İSLÂM, SAPIK İDELOJİLER VE CHP! - Mehmet KASAP

İSLÂM, SAPIK İDELOJİLER VE CHP!


Sizlere Mümin ve Müslüman’ın sıfatlarını- nitelik ve özelliklerini Kur’an ayetleri ile anlatmaya çalışacağım. Sonrada biz Müslümanların hazin, acı, kötü, çirkin, yaramaz, yanlış durumuna kısa bir göz atacağız. Bir karşılaştırma yapıp, özeleştiride bulunacağız. Ona göre kendimize nasıl çekidüzen verelim, konusunu işleyeceğiz. Olgun insan = hak mümin ve Müslüman olmak için mutlaka okuyun ve anlatın.

                “Sapık, zalim, zulmeden, katil, katliamcı ideolojileri anlatmaya çalışacağım.” “ CHP anlayış ve uygulamalarını bilimsel, olay, olgulara dayanarak objektif anlatmaya çalışacağım.” Yazılarım ilmi, bilimsel, olay, olgulara dayanarak yazılmaktadır. Herkes bilmesi için okusun, düşünsün. İbret alıp, dersler çıkarsın. Kendine hak istikamet yolu belirlesin. En dosdoğru, iyi, güzel, doğru, yararlı, hayırlı, önemli olan budur.

                En doğru söz Allah’ın sözüdür.

                Ayetlerle Mümin Müslüman sıfatları: “( Müslüman yalnızca Allah’a güvenir, dayanır. O’ndan yardım bekler. Yolda kalmışlara, muhtaçlara yardım eder. İnsanların kusurlarını araştırmaz. Yeryüzünde Alçak gönüllü olarak yürürler. Yoksulluk yüzünden evlatlarını öldürmez. Hakk’ı hakikati bile bile gizlemezler. İnsanlara “sen mümin değilsin,” demezler. Namuslarını, ırzlarını korurlar. Anne ve babalara “Öf” bile demezler. Kötü zandan ve dedikodudan sakınırlar. Ahitlerine- söz ve anlaşmalarına bağlıdırlar. Zekâtlarını hakkı ile verirler. Müminlere karşı alçak gönüllüdürler. Darlıkta ve bollukta infak ederler. Gerçekten kurtuluşa erenlerdir. Allah’ın ayetlerini az bir çıkara değişmezler. Peygamberlerden hiç birini birinden ayırt etmezler. Allah’ın adı anıldığı zaman kalpleri titrer. Allah’a asla ortak koşmazlar. Namazlarını doğru ve huşu içinde kılarlar. Boş şeylerden tümü ile yüz çevirirler. Malları ile canları ile mücadele ederler. Cahillerle asla tartışmazlar. Kınayıcının kınamasından hiçbir zaman korkmazlar. Emanete hainlik etmezler. Söz verdiklerinde sözünde dururlar. Adildirler. Sıratı müştakım üzeredirler.

                Hak istikamet üzere olanlar cennete gider. Müminler kibirlenmez- gururlanmazlar. Üstünlük taslamazlar. Alçak gönüllü ve ağırbaşlıdırlar. Dünya ve ahirette yararı olmayan boş söz, tavır ve tutumlardan uzak dururlar.  Hata ve günahlarına tövbe ederler. Yanlışlarını bilerek, ısrarla sürdürmezler. Her daim sabrı kuşanırlar. Zorluk ve musibetler karşısında yılmazlar. Ümitlerini yitirmezler. Hayatın bir sınav olduğu bilinciyle; biz her şeyimizle Allah’a aitiz ve O’na döneceğiz, diyerek; teslimiyetini ve metanetini dile getirirler.

                Müminler, doğruluğu, sadakati kendilerine alışkanlık edinirler. Yalandan, yalancı tanıklıktan, aldatmadan kaçınırlar. Verdikleri sözden kesinlikle dönmezler. Emanete asla hainlik etmezler. Hak ve hukuktan ayrılmazlar. İffet ve özsaygılarını korurlar. İnsanca bir yaşam uğrunda mücadeleden bir an olsun geri durmazlar. Yoklukta ve varlıkta Allah yolunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlar.

                Birbirlerine dost ve kardeştirler. Müminler birbirlerini yalnızlığa terk etmezler. Başkalarının kötülüğünü istemezler. “Kötülükte değil iyilikte yarışırlar. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar.” Şefkat ve merhameti elden bırakmazlar. Birbirinin saygınlığına gölge düşürmezler. Hadlerini aşmazlar. Hiçbir zaman ölçü ve dengeden ayrılmazlar. İnsanların kalplerini kırmazlar, incitmezler. “Allah’ın saygıdeğer, güzel, onurlu kıldığı bir cana asla kıymazlar. İnsanın canına kıyan bütün insanları öldürmüş kadar günah alır. Yeri cehennem olur.”

                Mümin; Allah’ın bir olduğuna inanır. Helal yer, içer. Abdest alır, boy abdesti alır. 5 vakit namaz kılar. Rızkın Allah’tan olduğuna inanır. Helal ve temiz elbise giyer. Hakk’a tevekkül eder. Kanaat eder. Nimetleri karşılığında şükreder, hamt eder, ibadet eder, dua eder, zikreder. Kaza ve kadere razı olur. Belalara sabreder. Günahlara tövbe eder. Allah rızası için ibadet eder. Şeytanı düşman bilir. Kur’ân hükmüne razı olur. Ölümü hak bilir ve ölüme hazırlanır. Allah’ın dostlarına dost, düşmanlarına düşman olur. Babaya ve anneye iyilik eder. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirir. Akrabaları ziyaret eder. Emanete hainlik etmez. Daima Allah’tan korkup, şımarıklığı azgınlığı terk eder. Allah’a ve resulüne itaat eder. Günahlardan sakınıp, hak ibadetlerle meşgul olur. Müslüman amirlere itaat eder. Âleme ibret nazarı ile bakar. Allah’ın varlığına, birliğine tefekkür eder. Dilini haram, kötü, çirkin sözlerden korur. Kalbi ve beyni temiz tutar. Hiçbir kimseyi maskaralığa almaz. Harama bakmaz. Haram işler yapmaz. Beş duyuyu tüm kötülüklerden korur. İlim, bilim, sanat öğrenir. Tartı ve ölçü aletlerini hak üzere kullanır. Allah’ın azabından güvende olmayıp, daima korkar. Müslüman fakirlere zekât verir ve de yardım eder. Allah’ın rahmetinden ümidi kesmez. Nefsinin isteklerine uymaz. Allah rızası için yemek yedirir, iyilik yapar. Yetecek kadar çalışır, başkalarına muhtaç olmaz. Malın, mülkün, servetin vergi ve zekâtını verir. Adetli ve lohusa olan eşine yakın olmaz. İbadetleri zamanında yapar. Yetimlerin hak hukukunu korur. Herkesin hakkına hukukuna saygılı olur. Namazları ve diğer ibadetleri zamanında hak üzere yapar. Küfre, şirke, batıla düşmez. Zinadan sakınır, yaklaşmaz. Alkollü, zararlıları kullanmaz.  Kötü, çirkin, zararlı, yanlış alışkanlık yapmaz. Yok, yere yemin etmez.

