, AKP’nin yağdanlığını yapmayıp, borçlu olduğu Cumhuriyet’in kurulma müjdesinin verildiği bu önemli günü taşımıştır yazısına?..
Olay budur işte! Mustafa Kemal Atatürk, annesinin cenazesi yerine İzmit’e gelmekte, Cumhuriyet’in kuruluş müjdesini vermektedir basına. Basının bugünkü yalakaları ise, varlıklarını, özgürce yazabilme konumlarını borçlu oldukları Atatürk’ten söz etmemektedirler…
Sözümün dışında kalanların Basın Onur Günü’nü kutluyorum…
