İnanamıyorum inanamıyorum inanamıyorum! Hangi yüzyılda, nerde, kimlerle yaşıyorum? Utanacağım neredeyse göğüslerimden, kalçamdan. Suçlayacağım kendimi kadınlık uzuvlarını taşımaktan. Ne zormuş Havva olmak! Üzerindeki incir yaprağına şükretmeli Havva yoksa dünyadaki "ilk insan" olma işinden mahrum bırakılırdı mazallah. Sağ olsun incir yaprağı vardı da korudu Havva' yı işsiz kalmaktan. Havva olmak, Kadın olmak, Gözde Kansu olmak(!)
Bir gün dünyaya gönderiliyorsun üzerinde hiç bir şey ile. Aynı hiç bir şey ile geri gideceğin gibi…10.000 yıldır dünyadaki insan acaba kaç yıldır giyinik durumda? Düşünsenize Taş Devri' ndesiniz İsmail bağırıyor: "Üzerine bir şey al hanım, namahrem olur şimdi av etlerini ocak başında yerken." diye! Hanımı da diyor ki: " Tamam beyim vizon kürkümü başıma dolar gelirim." Trajikomik durumdayız. Tüm canlılar çıplak geldi bu dünyaya ve çıplakta gidecekler. Evet insanız ve evet toplumsal varlıklarız ve evet kültürün ürünüyüz(!) Fakat "üç evet" de şu durumda anlamsız benim için! Çünkü; bir insanı memeleri yüzünden işten çıkaran varlık henüz "insan" olma erdemine erişmemiştir. Çünkü; toplumsal olsaydık toplumun içinde huzur ve düzen sağlamanın yolunun erotizm ya da sansürden geçmediğini anlardık. Çünkü; kültürel bir varlık olan insan cinsel kimliğinin esiri değil, sadece sahibi olduğunu bilirdi! Üç evete üç çünkü bu yüzden benden.
Kadında beyin var göğüslerinin yanı sıra. Erkekte de beyin var cinsel dürtüsü yanında. Bu yüzden önce kadının beyniyle ilgilenmeli erkek. Beynimizde değişme var ilkçağdan beri ama akıl yönünden kıt olmaya devam ediyoruz maalesef. Aklı gösterebilecek bir alet yapsaydı insan beyni bizdeki bazı politikacılar akıl dağıtılırken şemsiyenin altında kalmış olarak bulunurdu. Tabi ki testosteron hormonunu yudumlayan "ilkel beyin sendromu" hastalığına yakalanmış olarak.
Kadın ANA' dır. Ve anneler kutsaldır. Annenin göğsünden akıttığı sütle büyüyemeyen kaç ERKEK vardır? Bu şansa sahip olamayanlar maalesef kaderleri eğri çizilmiş olarak doğan bebeklerdir. Kadının göğsünden akan sütteki serotonin hormonu (mutluluk hormonu) değil midir bebeğini sakinleştiren? Modern tıp bile kabul etmiş. Anne ve bebek arasındaki iletişimin ilk kaynağı bebeğin anne göğsüne dokunarak göz teması kurmasıdır. Otizmin bile engelidir bu durum. Bebeklerin çoğu "Anne" demeden "Meme" demez mi? Demek ki bazıları hala Freud' un deyimiyle oral döneme takılıp kalmış; "Meme, meme, meme!" diye dolanıp duruyor ortalıkta. Ve ilk gördüğü memeye: GÜM! Diye tökezleyip, ne yapacağını şaşırıyor.
İsmi lazım değil ama, cismi çakma Mesih olan ilkel beyin sendromlu bir vatandaş Almanya' dan yaptığı bir televizyon programında almış kedi makyajlı bayanları yanına hem dans ediyor hem de dini program yapıyor! Şaştım kaldım. Biri meme var diye dinden çıktım sanıyor, diğeri memeyle insanları dine çekmeye çalışıyor. Tövbe tövbe tövbe… Beyinleri organ olarak var ama, akıl denen soyut şeyden arınmış bunlarınki(!) Vicdan, erdem falan zaten hiç aramıyorum bile bu ismi lazım olmayan insancıklarda. Beyincik tek başına yetersiz kalmış hormonlarının denetimini yapmakta. Yanında bulunması gereken ahlaki örüntünün yerine, sansür uygulaması yapan bir Mesihler Ordusu var sokakta.
Neden bu kadar zor kadını sadece organ olarak görememek? Neden yol boyunca bir kadının arkasından kalçalarına bakılır dakikalarca? Neden "Affedersiniz?" deyip, yanıma yaklaşan bir varlık tarafından cinsel sözcüklerle taciz edilirim? Neden "Affedersiniz?" diye cümleye başlayan bir sokak çakması, beyefendi kılıklı, ilkel beyin sendromlu varlık cümlesini aynı kibarlıkla bitiremiyor? Neden Gözde Kansu'nun göğüsleri gündemde? Meme işte ya! Altı üstü iki meme! Elin gibi, gözün gibi, kalbin gibi bir organ.Yasaklayın memeyi, yasaklayın saçı başı, yasaklayın özgür basını... Ne olacak sonu? Koyunda çok(!), o koyunlar tarafından tecavüze uğrayan koyunlarda.(Unutmayın ki bu ülke ördeğe bile tecavüz eden yasaklanmış bir beynin ve bilinçaltının iğrençliğini de görmüş bir ülkedir.) Belki de bu bayram sevinmiştir koyunların çoğu."Me me, yaşasın tecavüz bitti!" diye koşmuşlardır kurban olmaya! Ya da kurban edilen nice genç kızın kanlarını yerde bırakanları geçirmeyecekleri için sırat köprüsünden sevinmişlerdir kana bulanmış olsa da boğazları.
Bir gün biri çıkıp "Ben birine tecavüz ettim." derse adalet sarayının önünde acaba ne olur? "Tecavüze uğradım." diyenler için hiç bir şey yapılmayan bu ülkede, herhalde cevap şu olur: "Ee memeler baş kaldırmış, düğmelerde kavuşmuyorsa suçlu değilsin. Hadi de git adaleti meşgul etme." Çünkü adalet; gaflet ve dalalet içine düşmüş maalesef…
