Karamürsel sepetinin 'son' ustası tarihi sepetimize sahip çıkıyor

Karamürsel sepetini 'son' ustası yaşatıyor Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülaziz'e içinde kiraz götürülmesiyle üne kavuşan Karamürsel sepeti, 50 yaşındaki 'son ustası' Muharrem Uzun'un gayretleriyle yaşatılıyor. Kestane köklerinden yetişen dal ve filizlerden özgün bir el işçiliğiyle yapılanKaramürsel sepeti, plastik kova ve naylon poşetler karşısında zamana direniyor.

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Karamürsel sepetini "son" ustası yaşatıyor

Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülaziz'e içinde kiraz götürülmesiyle üne kavuşan Karamürsel sepeti, 50 yaşındaki "son ustası" Muharrem Uzun'un gayretleriyle yaşatılıyor.  

Kestane köklerinden yetişen dal ve filizlerden özgün bir el işçiliğiyle yapılanKaramürsel sepeti, plastik kova ve naylon poşetler karşısında zamana direniyor.

Karamürsel Belediyesinin girişimleriyle Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından 2010 yılında "coğrafi işaret" tescili alan sepetin yapımını yörede Muharrem Uzun'dan başka bilen usta bulunmuyor.

İlçe merkezindeki bir iş yerinde el yapımı sepet üretimini devam ettiren Uzun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karamürsel sepetinin çok sağlam ve küçük görünmesine rağmen çok ürün aldığı için kullanışlı bir taşıma kabı olduğunu söyledi.

Karamürsel sepetinin Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülaziz'e Hereke ziyareti sırasında içinde kiraz getirilmesiyle üne kavuştuğunu dile getiren Uzun, "Ufacık tefecik gördün de Karamürsel sepeti mi sandın" deyiminin buradan geldiğini kaydetti. 

Uzun, Karamürsel sepeti yapmayı 15 yıl önce belediye başkanının teşvikiyle öğrendiğini ve şu an ilçede kendisinden başka sepet ustası kalmadığını anlatarak, "15 yıl önce belediyede çalışırken başkanımız bu mesleğin kaybolmaması için çalışma yapılmasını istedi. O zaman da sadece bizim köyümüzden Hasan usta vardı bu işi yapan. Rahmetli Hasan ustayla aynı köyden olduğumuz için beni seçtiler. Ben de o vesileyle Karamürsel sepeti yapmayı öğrenmiş oldum. Hasan usta vefat ettikten sonra Karamürsel'de bu sepeti yapan bir tek ben kaldım" diye konuştu.

Gençlerin bu mesleğe ilgi göstermediğini ve kendisi öldükten sonra Karamürsel'de sepet yapan kimse kalmayacağını belirten Uzun, Allah nasip ederse ölene kadar bunu devam ettireceğini ifade etti.

Uzun, çocukluğunda her evde en az 5-6 tane Karamürsel sepeti olduğuna dikkat çekerek, "Eskiden Karamürsel'de herkes erik, kiraz, zeytin yetiştirirdi. Taze meyve dalından sepete toplanıp, İstanbul'a gönderilirdi. Artık eskisi kadar meyve yetiştiricisi kalmadığı ve olanlar da ürününü plastik kovalara topladığı için Karamürsel sepeti de unutulmaya başladı" dedi.

- "25-30 sene kullanılabilir"

Yeni ustaların yetişmesinin önündeki en büyük engellerden birinin de sepetin kestane ağacından yapılması olduğunu belirten Uzun, şöyle devam etti:

"Bizim ham maddemiz kestane ağacı. Bu ağacı kesmek yasak olduğu için bulmak da zor oluyor. Sepeti yaparken alet olarak sadece bıçak kullanıyoruz. Budaksız, düz bir kestane dalını ince ince keserek 5-6 parçaya bölüyoruz. Her bir parçayı kullanıyoruz. Bir sepeti yapmak bir gün sürüyor çünkü malzemeyi hazırlamak çok zor. Her parçasını örüyorsunuz. Örme çubuklarını ayrı yapıyoruz." 

Uzun, bu işten kayda değer bir kazancı olmadığını, Karamürsel sepetinin kaybolmaması için yaptığını dile getirerek, tek bir sepet yapabilmek için akşama kadar uğraşmasına rağmen 35-40 liraya zor satıldığını anlattı.

Karamürsel sepetinin çok dayanıklı olduğunu, çamura bırakılmadığı takdirde rahat 25-30 sene kullanılabileceğini vurgulayan Uzun, diğer sepetlerin su gördükçe çürüdüğünü ama kestane ağacından yapıldığı için Karamürsel sepetinin ıslandıkça daha da sağlamlaştığını belirtti.

- "Tarihi diziler can verdi"

Yaklaşık 45 yıldır Karamürsel sepetinin ticaretini yapan Mehmet Ali Koygun ise Karamürsel'in sepetiyle tanınan bir ilçe olduğunu belirterek, uzun yıllar boyunca bölgede yetişen meyvelerin bu sepetle İstanbul'a götürüldüğünü aktardı.

Plastik kovaların çıkmasıyla kullanımı giderek azalan Karamürsel sepetinin tarihi dizilerle az da olsa canlandığını ifade eden Koygun, "Bizim sepetlerimiz 13 tane tarihi dizide kullanıldı. Bu sayede satışlarımız az da olsa arttı. Senede 200 tane Karamürsel sepeti satıyoruz. Meyve veriminin düşük olduğu yıllarda satış daha da azalıyor" dedi. 

Koygun, sepet satışlarını arttırmak için farklı düşünceleri olduğuna dikkat çekerek, yılbaşı hediye sepetlerinden dolayı yoğun bir talep olduğunu dile getirdi. 

 

Kaynak;Anadoluajansı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN