Yönetim, tek başına siyasi otoriteye bırakılamayacak kadar önemlidir. Millet iradesine saygı gereği pek tabiki karar mekanizmasında olacaklar. Sıkıntı, muhalif muhattap noktasındadır.
Bu muhattabı sadece siyasi diğer oluşumlardan ibaret görüp millet hafızası olması gereken STK'ları yok saymak en büyük hatadır. Toplumsal vicdan nezdinde oluşturulacak kamuoyuna ve yarattığı baskıya direnç gösterecek bir güçten söz etmek mümkün değildir. Oteritenin yapacağı tek şey, bu gerçeğin farkında olup minnet duygusu yaratmak olacaktır.
Güdümüne alarak riski yok etmek isteyecektir. Karamürsel'de böyle bir güdümden söz edilebilinir mi bilmiyorum. Ama kamuoyu oluşturacak bir yapının olmadığının farkındayım. Diğer il ve ilçelerdeki konseyleri, STK'ları,dernekleri ve yaptıkları faaliyetleri inceledikçe; toplumsal sorunlara ürettikleri çözümleri gördükçe ilçemizdeki bu boşluğu daha derinden hissediyorum.
Konuya sorularla devam etmek istiyorum.
İlçemizde sivil inisiyatifin lideri konumundaki konseyi halktaki karşılığı nedir?
Farkında olduğu meselelere ürettiği çözümler nelerdir?
Bu soruların cevapları olumlu ise ( ki yapılanlar elbetteki vardır) halk bunun ne kadar farkındadır. Gelelim STK'lara... Faaliyet alanlarında hangi hizmetleri vermişlerdir?
Hangi sosyal farkındalıkları oluşturmuşlardır?
Derneklerin görevi sabahtan akşama lokallerde oyun oynamak mıdır?
Hemşehri dernekleri hangi folklorik özelliklerini topluma tanıtmıştır?
STK ve Derneklerin siyasete bakışları maddi kazanım sağlamak mıdır?
İlçede siyasi oterite üzerinde toplumsal bir baskı hissetmiş midir?
Mesela ilçeye üniversite kazandırmak mıdır hizmet yoksa bu kazanıma ek olarak beraberinde getirdiği toplumsal artı ve eksilerine göre pozisyon almak mıdır?
Kimse neden sormaz: ilçenin problemleri nelerdir?
Somut örnek verelim. Geçen hafta gazetemiz yazarlarından Ender Bey'in değindiği mühim konu uyuşturucu belası neden önlenemez bir yükseliş almıştır?
Bu konunun tek muhatabı emniyet tedbiri midir?
Çözüm aşamasında STK'lar ne pozisyon almışlardır?
Gençlerin sonunun toprak ve yahut cezaevi olmasının vebali ne kadar ve kimlerce hissedilmektedir?
Farklı bir konu... Gençlerin dini hassasiyetlerini kullanan ve İslam'a aykırı hareket etmesini sağlayan yapıların çoğalmasının izahı nedir?
Bu izahı kim yapacaktır?
Neden ilçe de terör faaliyetleri ve baskın haberleri haber sütunlarında yer almaktadır?
Tertemiz gençlerin terör ile anılmasının önüne nasıl geçilmelidir?
Uzayıp gidecek... Hazırcılık bünyemize işlemiş. Gerekeni kaymakam yapsın. Belediye Başkanı ilgilensin. Emniyet koştursun. Tamam bunlar yapsın görevini kabul ediyorum ama toplumsal destek olmadan ne kadar başarı sağlanacak, mesele bu. Alışmışız; nasılsa birileri düşünür yerimize. Oluşur bir algı biz de düşeriz peşine.
Çözüm... Bağımsız düşünebilen; toplumla iç içe; sorunların farkında olan ve bunlara çözüm üreten; herşeyden önemlisi oteritenin güdümünde olmayan bir sivil hareket ihtiyacımız var. Buradan çağrımız olsun. Oteriteyi de yönetim anlamında rahatlatacak, onları çözüm odaklı çalıştıracak, sorgulayacak, gerektiğinde kamuoyu oluşturacak bir yapı inşa edilsin. Kent Konseyi öncülük etsin. STK'lar, dernekler,sivil kaanat önderleri, eğitimciler bir araya gelsin. Basında destek versin. Dönemsel başkanlık metodu ile sorumluluk pay edilsin. Yönetime muhalif değil onunla beraber hareket edilsin. Unutmayın, Sebepler tekil olsa da sonuçlar çoğuldur... Saygılarımla. ..