                Allah’ın varlığına birliğine inanıp, içtenlikle söylemeli. Allah’ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inanmalı. Ahiret gününe iman etmeli. Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmalı. Ahiret gününe inanıp, hazırlanmalı. Allah’ın Kur’an’da buyurduklarına, Hazreti Muhammet’in söz ve sünnetlerine inanıp, yaşamalı. İradeyi Allah’ın ve ilmin faziletlerine göre kullanmalı. Peygambere ve Allah’a uymalı.)”

 Kur’an’ın 6,263 ayetine, peygamberimizin “Kütüb - i Sitte” denilen Hadis Külliyatında bulunan 33 bin kadar hadis- i şerife inanıp, gereğini yapmalı. Peygamberimizin 4,000’den fazla sünnetini yerine getirmeli. İlim, bilim, kültür, sanat, teknik, teknoloji sahibi olmalı.” İlmi ve dini yaşamalı.

                İslam Fıkhına göre, Mümin ve Müslüman; küçük, büyük günah işlememeli. Haram ve günahlardan kaçınmalı. Helal işler yapmalı. Allah’a ortak koşmamalı. Tek bir olan Allah’a iman edip, emirlerini tutup, yasaklarından kaçınmalı. İnsan öldürmemeli. İnsan kendi iradesi ile insan canına kıyamaz. Kıyamet günü ilk görülecek dava, cana kıymak davası, kan davasıdır. Cana kıyanlar cehennemliktir. Cana kıymak haramdır, büyük günahtır.

                Müslüman, namuslu, iffetli, ırzını koruyan olmalı. Zinadan sakınmalı. Meşru savaştan kaçınmamalı. Savaş kararını adil devlet yönetimi alır. Kimse savaş kararı alamaz. Sihir, büyü, falcılık, kâhinlik, putçu lük, puta tapma haramdır. Faiz, tefecilik, stokçuluk, karaborsacılık, sömürü, haksızlık yapma, hak- hukuk çiğneme, insan temel haklarına özen göstermeme haramdır. Alkol, uyuşturucu kullanmak; almak, satmak, bir şekilde yararlanmak haramdır. Kumar oynamak, şans oyunları oynamak, çalmak, hırsızlık etmek, sömürmek, hak yemek haramdır. Yetim malı ve herhangi bir kimsenin malını haksız yere yemek, içmek, almak, gasp etmek haramdır. Rüşvet alıp, vermek haramdır. Anne ve babaya asi olmak, haksızlık yapmak haramdır. Çok büyük günahtır. Yalancılık, sahtecilik, sahtekârlık, dedikodu yapmak, söz götürüp getirmek haramdır. Fahiş fiyatla mal satmak, fırsattan yararlanmak, insanlara bir çeşit haksızlık etmek haramdır. Suizan, haksız zanda bulunmak haramdır. İyice bilmediğiniz bir şeyin arkasına düşmek haramdır. Zalime, zulme, haksızlık edene destek olmak haramdır. Zalime destek verende zalimdir.

                Çalma, gasp etme, hırsızlık yapma, rüşvet alma, hak yeme haramdır. Hortumlama, aldatma, aldanma haramdır. Alay etme- savurganlık haramdır. Rüşvet alıp, verme haramdır. Ahlaksızlık, edepsizlik, hayâsızlık haramdır. Alay etme, hor -hakir görme, küçük düşürme, aşağılama, dalga geçme, eğlenmeye alma haramdır. Cimrilik, pintilik haramdır. Sorumsuzluk, görevi tam ve doğru yapmama, adil ve eşit davranmama haramdır. Görevi kötüye kullanma haramdır. Batılı, küfrü benimseyip, yayma haramdır. İmansızlık, ibadetsizdik haramdır. Çok büyük günahlardandır. Farzları yapmama, haram işleme haramdır. Büyük günahlardandır. Müslüman haram iş yapamaz. Mekruh işlerle meşgul olamaz. “İnsanlara, hayvanlara, bitkilere, doğaya, dünyaya, evrene zarar vermek haramdır. Hak, hukuk, adalet, doğruluk, hakkaniyet, güzel ve yüksek ahlak, edep, hayâ, ilim, bilim içinde yaşamamız emredilmektedir.”

 Pis pasaklı olma, evi pis tutma, çevreyi kirletme haramdır. Zarar verme, kötülük yapma, yanlış yapma, çirkinlik yapma, hak -hukuk çiğneme haramdır. Batılı, küfrü, ideolojiyi, sapıklığı savunma, haram peşine takılma haramdır. “Aşırılık, gerilik içinde olma haramdır.” “ Müslüman birey; İslam, ilim, bilim, sanat, olgunluk içinde dosdoğru, güzel, iyi, yararlı davranmalı. Her şeyi özenle, dikkatle, ilim bilim, İslam ile ortak dosdoğru akıl ve bilgi kullanarak yapmalı.”

                Müslüman birey, toplum, devlet; hakka –hukuka, adalete, doğruluğa, gerçeğe, ilmi fazilet değerlerine, güzel ahlaka, edebe, hayâya, bilimsel doğrulara uygun davranır. İnsan haklarına ve diğer varlıkların temel haklarına uygun davranır. Toplumsal değerlere saygı gösterir. Her varlığın güvenliğini, refahını, huzurunu, mutluluğunu sağlar. Adil, eşitlik, çağdaşlık, ilericilik, saydamlık, katılımcılık, hızlı ve nitelikli hizmet sunmayı becerir. Refahı topluma paylaştırır. “Ama bunu kurt gibi; kendine bin, başkasına bir şeklinde yapmaz.” Yüksek stratejik toplam kalite ve verimlilik esaslı iş yapar. Herkese hizmet ulaştırılır. İnsan odaklı, insanlık çerçeveli görev yapar. Her zaman hak, hakikat merkezli; öncüdür, liderdir, önderdir. İşbirliğine açıktır. Ekip- takım çalışması ile işlerin üstesinden gelir. İşlerinde yüksek deneyimli uzman kişileri değerlendirir. Kamu düzenini sağlar. Halkın değerler merkezinde bütünlüğünü korur. Halkını hak çerçeveli, hukuk içinde koruyamayandan; adil, güçlü, kuvvetli, hukuksal devlet olmaz. Devlet dev olmalı. Gücü her şeye fazlası ile yetmeli. Güvenliği, emniyeti sağlamalı. Eşkıyanın üstesinden, teröristin etkisinden, zalimin zulmünden halk ve varlık korunmalıdır. Adalet kıyas ile sağlanmalı. Zalim zulme başlamadan nefesi kesilmeli! Başkasına yaşama hakkı vermeyene, hoş bakılmamalı.

                Gerçek hak mümin ve Müslüman birey; olumsuz, kötü, çirkin, yanlış, sapıkça hareket etmez. Çapulcu, eşkıya, terörist, yağmacı, sömürücü, hortumcu olmaz. Halkı sömürüp, sonrasında zekât, fitre, infak etmez! Hak merkezli, insanlıklı, hukuk uygulamada dosdoğru ve tarafsız davranır. Gönüllü hizmet eder. İyilik insanıdır. Birlik beraberlik içinde evrensel değerlerle davranır. Her şeyi ile dosdoğrudur. “Her zaman ibadet etme ve iyilik etme zamanıdır.” Bunları yapmayandan insan, insanlıklı insan, insaniyetli insan, insancıl insan, olgun insan, Müslüman olmaz.

