KARAMÜRSEL YİNE KARA GÜNLERİNE DÖNÜYOR! BİR SİLKELENİN! - Ercan Buber

KARAMÜRSEL YİNE KARA GÜNLERİNE DÖNÜYOR! BİR SİLKELENİN!


İnanın içim acıyor.

Karamürsel benim çocuklarımın, eşimin ve binlerce muhteşem insanın memleket bildiği sahiplendiği inanılmaz güzel bir CENNET ama…

İnanın içim acıyor memleketimin bu başıboş halini gördükçe inanın içim yanıyor.

Herkes bir çeşmenin başına geçmiş aman musluk tıkanmasın, tezgâhımız bozulmasın diye hiçbir ses çıkartmadan bol, bol gazoz reklamı yapıyor.

Yahu bu ilçe hadi bizi geçtim çocuklarımıza miras bırakacağımız GÜZELİKLER yok oluyor !

Her köşe başı birine peşkeş çekildi hadi ona da eyvallah.

İlçede sorunlar sıkıntılar gün geçtikçe büyüyor da, büyüyor ama biz düşmüşüz bir reklam peşine aman gazozum dökünmesin, reklamım takım elbiseli çıksın rüzgarına kapıldık gidiyoruz.

Yapmayın!

Ey ilçenin büyükleri, söz sahipleri, etmeyin, eylemeyin!

Bu memleketin önce marka olmuş logosunu yok ettiniz!

İlçede güreşi, güreşçiyi ziyan ettiniz!

Karamürsel ile anılan sepeti yok etmek için elinizden geleni yaptınız!

Şimdi düştük bir gazoz peşine gidiyoruz!

Sahilde evlerin temelleri çürümüş insanlar can derdinde ulaşacak bir makam, mevki bulamıyor!

İşin en acısı her sorunun çözümü olarak görülen belediye başkanının kayınpederinin bile oturduğu bina bile temellerindeki demir ve betonlar çürüdüğü için her an yıkılma tehlikesinde olmasına rağmen onların bile muhatap bulamayıp Allah aşkına sesimizi duyurun dediği bir memlekette kimin kapısına gideceğiz?

Kendi kayınpederinin can güvenliğini düşünmeyen bir başkana nasıl ailesi dışında biri laf, söz anlatabilir?

İlçede bir battı-çıktı yapacağız diye esnafa, vatandaşa hizmet ediyoruz işte susun, ses çıkartmayın diyen bir zihniyet ile ne yapacağız?

Allah aşkına hadi ben karınca misali sırtımda bir damla su ile ateşi söndürmeye çalışıyorum!

Peki, gücü kuvveti olup bir kova su taşıyacak yeter artık da, diyecek kimse yok mu?

Yahu ilçeye bir emniyet müdürü getirtemedik! Dünyaları kurtardık baksanız gazoz reklamlarımız ile ama mevzu hizmete geldiğinde eskiden sesi çıkan bu ilçenin sözü muteber büyüklerine şimdi ne oldu?

Bu ilçede birçok emniyet müdürü geldi inanılmaz hizmetler verdi. Hatta son emniyet müdürümüz (uzun süre kalabilen) Okan Tekin bu ilçede tarih yazdı. Onca çaba, emek, uykusuz geçen gecelerine ben şahit oldum. Bir sistem kurdu ve ilçeden birçok pisliği temizledi ve gitti!

Yahu bir müdür daha koltuğu ısıtamadan gidiyor diye bir kişinin zoruna gitmiyor mu?

Bir kişi vali beyin kapısını çalıp bizim memleketimiz git, gide yine bataklığa dönüyor demiyor mu?

Uyuşturucu aldı başını gitti!

Hırsızlık, trafik kazaları, genç yaşta ölen çocuklar, asayiş her gelen geçici müdür yüzünden arap saçına döndü diye neden kimse ses çıkarmıyor!

Sevgili takipçilerim biz bu memlekette her gün olan biteni yazmaya kalksak insanlar tedirginlikten ne yapacağını şaşırır. Bunu çok tecrübe ettik ve yazmaktan önce çözüm üretmek için çabalamaya başladık.

Fakat eskiden kurumlarla omuz omuza verdiğimiz çözüm ürettiğimiz her şey bir, bir yıkılmaya başladı.

