Erdoğan harekete geçecek! Açıklanır açıklamaz...
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın canlı yayında son dakika açıklamalarında bulunuyor.
İbrahim Kalın referandumun ardından ilk kez gazetecilerin karşısında. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Kalın, "Bir siyasinin sayın Cumhurbaşkanımıza suikast girişimi çağrısı yapmak gibi hazin bir olayı gözlemlemekteyiz. Bunlar Erdoğan düşmanlığı üzerinden düşmanlık yapan bazı çevre, siyasilerin ve onlara payanda olan
PKK, FETÖ gibi düşmanların yazdığı senaryoyu tekrarlamaktan ibarettir. Bu tür şeylerin sıradanlaşmasına ve normalleşmesine asla izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
İbrahim Kalın'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
- Özellikle referandum sürecinde ve hemen ardından Avrupa'da bazı çevrelerde yapılan değerlendirmeler oldu. Türkiye'nin nasıl bölündüğüne dair yanlış tespit ve okumaları oldu. Batı demokrasilerinde yapılan seçimlere baktığımızda yüzde 50'leri, 60'ları görüyoruz. Biz hiçbir zaman "Bu katılım çok düşük" yaklaşımında olmadık, hep saygılı olduk. Aynı saygıyı Batılılardan beklemek de hakkımız.
- Fransa'da dün yapılan seçimlerde çok parçalı bir yapıyı ortaya koydu. Biz de kalkıp "bölünmüşlüğü" ortaya koyarak birtakım değerlendirmeler mi yapalım? Biz bunlara tevessül etmiyoruz.
- Bir siyasinin sayın Cumhurbaşkanımıza suikast girişimi çağrısı yapmak gibi hazin bir olayı gözlemlemekteyiz. Bunlar Erdoğan düşmanlığı üzerinden düşmanlık yapan bazı çevre, siyasilerin ve onlara payanda olan PKK, FETÖ gibi düşmanların yazdığı senaryoyu tekrarlamaktan ibarettir. Bu tür şeylerin sıradanlaşmasına ve normalleşmesine asla izin vermeyeceğiz.
"1 AY BOYUNCA 5 ÖNEMLİ ZİYARET GERÇEKLEŞECEK"
- Referandum sonrası Cumhurbaşkanımızın yoğun bir gündemi olacak. Önümüzdeki 1 ay içinde çok önemli 5 ziyaret var. Önümüzdeki ay Hindistan, Ardından Rusya, Mayıs ayı ortasında Çin'e gideceğiz.
"RESMEN AÇIKLANINCA ERDOĞAN BAŞVURACAK"
- 1960'a kadar Türkiye'de Cumhurbaşkanları siyasi üye olmuşlardır. YSK'nın kesin sonuçları açıklamasından sonra sayın Cumhurbaşkanımızın bir üyelik başvurusu yapacaktır.
AB'NİN TÜRKİYE'YE KARŞI TUTUMU
- Avrupa ile ilişkilerde son dönemde bir akıl tutulması yaşanıyor. Son dönemde Türkiye ve Erdoğan karşıtlığının bir ivme kazanması bizim de üzerinde hasssayetle durduğumuz bir konu. Avrupa her şeyden önce kendi değerleriyle çelişmektedir.
- Zaman zaman Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset yapanların birtakım kehanetler de bulunduğunu görüyoruz. Bazı Batılı aydınlar, siyasetçiler bir şeylerin sonunu ilan ettiklerini görüyoruz. Dinin, siyasetin sonunu ilan etmeler vs. Bir son ilan etme alışkanlığını görüyoruz. Türkiye'de de bir şeylerin sonunun geldiğine dair açıklamalar geliyor. Şunu bilsinler ki, bizim için her şey yeni başlıyor.
"TÜRKİYE'YE PARMAK SALLAYARAK HİZA VEREMEZLER"
- Erdoğan'ın bileğini bükemedikleri için algı operasyonu yaparak suikast gibi bu söylemleri normalleştirmeye çalışıyorlar. Burada da hezimete uğrayacaklarını çok açık bir şekilde söyleyebiliriz. Biz AB ile iyi ilişkiler içinde olmak istiyoruz. Avrupa'nın buyruklar yayınlayıp Türkiye'nin kabul etmesi gibi alışkanlıkların geçmişte kaldığını bilmeleri gerekmektedir. ortaklığın tanımı da budur. Birileri Avrupa'dan Türkiye'ye parmak sallayarak hiza veremez. Bunu herhalde anlamış olmalıdırlar.
- Türkiye hiyerarşik dayatmaları asla kabul etmez. Fasılları açacak olan AB'dir. Mültecilere 3 milyar yardım gönderme teklifini gönderen Avrupa'dır. Şu anki rakamlara baktığımızda 1,5 milyar Avrosu sözleşmeye bağlanmış bunun sadece 790 bin Avrosu gönderilmiştir. Vaadedilen ve hayata geçirilen fark budur.
- Türkiye bu Göç Anlaşması çerçevesinde üzerine düşeni yapmıştır. Denizlerde insan kaçakçıları, botlarda ölümler önlenmiştir. Gelen para da AB STK'ları üzerinden aktarılıyor. Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde Avrupa'ya gönderilen Suriyeli göçmenlerin 4 milyon civarında olduğunu görüyoruz. Avrupa'nın kendi hissesine düşen sorumluluğu yerine getirmede ne kadar geride kaldığını görüyoruz.
"AB ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI"
- Üçüncü ayağı da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşların Şengen vizesine dahil edilmesidir. Bunun sürekli ötelendiğini görüyoruz. Bu konuda da adım atması gereken AB'dir. Artık tahammül sınırlarını fazlasıyla aşan Avrupa'nın terör örgütlerine açıkça kapılarını açması, doğru ya da dolaylı olarak destek vermesidir. Avrupa tutarlı bir tavır içerisindeyse terör örgütlerine karşı mücadelede Türkiye'nin yanında olmalıdır.
- Sayın Cumhurbaşkanımız bu süreçte AB yetkililerle oturup, konuşulacağını söyledi. Avrupalıların üzerine düşen görevi yerine getirmeleri gerekiyor.
AVRUPA KONSEYİ'NİN AÇIKLAYACAĞI TÜRKİYE KARARI
- Avrupa Konseyi bizim kurucusu olduğumuz bir kurumdur. Avrupa Konseyi ile pekçok şeffaf ve yapıcı bir ilişki içerisinde olduk. Oradan gelen bir heyeti 16 Nisan referandumunu izlemeye davet ettik. Özellikle AKPM Gözlemciler Heyeti'nde bazı üyelerin açıkça PKK destekçisi olduğu, onların toplantılarına gittiği artık malum. Bu kişilerin yazdığı raporların, açıklamaların adil ve tarafsız nitelik arz etmesini beklemiyoruz.
- Zaten referandum sürecinde yaptıkları açıklamalarda taraflarını belli ettiler. Bazıları gelip hayır kampanyalarına katıldılar. Bu gözleme, izleme statüsüne alınması meselesine gelince. Bir kere bizim işbirliği çabalarımıza rağmen maksatlı çevrelerce siyasi girişimlerin yapıldığını görüyoruz. Bu çok açık siyasi bir operasyondur. Bunun izah edilebilir, meşrulaştırılabilir, gerekçelendirilebilir bir temeli söz konusu değildir.