                Müslüman görevine zamanında hazırlıklı gelir. Görev ve sorumluluklarını tam yapar. Kurallara uyar. Uyanık, bilgili, dikkatli, iyi geçimlidir. Milli, manevi, evrenseldir.  Maddi, manevi her değeri korur. Temizdir. Maddi, manevi anlamda tertemizdir. İsraf etmez, savurmaz. Cimri olmaz, pinti değildir. Sağlığını korur. Hastalandığında en iyi şekilde tedavi görür. Yalan konuşmaz. Sahte, sahtekârca iş yapmaz. Grup çalışmaları ile her zorluğun üstesinden gelir. Boş zamanlarını değerlendirir. Öyle manda gibi yan gelip yatmaz. Boş, yararsız işlerle uğraşmaz. Özü doğru, sözü dosdoğru, işleri harika ve harikuladedir. Mekânını, çevresini temiz tutar. Sorumluluk alır ve eksiksiz yerine getirir. Aktiftir, etkindir. Başarmak için planlı programlı projeli hareket eder. Hedef belirler ve hızla hedefi yakalar. Yırtar dağları enginlere sığmaz, taşar! Bir aslandır, kaplandır, alametifarika olgun insandır. Sümüklü böcek, kaplumbağa değildir!

                Başarısız olmamak için her eğitimi, öğrenimi görür. Psikolojik hastalık taşımaz. Evde, iş yerinde, toplum içinde sağlıklı davranır. “Yasaklayıcı, otoriter değil; disiplinli, kararlıdır, tutarlıdır.” Kişisel becerilerini, takım arkadaşları ile geliştirir. Dinlenme, beslenme, sağlık konusunda hassas davranır. Keşke yapmasaydım, diyeceği işleri yapmaz. İradesine sağlam olur. Nefsine, şeytana, şeytanlaşmışlara uymaz.

                “Mümin ve Müslüman kişi; stratejik yüksek standartlı, kaliteli, planlı, programlı, projeli iş yapar. En güzel şekilde organize eder. Yaptığı işi raporlar. Halka, bilen yüksek uzmanlara sorar. Katılımlarını sağlar. Görevi layığıyla yapar. Her şeyin farkında olur. Israrla çalışır. En güzel örnek olur. Her olması gerekene zaman ayırır.” Coşkuludur. Sevinçlidir. Dertlidir. İyi niyetli, ilham verici, ulaşılabilir, birleştirir. Kolaylaştırıcıdır, zorlaştırıcı değildir. Zalimlik yapmaz. Zulmetmez. Bilgili, bilinçli, dikkatli, uyanıktır. Hakka, kalbine, beynine, en doğru bilen deneyimliye danışır. Somurtkan değildir. Gülümser. Espri yapar. Şaka yapar. Saygılıdır ve de saygındır. Hizmetkârdır. Her işi yaparken Allah rızasını düşünür. Yaptığının ve yapmadığının hesabını vereceğini düşünür.

                Müslüman, maddi, manevi terbiyeci, eğiticidir. Kendine, aile kurumuna, akrabaya, komşuya, topluma, devlete saygılıdır. “Milli- yerli, dini, ahlakı, görgü, ilmi kurallara uyarak yaşar.” Paylaşma, dayanışma, kaynaşma, destek olma, elinden tutup, kaldırma yapar. Sosyal ve atılımcı bir kimliğe sahiptir. Öfkesini kontrol eder. Kızgınlığını frenler. Argo sözcüklerle konuşmaz. Arkadaşlıkta seçicidir. Olumsuz kişiliklerle arkadaşlık yapmaz. Kötü, zararlı alışkanlıklara karşı tedbir alır. Doğrudur, dürüsttür, gerçekçidir. Okumayı, araştırmayı, incelemeyi, gelişmeyi sever. Aldığı her görevi en iyi biçimde yerine getirir. “Kavgadan, kargaşadan, kaostan, karışıklıktan, fitneden, bozgunculuktan, sapıklıktan uzak durur.” İnsanlara ve her varlığa yararlı olur, hizmet verir. Hak, hukuku savunur. Hakkı hukuku yaşar. Sever, sevdirir. Saygı duyar, saygı görür. Vefalıdır. Başkaları için dua eder, hizmeti devamlı, sürekli verir. “Allah ile varlık, Müslüman ile zalim gâvur karşılaştırılamaz.”

                Müslümanların anlattıkları yaşanabilir olur. Sözden çok eylemlere önem verir. Dosdoğru konuşup, güzel iş yapar. Eleştirilere açıktır. Halka hizmette seçenekler sunar. Kararlıdır, tutarlıdır, sebat edicidir. Durmadan, sürekli, daimi eleştiri, kınama, sorgulama, engel olma, çarpıtma, yanıltma yapmaz. Her şeyi ölçülü, dengeli, hassasiyetle yapar. “Şiddet, terör, sapıklık, serserilik, bozgunculuk içinde asla olmaz. Hata ve yanlışlarının farkında olup, düzeltir.” Sevgiye, övgüye yer verir. Eleştiriyi istisna yapar. Fitneci, bozguncu, münafıklar gibi İlimsiz, ahlaksız, dinsiz, imansız hareket etmez. Her işte önceden mutlaka hazırlık yapmalı. Öğüt dinlemeli. Sapık zalimlere kanmamalı. İlmi, bilimi, dini, toplumları, tarihi olayları çok iyi bilmeli. Örnek şahsiyetler tanınmalı. Her konuda alternatifler olmalı. A, B, C, D planları hazır olmalı. Her konuyu derinlemesine, enine, boyuna 5N 1K olarak sorgulamalı. Sorgulayan, eleştiren, perde arkasını bilen, tüm düşünce biçimlerini uygulayan insanlar yetiştirmeli. Hep birlikte ideal, gerçekçi, doğru, bilimsel eğitim, öğrenim almalı. Yetenekler beceriye, maharete dönüştürülmeli.

                İlmi; bilimsel, hakça, hukukça olmalı. Hiçbir şekilde ayrıcalık tanımamalı. Herkes örgün ve yaygın eğitim görmeli. Eğitim sürekli verilmeli. Herkes yeteneğine göre eğitim- öğretim, kurs görmeli. Günlük, haftalık, aylık, yıllık çalışma planları yapıp, uygulamalı. Her zaman not alıcı olmalı. Kalem, kâğıtsız gezmemeli. Her işi kusursuz tamamlamalı. Dağınık, düzensiz, darmadağın olmamalı. “Sorunlar, sorunları olanlarla tespit edilip, hep birlikte çözülmeli. Masa başı çalışma yapmamalı. Alanda, yerinde de çalışmaları sürdürmeli. Saygın insanlara karşı saygılı olmalı. Anlayışlı, duygudaşlık olmalı. Yardımsever, paylaşma, bölüşme, başarılı olma, sorumluluğu yerine getirme, temizlik kurallarına uyma geliştirilmeli. Kılık- kıyafette en güzel, iyi, doğru, tertemiz, şık olmalı.”