Bizler bu memleketin nüfusundan fazla kişi tarafından her gün takip ediliyoruz. Haberlerimiz Kocaeli başta olmak üzere birçok yerde yayınlanıyor ve paylaşılıyor!

Fakat bizler memleketimizi her gün hastaneye gelen ya da gelmeyip bir yerde komaya giren ya da ölen gencecik bedenlerle değil!

Bizler memleketimizi onur duyduğumuz, göğsümüzü kabartan kişi ve kurumlarla gündemde tutmak istiyoruz!

Eskiden ilçe kaymakamı ya da emniyet müdürü ile haftada en az 2 kere görüşürken artık ne kaymakam bey nede sürekli değişen emniyet müdürleri ile aylardır görüşemez olduk.

Eskiden bu ilçe Kaymakam beyle sabah lokantada denk gelmese bile illaki sokaklarda selamlaşan, vatandaşın muhabbet ettiği, anlık sıkıntısını söylediği kaymakamlarımıza ne oldu?

Sokakta artık polisleri bile tanımaz olduk!

Üniformaları yoksa eğer!

Eskiden bu ilçede kahvede, sahilde, esnaf önünde oturan siviller ilçede yaprak kımıldasa yabancı araba girse, iki tur atsa dakikada kafasına binerdi!

Memlekete uyuşturucu ya da eczane hapı böyle elini kolunu sallayarak getirilecek dağıtılacak kan alırlardı, kan!

Şimdi gencecik çocuk neler, neler içiyor finali kalp hapı ile yapıyor ve ölüyor!

Benim 3 evladım var!

Evladı olanlar onları nasıl büyütüyoruz çok iyi bilir! Benim canım acıyor, sizin hiç mi yüreğiniz yanmıyor?

İlçede trafik polisleri öyle bir çalışıyor ki! Zannedersiniz 300 bin kişilik bir memlekette görev yapıyorlar. Ama sistem olmadığı için sadece kendilerini parçalıyorlar. Çünkü bir sistem ve plan yapılmazsa bu büyük trafiği ve park sıkıntısını ne ceza ile nede dakika oturmadan çalışmakla çözemezler.

İlçemin söz sahibi olan ya da kendini bir nebze olsun sorumlu hissedenlerine sesleniyorum. Lütfen gençlerimiz tekrar bataklığa saplanmaya başladı, ilçede küçücük bir deprem ile yıkılacak olan binalar ve artık hizmetten çok eziyete dönen dal-çık için lütfen acil çözümler üretelim. Canımız yine yanmaya başladı ve bu yara büyümeden lütfen birileri en azından bir ayağa kalksın!

 

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ!

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • Akif | 12 Temmuz 2020 08:51

    Ben de şunu söylemek istiyorum. Cuma günü akşam üstü dışarıya çıktık. Pazar yeri öyle pisti ki, hani gözünüze Hindistan'ın pis yerleri gelsin. Oradan daha pisti sahil boydan boya. Mel meyve-sebze satılan yerde öyle kötü koku vardı ki. Temizlik işinde çalışanlara da yazık değil mi? Ve daha da kötüsü, Balık Adası'nın önünde iken öyle bir rüzgar esti ki onlarca kağıt, poşet vb. şeyler denize uçtu. Bu sadece bizim gördüğümüz. Demek ki bu senelerdir hep oluyor. Bir zamanlar, uzun yıllar önce pazarcılara kendi tezgahlarını temizleme zorunluluğu getirilmişti. Tamam belediye pazarcılardan para alıyor ama pis sokaklarda gezen yine biziz, kirletilen doğa, denizler, bunun sonucunu çeken de biziz. Bu konuyu çok önemli buluyorum. Özellikle denize uçan o onlarca kağıt, poşet vb. şeyler içimi öyle acıttı ki. 2010 yılında 4.8 ile 12.7 milyon ton arası plastik olduğu yazılı. Şu anda bu oran ne kadar katlandı güncel bilgi bulamadım (mutlaka yazılıdır). Ayrıca anlık olarak deniz canlılarının yuttuğu, yediği, midesinde 100.000 ton plastik vb. atıkların bulunduğuğ bilgisi var. Bu plastik vb. şeyler gökten yağmur-kar gibi yağmıyor. Biz atıyoruz. Bu konuda sizden araştırma bekliyorum, o anı keşke görüntüleyebilseydim.

YAZARIN SON 5 YAZISI