RÜŞVETİN VE AVANTANIN BELGESİ OLURMU?
Allah aşkına şu başkanı bir dinleyin, biraz ilgi gösterin, biraz sevin yahu. Her fırsat bulduğunda ekranlara çıkıp sürekli bir şeyleri anlatmak için yırtınıp duruyor. Birde o kadar baskıya ve paylaşıma rağmen kimsede artık kaile almayınca hepten delirmeye başlıyor.
Çok merak ediyorum acaba kendi konuştuklarının tekrarını kendi dinlediği zaman ne hissettiğini gerçekten çok merak ediyorum. İnsanların gözlerinin içine baka, baka bu kadar rahat konuşabilen bu bölgede böyle bir siyasetçi daha sanırım yoktur.
Gelelim “RÜŞVET VE AVANTA” faslına; şimdi buradan sonra yazacaklarım o çok fazla okunan kitap ve filmlerin başlığında yazdığı gibi “BURADA YAZILAN KİŞİ VE OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR” diyerek devam edelim. Sonra birileri gerçek sanıp dava açınca hadi kanıtla bakayım avanta ve rüşveti değip birde tazminat ödemek zorunda kalmayalım.
Şimdi hayal edelim, Karamürsel'de bir bina yâda site yapacaksınız, gittiniz belediyeye ve derdinizi ve projenizi anlattınız ve yatırılması gereken paraları yatırdınız.
Buraya kadar her şey çok olağan ve olması gerektiği gibi dimi?
Şimdi belediyede yetkili biri dese ki yahu sen bu kadar büyük bir yatırım yapıyorsun dünyanın parasını kazanacaksın!
Eeeeeeee?
Şimdi bizim belediye yede biraz katkın olsun dese?
Yok, bana ne, ben yasal olarak yatırmam gereken bütün paraları yatırdım bana ne belediyenin borcundan dersem hayalimde bile bana başıma gelecekleri hayal edemiyorum!
Peki, tamam ne kadar ve nereye ödemem gerekiyor desem ve beni bir nalbur yâda çocuk giyim mağazasına yollasalar git buraya 250 milyon baloncuk ver deseler bende gidip versem ortada evrak yok, şahit yok, davacı olsam mahkemede bir yerleri ile gülerler dimi bana?
Buna rüşvet yâda avanta denir mi?
Yâda bilmem ne yardım ve yaşatma derneğine git şu kişiye bu parayı ver deseler bende yahu küçücük derneğe bu kadar para verilir mi deme şansım var mı?
Hadi dedim başıma gelecekleri kestirme şansım var mı?
Gülmeyin yahu, şurada hayal kuruyoruz!
Lütfen ama gülmeyin!
Peki, bu kadar hayal sonrası size gerçek bir şey söyleyeyim. Bu ilçede başkan sırf kendi kötü olduğu kişilerin işine takoz koymak için öfke ve nefret duyduğu kişilerin inşaat yapmasını engellemek için arsasına inşaat yapma izini vermediği ve mahkemelik olduğu kişilere korkunç paralar ödemek zorunda kaldığını tabiî ki bilmezsiniz.
Yâda sırf kendini biraz daha popüler yapabilmek uğruna sövüp, saydığı ünlülere ettiği ağza alınmayacak ağır hakaretlerden dolayı açılan tazminatların korkunç miktarlarını da bilmezsiniz tabiî ki.
Keşke başkan çıkıp diyebilse ki şahsıma ve şahsımla alakalı olarak sadece son 7 yılda bu kadar dava açıldı, bu kadarı kaybedildi, bu kadarı temyize yollandı, bu kadarı hala devam ediyor diyebilse keşke?
Yada hazır metinlerle çıktığı programların birinde bunları açıklayabilse diyeceğim ama…
Gelelim ilçemizi 15 yıldır kendi değimi ile yönettiğini düşünen başkanımıza ve arkasında bıraktığı muhteşem eserlere. Geçen gün bir açılışta kendisini dinleyince dedim ki, yahu bu ilçeyi 15 yıldırı kim yönetiyor acaba?
Yahu bu kişi bu kadar dert yanıyor!
Bu kişi iktidar partisinin 8 küsür yıllık belediye başkanı değil mi?
Kendisi bu ilçede oy namustur diyerek sırf hizmet edebilmek için yine kendi söylemi ile iktidar partisine geçmedi mi?
Bütün kapılar ardına kadar açık değil mi?
Yâda kendisi iktidar partisine geçmediği yıllarda büyük şehir belediyesi ilçeye hiçbir hizmet götürmedi mi?
Bu ilçeyi acaba başkanın bir ikizi vardı omu yönetiyordu diye düşündüm.
Düne kadar sövdüğü ve hırsızlıkla itham ettiği (Allahtan bunların kayıtları var) bir partiyi vatansever!
Geri kalan her partiyi ve mensubunu terör ve terör örgütleri ile kol kola gezen kişiler ilan etmesi sonrası nutkum tutuldu.
15 Temmuz'da bu ağır ithamları kullandığın Karamürsel evlatları ile omuz, omuza nöbet tutan sen değimliydin?
Şimdi bu ağır ithamlarla suçladığın kişilerin ağabeyleri, ablaları, amcaları, dayıları, enişteleri terör örgütlerine bulaştı ve bir bilgin varsa büyük bir heves ile çıktığın programlardan birinde açıkla da bizlerde bilelim.
Birde ikide bir burası küçük bir ilçe burada herkes birbirini iyi bilir diye çok güzel bir söz söylüyorsun!
Bak doğruluğuna emin olduğum tek sözün bu!
Kesinlikle haklısın bu ilçede kimin ne olduğunu, kimin ne kadar pisliğe bulaştığını, kimin ne kadar kısa sürede zengin olduğunu, kimin başkalarının üzerlerine neler aldığını, kimin kenar köşede ne tezgâhlar kurduğunu, kimin yanında olan kişilerin biranda zenginleştiğini, kimin kanussuzluk yaptığını, kimin personeline ana avrat küfrettiğini, kimin birinci derecede yakınlarının teröre bulaştığını bu ilçe halkı çok iyi bilir!
Ama bu ilçe halkı geçmişte itin hatırı olmasa da sahibinin hatırı var diye susar. Ama sahibinin de hatırını bitirmemek gerekir. Makama yapılan saygıyı kendi şahsına yapılıyor zannedip aba altından sopa göstermemek gerekir.
Yüzüne söyleyemeyeceğin sözleri ayakçılara telefonda söyletmemek gerekir!
Sonra son pişmanlık fayda etmez…
Vesselam…