 “Müslümanlık diyerek, çuvala girmemeli. Ağzı, gözü, kulağı, beyni dışa kapamamalı.” “ Modernlik diye de vücudu açıp, dağıtıp, savurmamalı.” İslam dosdoğru olan orta yoldur. Her şeyde ölçü, denge, orta yol vardır. “Aşırılık, gerilik yasaklanmıştır.” Bu tip davranışlar şaşırmış, sapıtmış, cehalet sonucudur. Milli, manevi, ilmi, bilimsel değerlere bağlı hareket etmeli.

                “Oku, öğren, bil, bilgi edin. Analiz ve sentez yap, hızlı öğren. Aktif ol. Eleştir. Hizmet ede. Sorgula. Fikir üret. Her düşünme yol ve yöntemini kullan. Keşif ve icat et. Yeni ve zor deneyimleri tercih et. Çağın koşullarına göre yetiş. İslam dini ile ilmi, bilimi, tekniği, sanatı birlikte öğren.” Aksi halde komünist, materyalist, sapık, dinsiz, imansız, Allahsız terörist olunur! Ya da Taliban, El Kaide, El Nusra, Daeş, El Şebap, Boko- Haram, Hizbullah, Fetö, Adolf Hitler, Musolini, Lenin, Stalin, Mao gibi terörist, lanetlik zalim, katil olunur! Kudurmuş Dingo köpek gibi öteberiye saldırılır! Ya da emperyalistler, şer güçler, Siyonistler eşek gibi kullanır!

                Allah cc. Ve Hazreti Muhammet SAS. Varken; onun, bunun, şunun izinde, yolunda, peşinde olma! Sadece Kur’ân-ı rehber, peygamberimizi önder, lider, üstat edin. İlmin fazilet değerleri ile davran. Müşrikler gibi 2 tanrıya inanma!

 “ Söylediklerinize dikkat edin. Düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin. Duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin. Davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin. Alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin. Değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin. Karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin. Kaderinize dönüşür!”

                Bugün ideolojiler, doktrinler sapık olduğu için; insanları İslam dininden uzaklaştırmış! İslam dinine muhalif, karşıt, düşman oluşturmuştur. Tüm ideolojiler hak din İslam düşmanıdır. İslam’ı, Müslümanları reddederler. Yaşama hakkı tanımazlar. Temel insanı haklardan yararlanmasını engellerler. Zalimlerin düzmeceleri, kurguları olup; kendilerinden başkasına yaşam hakkı vermezler.

_  1- İslamcılık bir ideolojidir. İslamcılık, İslam dini değildir. Allah’ın dini İslam’dır- İslamiyet’tir. İslamcılık değildir. Radikal İslamcılık ile bugün dünya üzerinde 1,000’den fazla terörist örgüt oluşmuştur. Dünyayı Kapitalistler, Komünistler, Naziler-Hitler, faşistler gibi kana boğmaktadır! İslam – Müslüman olanları yok etmektedir! “Bunların adı Radikal İslamcıdır.” 1980 İran İslam Devriminden sonra terör yapmaya başladılar. “O günden beri, 36 yılda 11 milyon Müslümanı öldürdüler! 65 milyon insanı sakat- engelli bıraktılar. 20 kadar İslam ülkesini harabeye dönüştürdüler!” Taliban, El Kaide, El Şebab, El Nusra, Daeş, Boko- Haram, Hizbullah bunların en azılı katliamcı olanlarıdır. Bu Radikal İslamcıların; İslam, İslamiyet, Müslüman ile ilgisi -alakası yoktur. Katlettiklerinin %95’den fazlası İslam olan Müslümanlardır. Şunu asla unutmayınız: İslamiyet- İslam= İslamcı demek değildir. İslam, İslamiyet Allah’ın dinidir. İslamcılık ise 19. Yüzyıl başında oluşturulan ideolojidir. Bunu hala milyonlarca Müslüman anlayamamıştır.

_  2- Milliyetçilik; ırkçılık üzerine kurulan şoven bir ideolojidir. Kendi ırkından olmayanlara düşmanlık eder. Yok eder. İkinci plana atar! Faşist ve Nazi uygulaması yapmaktadır!  Bugün ırkçılık- şovenlik yüzünden dünya insanlığı birbirini yok etmektedir! Milliyetçiliğin öyle dendiği gibi; vatan, millet, devlet, bayrak, milli değerleri sevme ile ilgisi yoktur. İslam dininde milliyetçilik- ırkçılık haram kılınmıştır. Faşistler, Nazi olan Adolf Hitler birer milliyetçidir. 100 milyondan fazla insanın savaşta ve savaş sonrası kötü koşullarda ölmesine neden oldular!

_ 3- Sosyalizm, komünizm; denilen dünya üzerinde daha hiç görülmemiş; dinsiz, imansız, Allahsız, faşist, kan döken, devrimin kan ile olmasını isteyen, vampir bir ideolojidir. Halkın girişimciliği, ticaret yapması, mal, mülk, servet edinmesi yasaklanmış. Yetenekler köreltilmiş. Kişisel gerişimler yok edilmiştir. Her din yasaklanmıştır. “Komünizm, kendi sahte dinini kurmuş, dinsiz bir ideolojidir.” 1917 ile başlayan tarihi vahşet, korkunç dehşetlerle doludur! Lenin 10 milyon, Stalin 43,5 milyon, Mao Zedong 50 milyon insanı katletmiştir! Komünist rejim olmayan ülke rejimlerini değiştirmek için; komünist anarşi, şiddet, terörü 185’den fazla ülkeye yaydı. 200 milyondan fazla insanın acımasızca öldürülmesine neden oldular. Bilinen 10 bin yıllık insanlık tarihinin en kanlı, acımasız, katliamcı dönemini yaşattılar!

Çarlık Rusya’sını Deli Petro - Rus Çarı 1682- 1721 yılındaki iktidarında Rus halkını dinsiz etmeye başladı. Rusya’daki her dine savaş açtı. Halk bundan bıktı, usandı, İllallah dedi. Rusya yıkılınca komünist, dinsiz, imansız, Allahsız, zalim, zulmeden bir insanlık dışı rejim ile SSCB kuruldu. 1922- 1924 yıllarında lider Vladimir Lenin oldu. Lenin,  Bolşevik- Komünist darbenin de lideridir. Bu zalim gâvur döneminde tüm dini mabetler dinamitlerle yıkıldı, havaya uçuruldu! Halk bunun yok olması, gebermesi için dua ediyordu.

Lenin gitti. Joseph Stalin 1924- 1953 yıllarında iktidar oldu. Halk bundan daha çok zarar görmeye başladı. Dini mabetler dinamitlerle yıkılıyor. Halk katlediliyordu. Bu tam bir zalim gâvur domuz komünistti. Lenin 10 milyon insanı katletmişken, bu gâvur Stalin komünist 43,5 milyon insanı da katletti! Halk bu zalim dinsiz imansız Allahsız zalim başımızdan gitsin, diye dua ediyordu. Gitti.

İktidara Nikita Kuruşçev 1953- 1964 yıllarında geldi. Bu da Stalin zalimini halka arattı! Bu komünist daha zalim, gâvur, domuz çıktı. Sinagog, kilise, camiler yıkılmaya daha çok devam etti. Sonunda bu da gitti.

Leonid Brejnev 1964- 1982 yıllarında iktidar oldu. Bunun iktidarını biliyorum. Suratında bile insanlık sıfatı yok. Halk artık ümidini kesmişti ki bir yumuşama lideri geldi.

