Bırakalım suni gündemleri, ne evet, ne hayır değil mevzu bahis olan, asıl sorun benim cebimde ve bankada olan param.
Dün elimde bir elektrik faturası, bir telefon faturası, bir doğalgaz faturası ve birde su faturası oturdum internetin başına, benim cebimdeki parayı nasıl seve, seve alınıyorlar onun hesabını yaptım!
Vah halime vahhhhhhh.
Evet, benzine zam geldi, aracımı otoparka çekip protesto ettim ve ediyorum!
Araç zorunlu sigortasına zam geldi, yine aynı şekilde bittikten sonra yaptırmayacağım arabalarıma onu da protesto ediyorum, fakat elektrik, su, telefon, doğal gaz ve elektriğe hiç bir şey yapamıyorum! Seve, seve ödüyorum!
Ödemezsem kesmeye geliyorlar, siz nasıl beni soyarsınız para da yok, kesemezsiniz diye diretsem burası (GÜNEYDOĞU) değil ki, dakikada kolluk kuvvetleri biter kapımda.
Peki, ne yapıyorum seve, seve ödüyorum.
İnanın bu para devletime, vatanıma gitse gram zoruma gitmez, ama elin oğluna devletin gücü ile haraç verir gibi para vermek acayip zoruma gidiyor!
Tükettiğim elektrik 60.46 TL ödeyeceğim fatura 116.21 TL peki bu aradaki paralar?
Yasal haraç, adamlar kalem, kalem yazma gereği bile duymuyorlar, arada aldıkları korkunç paranın açıklamasını, peki neden?
Vatandaş seve, seve bunu ödemek zorunda, yoksa tak elektrik gitti!
Çünkü özel sektör, sizin maaş alıp almadığınızı, evde çoluğunuz var, çocuğunuz var patron maaş vermemiş, ülkede kriz varmış çokta umurunda, bırakın muhatap bile bulamıyorsunuz ki, derdinizi anlatın, umurunda değil çünkü o “DEVLET” değil bir şirket!
Çok ilginçtir, buradan sayıları vermeyeceğim ama birkaç dakikanızı ayırın ve bakın internetten, ev telefonunuzu veya şirketinize bağlattığınız telefonunuzu kullansanız da, kullanmasanız da, seve, seve 20 TL ödemek zorundasınız. Peki, “Telekom “ kaç aboneye sahip ve bu zorla aldığı para aylık toplamda ne kadar? Bu para benim zoruma gidiyordu, kapattım!
Nasılsa sadece internet için kullanılıyordu, kimse ev yâda şirket telefonundan size ulaşmıyor dedim ve tepki gösterdim! Fakat bu zamana kadar ödediğim paralar ve bunları zorla almaları benim çok zoruma gidiyor.
Ellerinde öyle güzel imkânlar var ki, benim devletimin gücü ile “VATANDAŞIN” tepesine çökmeleri akıl alır gibi değil!
Sevgili takipçilerim çok zor durumdayız, inanın çok ama çok zor bir durumdayız!
Hacizler, borçlar, icralar, patlayan evraklar, ülkede yaşanan kargaşa, terör, işsizlik bizim inanılmaz sorunlarımız varken Allah (cc) aşkına bir de birbirimizi, sen evet çisin, ben hayırcıyım diye kırıp incitmeyelim.
Hepimizin bir oyu bir siyasi görüşü var, bunu kimse engelleyemez ve engellememeli, fakat bir birimize saygı duymalı birbirimizi kırmamalıyız.
Biz sokaklar da vatanımızı kurtarmaya çalışırken hiçbir tankın önüne geçen siyasetçi gördünüz mü?
Ya da askerlerin doğrulttuğu namlunun önüne geçip alnını dayayan hiçbir parti liderine şahit oldunuz mu?
Kaç millet vekilimiz şehit oldu, kaçı gazi oldu ?
Olamazlar!
Çünkü onlar “SİYASETÇİ” bizler ise vatandaşız.
Bizler onlara güvenip inanıp onları meclise taşıdık, başkan yaptık, bakan yaptık, milletvekili yaptık.
Onların işi siyaset yapmak! Bizim işimiz ise düşünen, araştıran, sorgulayan ve vatanına sahip çıkan bireyler olmak. Siyaseti bırakalım onlar yapsın, bizler günümüzde yaşadığımız sıkıntılara yoralım kafamızı.
Mecliste yaşanan ayak oyunları siyasetin bir gereği, daha bizlere neye evet veya hayır diyeceğimiz açık, açık sunulmamışken bile körü körüne kimseyi kırmayalım.
Hepimiz akli melaikeleri yerinde olan birer bireyiz, aklımıza yatarsa evet, aklımıza yatmaz ise hayır deriz. Ama şunu unutmayalım ki, ay sonu geldiğinde kimse bize elektrik faturamız, doğalgaz faturamız, su faturamız için çıkarıp para vermeyecek.
Eğer vicdan sahibi, ahlaklı, haram ve helal bilinci ile yaşantımızı ifa ediyor isek, helal rızkın peşindeyizdir. Bu yüzden bu vatan bizim ve kalan mirasta, borçlarda bize kalacak! Vicdanımız ve aklımız ile iyi düşünüp geleceği iyi tahlil etmeliyiz, lakin uçurumun ucuna geldiğimi de, dönüşü de, kurtuluşu da olmaz.