Mihail Gorbaçov iktidara 1985- 1991 yıllarında geldi. Bu dönemleri dikkatle izledim. Ne kadar uğraşsa SSCB Rusya’sını yıkılmaktan kurtaramadı. SSCB denilen 21 milyon kilometre karelik yüz ölçüme sahip olan, 350 milyon nüfuslu süper güç,  15 parçaya bölündü.1991 yılı sonunda SSCB yıkılarak, içinden 15 bağımsız devlet çıktı.

Doğu Avrupa’da 9 tane daha bağımsız komünist rejimli devlet vardı. Bunlar Varşova Askeri Pakta üye idiler. Bunların tümünün rejimleri de 1991 de yıkıldı. Yugoslavya 7 ayrı devlete bölündü. Çekoslovakya 2 parçaya ayrıldı. 2 ayrı bağımsız devlet oldu.

Çin’de de 1949 yılında komünizm kurulmuş. Mao Zedong zalimi liderlik yapmıştı. Çin’de de 50 milyon insan katledildi! Diğer komünist ülkelerde de faşist + komünist uygulamalar oldu. Böyle bir rejim insanlık tarihi görmedi.

_ 4- Kapitalizm, sömürü üzerine kurulmuştur. Emek, alın teri tanımaz. Bugün dünyada 1 ( bir) milyar insan açlığın, yokluğun, yoksulluğun, susuzluğun etkisi ile ölmek üzeredir! Ölmektedir! Bu zalim vahşi ejderha kapitalistler hala bunları sömürmektedir! Sadece silah, mühimmat, savaş araç- gereci satmak için hiç yok yere savaşlar çıkarmakta, sürdürtmektedir! Yıkılan ülkeleri kapitalistler imar etmekte, aç olan halka silah, yiyecek, giyecek, yaşam malzemesini fahiş fiyata satmaktadırlar. Bunlar çıkar- menfaatlerini din edinmişler. İslam tanımazlar. Laiklik ilkesi ile dinsizliği yayarlar. Dinsiz ettiği toplumları öküz, köpek, deve, horoz, boğa gibi birbiri ile dövüştürürler. Bugün dünyanın en güçlüleri, fitne, bozgunculuk, savaş çıkaranları, haram kazananları; sülük olanları bu zalim kapitalistlerdir.

 Osmanlıyı yıkan İttihatçılar- Jön Türler, Cumhuriyet içinde varlıklarını üst kademede yer alarak; halk, hak- hukuk düşmanlıklarını sürdürürler. Her yaptıkları insanlık, İslam, Müslümanlık karşıtıdır. “Siyonist ve emperyalistlerden aldıkları emirleri uyguladılar.”

_ CHP’nin yaptığı zalimlikler, zulümler ve insan dışılıkların az bir kısmı şunlardır:

 “1924 yılında alkol, içki, uyuşturucu yasağı kalkar. M. Kemal kendine özel içki, şarap fabrikaları kurar. Devlet için de kurulur. İsmet İnönü eroin fabrikalarını İstanbul’da kurar. Halkın uyuşturulması, beynin çalışmaması, bedenin işe yaramaması hedeflenir. Bu komünizminde ilk yaptığı iştir.

1924 de Hilafet kaldırılarak, Müslümanlar öndersiz, lidersiz, başsız, dağınık bırakılır.

1924 de 900 Medrese kapatılır. Artık medreselerde 24 ders okuyan öğrenci kalmaz.

1925 de dergâhlar, türbeler ziyarete kapatılır. Kapılarına kilit takılıp, anahtar vurulur.

1925 de Şapka kanunu ile şapka giyme zorunluluğu getirilir. Giymeyenler idam edilir. Mezardan bile ceset çıkarılıp, idam edilenler oldu!

1928 yılı 01 Kasım’da alfabe değiştirilir. Artık medreselerde okuma, öğretim görme, öğrenim alma yasaktır. Âlimler, bilginler, bilgeler, müderrisler, ordinaryüsler okur- yazar bile değildir.

1928 de “devletin dini İslam’dır,” ibaresi kaldırılır.

1930 da Genelevler- kerhaneler kanunu çıktı. Açılan genelevlerde Müslüman kızları özellikle çalıştırılır. Patronları ise Ermeniler olur.

1932 de ezan okuma yasaklanır. Allahu Ekber diye ezan okuması yasak edildi. Okuyanlar ağır cezalara çarptırılır.

1937 de laiklik ilkesi getirildi. Bu laiklik ile her İslam ilkesi, kuralı, kaidesi yasaklanır. Dindar bay ve bayanlar devletten hiçbir hizmet alamaz. Okula kadınlar başörtülü gidemez. Memur, amir, işçi olamaz. Bu yasak Eylül 2012’ye kadar devam eder.

Ayasofya Camisi olmaktan çıkarıldı.

İstiklal Mahkemelerinde on binlerce Müslüman sindirme, yok etme, ortadan kaldırma nedenleri ile idam edildi, cezalandırıldı.

Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey idam edildi.

Kâzim Karabekir Paşa idam edilmek istendi.

Mehmet Akif Ersoy, Mısır’a sürüldü.

Kurulan 2 siyasi parti kapatıldı. Kapatılmasının nedeni; CHP adlı partiden daha çok halkın desteklemesi oldu. Halkın teveccühünü 2 siyasi partiyi kapatarak önlemeye çalıştılar.

Kur’an’ı Kerim’e alternatif “Nutuk” adlı hatırat kitap okutuldu. Kur’ân okuma ve öğrenme yasaklandı.

900’den fazla camii; ahır, depo, samanlık, meyhane, kenef yapıldı. Bazıları satıldı.

                Anıtkabir, Kâbe yerine konuldu.

                Kemalizm din olarak görüldü.

                Heykel önünde ve Anıtkabir de rükû ve secdeler yapılmaya başlandı. Bu işlem namaz diye anlatıldı.

                Pek çok CHP milletvekili İslam, Müslüman aleyhinde söz söylüyor. Allah, peygamber, İslam düşmanlığı, Müslüman hainliği ve inkârı yapıyordu. Dinsizlik moda olmuştu.

                1922 yılında düşman yurdumuzdan çekilmiş. 1923 yılında Lozan’da toprak veriliyor! Bu da yetmezmiş gibi 1926 Ankara Antlaşması ile toprak verme sürdürülüyor! Halkın değerleri gavurlara peşkeş çekiliyor.

                1920- 1946 yılları arasında seçimsiz, baskı ve cuntacı anlayış ile darbe ile devletin başına geldiler. 1946 Genel seçimlerinde de açıktan hile yaptılar.

                1932 yıllarında Halkın milli, manevi, İslam’ı değerlerine savaş atılar. İslam dininin öğretilmesini engellediler. Halk Türkülerini ve Sanat Türkülerini yasakladılar.

                Halk ot ile beslenirken, kendileri dünyanın en büyük zengini oldular. M. Kemal’in mal varlığını, servetini, mülkünü öğreniniz. Türkiye’de 2017 yılında bile onun olduğu kadar mal, mülk, servet zenginliği olan yoktur.

                İslam dini öğretenlere ve öğrenenlere mahpus cezası verildiği gibi işkencede uyguladılar.

                Dini kitaplar ve Kur’an’ı Kerim toplanarak kanalizasyonlara döküldü. Rize’de ise Hamam Deresi denilen, şehrin içinden geçen kanalizasyon deresine döküldü.

                Devlet yöneticileri ve ileri gelenleri çok yüksek aylıklar aldılar. Vurgun, soygun, hırsızlık, hortumculuk yaptılar.

                Dindarlar devlete sokulmadı. Köylüler şehre inemedi. İnenler tutuklandı. Kadınların başları açıldı. Bunlardan bir tanesi de büyükannem Elmas oldu. Kur’ân öğrettiği için işkence edilen de Büyükbabam İbrahim oldu. Camiye gizli Kur’ân öğrenmeye gidende anne ve babam oldu.

                Kur’ân öğretenlere 6 ay hapis cezası verilirdi. Karakollara yapılan işkenceler ise dayanılmaz ölçütlerde, boyutlarda idi.

                20 bin camii amacı dışında kullanıldı.

                Varlık Vergisi adı altında, halkın elindeki her şey alınırdı. Üretileni tümünü verip, yine kurtulamayan olurdu.

                Devrimlere karşı olanlar İstiklal Mahkemelerinde cezalandırılırdı. Kötü, zalim yönetime karşı olanların yaşama şansı pek olmazdı. Cumhuriyet, demokrasi, hürriyet yoktu. Faşizm+ komünizm+ diktatörlük vardı.

                Cumhuriyet, demokrasi, özgürlük yoktu. Monarşi diktatörlüğü vardı.

                Kur’ân-ı Kerimler 1926 da toplanırken, halk bunların hepsini halk vermedi. 24 yıl toprağa gömdü.

                Kur’ân, mevlit okumak yasaktı. Dine imana ait her şey yasaklanmıştı. Komünizmdeki gibi sahte bir inanç- din kurulma isteği vardı.

                1947 de Senirkent’te halka kendi pisliği yedirildi.

                Halkın 40 dönümden az arazisi olanların öküzlerine el konulup, alındı.

                Tarım ürünlerine de el konulurdu. Mısır iyi kurumamış diye, mısır satın alıp, verenler çok oldu.

                Ülkede 9 tane büyük ticaret şirketi vardı. Kısa sürede bunların sayısı 41 oldu. M. Kemal ise bunların 41 tanesinin toplamından daha da varlıklı idi.

                Ülkede eşkıyalık, haraç toplama, çetecilik de vardı. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük çetesi Topal Osman idi. Topal Osman’ın çeteleri gece halktan haraç toplardı.

                Peygamberimizin hayatını yazan “Sebilürreşat” dergisi bile 17 Mayıs 1943 de toplatıldı.

                10 Mayıs 1946 günü toplanan CHP Büyük Kurultayında şu kararlar alındı: “ Dini uygulamalar öz Türkçe olacak. Halk evleri ibadet yeri olacak. İbadet usul ve uygulama biçimleri yeniden düzenlenecek. Dini eser okuyanlara ağır ceza verilecek. Yada yurt dışına sürülecek.”

                Behçet Kemal Çağlar ezanı dönüştürdü. Allah sözcüğünün yerine Atatürk sözcüğünü koydu.

                Ali Naci karacan, 1949 da Tan Gazetesi’nde; “din zehirdir, diye yazı dizisi yazmaktadır. O dönemde CHP içinde yüksek kademede bulunan pek çok kişi din, iman, Allah, peygamber hakkında ipe sapa gelmeyen laflar etmektedir.

                İlk defa 03. 02. 1932 günü Ayasofya camisinde Türkçe Kur’ân okutuldu.

                18 Temmuz 1932 de Türkçe ezan okutulmaya başlandı. 1950 yılına kadar okutma devam etti.

                Türkçe ezan okutulmasını 16 Haziran 1950 günü Adnan Menderes iktidara gelişi daha bir ay bile olmadan kaldırdı. Diğer din, iman, Müslüman yaşantısı yasaklarını da kısa sürede uygulamadan kaldırdı.

                Yol vergisi vermeyen 6 gün yolda çalıştırılırdı. 10 gün muhtarlar köy işlerinde çalıştırdı. 4- 12 yıl askerlik yaptırılırdı. Türk Müslüman olmayanlar askere alınmazdı. Bütün bunlar kaldırıldı. Her zalim zulme son verildi.

                CHP, kan dökme, kana kan, intikam sloganları atardı. 2017 yılında hala iç savaştan, kan dökmekten, savaş çıkarmaktan söz eden bir CHP vardır. Ben Savaşta Türkiye’nin yanında olmayıp, Rusya, İran’ın yanında olurum, diyen CHP milletvekilleri 2016 yılında da vardır.

                İslam dinine Ortaçağ karanlığı diyen ve hakaret eden CHP’liler o günde bugünde hala vardır.

                CHP yönetimi 1944 yılında Rus zulmünden kaçan 156 Azeri Türk’ünü SSCB devletine verdi. Onlar aldıkları 156 Azeri Türk’ünü Aras ırmağı üzerindeki Boraltan köprüsü üzerinde hemen infaz etti!

                CHP vatan, millet, devlet, bayrak, kutsal değerler, ülke yararı için yapılan her çalışmayı engellemeye çalıştı. Noteri gibi kullandığı Anayasa Mahkemesine yasaları götürerek iptal ettirdi. Bunlardan biride ihtiyaç sahibi 2015 yılında öğrencilere belediyelerin verdiği burslardı. Anayasa mahkemesine yasayı götürerek iptal ettirdi. Böylesi yüzlerce yararlı yasayı iptal ettirmiştir.

                “Başörtüsü takmayı yasak eden herhangi bir kanun- yasa olmamasına rağmen, genelge ile sürekli yasak edildi. İdeolojik baskı aşılamadı. Turgut Özal Hükümeti döneminde ve Ak Parti Hükümeti – Erdoğan döneminde 550 milletvekilinin 411 tanesinin oyu ile yasak kaldırıcı yasa çıkmasına rağmen; CHP bu kanunu Anayasa Mahkemesine her iki defasında da götürerek iptal ettirdi.

                Ülkemizdeki tüm Yüksek Mahkemeler CHP noteri gibi çalışıyordu. AİHM’ne götürülen başörtüsü yasağının kaldırılması kararı da, reddedildi. Aynı mahkemeler şimdiki kararlarında; bu yasak insan temel haklarına ve din özgürlüğüne aykırıdır, demektedir.”

                CHP başörtüsüne 1978 yılında genelge ile yasak getirdi.

                Bülent Ecevit 2001 yılında yine bir genelge ile istiklal Marşı okunurken, kadınlar başını açacak genelgesi yayınladı. Ama bu tutmadı. Genelge iptal edildi.

                CHP’de her türlü hile, sahtecilik, entrika, alavere olmaktadır. CHP Bülent Ecevit döneminde Güneş Motel’de 11 milletvekili başka bir siyasi partiden para ile transfer edip, hükümet kurdu.

                Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçilirken 367 milletvekili oyu dayatması yapıldı. Yanı daha önceleri milletvekilleri salt çoğunlukla, 276 oy ile seçilirken, 367 milletvekili ile seçilme dayatması yapıldı. CHP+ Yargı el ele, zalimlik, zulüm yükseldi arşıâlâya!

                Her askeri darbenin oluşması için zemin hazırladı. 1958 anarşisini türetti. 1960 askeri cunta darbesini yaptırdı.

                1968 de anarşi terör çıkarttı. 1971 askeri cunta muhtırasını yaptırdı.

                1968 anarşi, terörü yaptırdı. 5,000 Milliyetçi Ülkücü öldürülmesine katkı sağladı. 1980 askeri cunta darbesini yaptırdı.

                28 Şubat 1997 de Hükümeti düşürme için 5’li çete ile iletişim ve diyaloğa geçti.

                Askeri muhtıraların ve mahkeme dayatmalarının arkasında durdu.

                Fethullah Gülen cemaati bir dini cemaat olarak bilinirken, düşmanlık yaptı. 15 Temmuz 2016 günü askeri alanda hükümeti düşürme kalkışması yapınca, hemen yanında yer aldı. Savunucusu oldu! Böylesi pek çok vatan, millet, devlet, memleket, bayrak, milli menfaat düşmanlıkları yapmayı hala sürdürmektedir.

                Daha çok Genel Başkanları K. Kılıçdaroğlu muhaliflerine sövgü, küfür, hakaret ettiği için, mahkeme kararı ile onlarca defa tazminat ödemeye devam etmektedir. Ahlakı böyle olduğu için hiç güzel ahlaka dönüş yapamamaktadır.

                CHP, PKK uzantısı HDP, terör örgütleri bu milletin başına örülmüş bir hain projedir. Bu asla unutulmamalı. Bunu kör, sağır, beyinsiz, kalpsiz olanlarda görmeye çalışmalı.

                CHP döneminde liyakat; yararlılık, değerlilik, iş becerirlik maharetine önem verilmezdi. Önemli olan CHP ideolojisine sahip olmaktı. Akıl, zekâ, mantık, ilim, bilim, hak, hukuk, hakkaniyet, adalet, doğruluk, güzel ahlak, edep, hayâ, sanat sahibi olma değer taşımazdı. Zaten bu değerle karşı savaş verilirdi.

                Ehliyet; yeterlilik, yetenek, beceriklilik aranmazdı. Halka zalimlik, zulüm yapma aslı olan esastı.

                Sadakatin sadece CHP yönetimine olması yeterliydi.

                Halkçılık, devletçilik, laiklik, devrimcilik, cumhuriyetçilik, milliyetçilik düzmecesi sadece milletin değerlerinin yok edilmesi için kullanıldı. Halk yaşatılmak istenmedi. Millete değer verilmedi. Din iman öğretilmesi yasaklandı. Milli, manevi değerler yok edildi. Cumhuriyet dendi. Cumhur olan halka savaş açıldı. Demokrasinin adı zaten anılmadı. Zaten ben söze değil uygulamaya bakarım.

                CHP tek parti döneminde 30 Türk, 30 Kürt isyanı yapıldı. Şiddetle isyanlar bastırıldı.

                1920- 1950 yılları arasında CHP yönetimi halka, aziz gazi, şehit milletime her türlü, akla hayale gelmeyecek işkenceler, zalimlikler, zulümler yapmıştır. Millet bu dönemde hem faşizmi hem komünizmi, hem kapitalizmi hem de ırkçılığı yaşamıştır.

                O zaman nüfusun %5’i bile okula gidemiyordu. Gidenlerinde karnı aç, ayakları yalınayaktı. Okul diye gittikleri yer, Karadenizlilerin ahırından çok daha berbattı. Bunlar gerçeklerdir. Bunlar doğru olan olaylar, olgulardır. Facebook sosyal medya sayfamdan bugün bunları yazı, resim olarak paylaştım. Ama yöneticiler, CHP üst kademedekiler hiç olmadığı kadar zengindi, varsıldı. CHP’liler o dönemin özlemi içindedirler. Ama o komünist+ faşist+ cuntacı+ baskıcı, otoriter, totaliter, oligarşi + sindirme, işkence, hukuksuz idam etme, yokluk, yoksulluk+ ezme, antidemokratik+ anti cumhuriyet+ insan dışılık dönemi Allah’ın izni ile hiç gelmeyecek.

                1950 yılından sonrada CHP 6 defa iktidara geldi. Daha doğrusu “Bülent Ecevit” iktidara 6 defa geldi.

İsmet İnönü 1962- 1965 arası iktidara geldi. 

1994- 1996 yılları arasında SHP hükümet ortağı oldu. Murat KARAYALÇIN, Erdal İNÖNÜ ve Deniz BAYKAL Başbakan yardımcısı oldu. Ne oldu dersiniz? – Hep 1950 yılı öncesine benzer pislikler, kötülükler, yaramazlıklar, yokluklar, pahalılıklar, anarşi, terör, şiddet, baskı, zulüm, dışlama, hizmet vermeme, zam, zulümler oldu. Bir defada %500 zam yapılan ürünler oldu. Bir gecede %350 devalüasyonlar olmaktaydı.

CHP ile PKK terör örgütünün siyasi uzantısı ile 1991 yılında Genel seçimlere ortak gittiler! Bugünde CHP sapık terör örgütleri ile işbirliği, dayanışma, yardımlaşma, koruma, birlikte eylem yapma içindedir. Nerede bir pislik, zarar, kötülük, çirkinlik görürse hemen destek olmaktadır.

 Sapık LGBTE-İ’ye bile destek ve özgürlük yürüyüşlerine katılmaktadırlar. Oysa dindarların sürekli özgürlüklerini kısma girişimlerini sürdürdüler.

2013 Taksim – Gezi olayları ile başlayıp, 81 ilimize yayılan ve bir ay süren terör olaylarında CHP ve onu destekleyen kurum, kuruluş, örgütler başı çekti.

Türk İnkılapları hep İslam ve Müslüman karşıtı olarak devam ettirildi. O günde Batının dayatması oldu. Bugünde, 2017 yılı olarak devam etmektedir. 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan özgürlük, eşitlik, milliyetçilik, insan hakları, demokrasi gibi kavramlar altında; sömürgecilik ve baskı altına alma gerçekleştirildi. Kendilerine değer ürettiler. Sömürgecilere kan, gözyaşı, işgal, sömürü verdiler!

Türkiye’de siyasi alanda yapılan her devrim, Türk Milletinin devrilmesini, zayıflamasını, köklerinden kopmasını getirdi. Özgürlük, eşitlik, adalet, milli egemenlik kavramları altında; vahşet, korkunç dehşet yönetimi uygulandı. 1950 yılı 14 Mayıs’a kadar bu değerlerin hiç birini milletimiz, halkımız görmedi.

Kadın, erkek eşitliği getirildiği söylenmektedir! Kadın, toplumun %90’ının başı kapalı kadını okula sokmadılar. Memur, amir, müdür, işçi edilmedi. Devletten hizmet alamadı. Ama devlete, millete hizmet etti. Gazi oldu, şehit oldu. Devlete vergi verdi. Üretti. Hazır yatanları besledi. Ama kente bile sokulmadı. Askere gönderdiği oğlunun yemin törenine alınmadı. Hastaneye acil gittiğinde tedavi edilmedi. Askeri alana giremedi. Sakallı dendi alınmadı. Başörtülü dendi, alınmadı. Otele bile alınmadığı oldu. Bu hazin, ilkel, ayrımcı tutum Eylül 2012’ye kadar devam etti. 2012 yılı Eylül ayında bir genelge ile başörtüsü yasağı kaldırıldı.

1930 yılında Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verildi, deniyor. Hangi kadına? Kime? Niye hepsine değil? Bunlar kılık- kıyafet ayrımı yaptılar. Türk, Kürt ayrımı yaptılar. Dindar diye hor- hakir gördüler. Oysa ayrımcılık yapmak suçtur, günahtır. Hepimiz Türk vatandaşıyız. Ama onlar daha Türk vatandaşıdır, denilemez. Her türlü ayrımcılığı kınıyor, protesto ediyor, reddediyorum. Böyle medeni kanun olmaz. Bu vahşi, vahşet, dehşet, despot kanun olur. Hak hukuk da olmaz.

1925 de Reji- tütün tekeli yabancılardan alınarak, Türk Milletini T.C. Devleti zehirlemeye başladı. Her türlü sigara, içki, alkol, eroin üretilmeye başlandı. Her yerde sigara içiliyor. Otobüs, hastane, okul, camilerde bile sigara içiliyordu. Her yer kumarhane, meyhane, kerhane olmuş. Kerhane olmayan yerlerde randevu evleri çalıştırılıyordu. O da yoksa turistik oteller kadın pazarlıyordu, hala da pazarlıyor!

Şu anda bile ülkemiz insanı güven endeksinde  (– 2 ) ile sondan 4. Sıradadır. İnsanilik, insanlık, insaniyet, sosyal yaşamda medeniyet olarak 130. Sıradadır! Milletin değerlerine savaş açılarak, değer yargılar tükenince, ortaya insan dışı bir varlık çıktı! 1800 yılı başından ( Batılılaşma ile) 2017 yılı başına kadar birbirini yemekle meşguldür. İnsanlık tüketildi. İllet ile zillet ile marazlı bir mahlûk oluşturuldu. Onda da insanlık olmadığı için adı konmamış adi yaratık gibi birbirini çiğ olarak yemekle meşguldür!

1968 yılında tekrar başlayan komünist hareket hızlanarak devam etmeyi sürdürdü. Daha çok Milliyetçi Ülkücü gençliği hedef alıp, 5,000 genci şehit ettiler. Terör her gün azdırılıyor!  Ülkemiz yaşanılmaz hale geliyordu! 1978 yılından itibaren her gün 25 kişi öldürüyorlardı! İktidarda CHP Bülent Ecevit Hükümeti var. O da asker, polis, yargı ile terörü tırmandırıyordu! Öyle Türk Bayrağı, Atatürk posterleri ile mitingler, yürüyüşler yapılmıyor. Orak çekiçli kızıl komünist SSCB bayrağı taşınıyor. Nerede bir dinsiz, zalim, gâvur, komünist varsa; Karl Marks, Engels, Lenin, Stalin, Mao, Che posterleri taşınıyordu. Geceleri kalelerdeki Türk Bayrağı indiriliyor. Yerine orak çekiçli komünist kızıl bayrak çekiliyordu.

1978 yılına gelindiğinde artık her yer komünistlerin ve komünist cunta hükümetinin eline geçmişti. Bazı İl, İlçe, beldelere başkaları giremez olmuş. Okulları tamamı ile ele geçirmişler. Kendilerinden olmayanlar beldelere ve okullara giremiyordu. Okullarda sadece komünistler okuyordu. Okumak da dense, sokaklarda teröristlik yapanlar, hiç gelmeden diploma alıyor. Hızlandırılmış eğitimlerle öğretmen yetiştiriliyor. İşte ben de o dönemde okula kimliğimi gizleyerek gidiyordum. 200 komünist serseri eşkıyanın saldırısına uğradım! Okulda asker, polis vardı ama onlar dövüleni bir daha dövüyorlardı! Artık daha okula gelme, diyorlardı. 200 komünist teröristin saldırısına 21 Kasım 1978 Çarşamba günü saat: 11.00’de uğradım!

1971- 1972 yıllarında Başbakanlık yapan Nihat Erim’i Dev- Sol terör örgütü suikastla öldürdü. O örgütün elemanı olan Deniz Gezmiş’in mezarına şimdiki CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu partisi ile beraber çiçek bırakarak, ziyaret etmektedir. Hani bunlar demokrat, cumhuriyetçi, özgürlükçü, Atatürkçü idiler! Bir sol komünist terör örgütü mensubunu ziyaret edip; saygı, sevgide bulunuyor. Bunların her şeyi münafıkça, 2,000 yüzlüdür.

T.C. İnkılap Tarihi gibi kurgulama, düzmece, uyarlama, yalan, yanlış yazmıyorum. Bir traktör bir de Atatürk resmi koyuyorlar. Ülkemizde modern tarım yapılmaya başlandı, deniyor. Oysa o traktör Atatürk’ün özel tarım aracıdır. Atatürk Orman Çiftliği’nde- Ankara’da kendine özel mülkü olan arazi için özel satın almıştır. Ülkede başka traktör de yoktur. Taşıt aracı da yoktur. Yol da yoktur. Elektrikte yoktur. Gazyağı lambası da yoktur. Kandil denilen, bir şişede bitkisel yağ konuş. Bir fitil vardır. Bu kullanılmaktadır. Ayaklarda lastik de yoktur. Halkın elindeki öküz, manda, eşek bile alınmaktadır. Sadece büyük arazi sahiplerine bu hayvanlar bırakılmaktadır. Hala o dönemin özlemini yaşayanlar kim bilir misiniz? – Halk perişan, berbat, kötü, yoksul, fakir durumda iken; kendi ağa, bey, paşa, despot olmak isteyenlerdir.

Ben CHP’yi hiçbir defa vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, ülke çıkarı, millet menfaati yanında hiç görmedim. Sıkıştığı yerde yine doğruyu söylemez. İkili oynar. Hem nalına hem mıhına vurur. İkirciklidir. Münafıktır. Terör örgütleri ile dirsek teması içindedir. Gezi olaylarında 86 terör örgütü ile gâvurluğun da en fenasını yaptı. Şu anda 100’den fazla terör örgütü ile dirsek temasındadır. Gâvurluk bir halk deyimidir. Anadolu halkı aşırı zalimlik, zulüm yapanlar için bu deyimi kullanır.

O dönemin özlemi içinde olanlar bugünde vardır. Onlar çirkinlikler, yaramazlıklar, yokluklar, enflasyonlar, geri gidişler, itilen, kakılan, horlanan, hakir görülen, asılan, idam edilen halk yerinde olmak istememektedir. “Hala zulmeden zalim olma arzusu taşımaktadırlar.”

5- Kemalizm, denilen uydurma bir doktrin vardır. İslam dini karşıtlarının uydurduğu, kurguladığı saçmalıklarla doludur. Bununla İslam ve Müslüman düşmanlığı yapılmaktadır. İslam, Müslüman adına ne dersen, hemen karşı çıkarlar. İşlerine gelmeyen her şeyi Kemalizm’e, Atatürkçülüğe karşı görürler. Atatürkçülük, laiklik, cumhuriyet, demokrasi adına; milyonlarca Türk Vatandaşına devletin hizmet vermesini 2012 yılı Eylül ayına kadar önlediler. Kemalizm bir dindir, diyenleri de az değildir. Bu siyasi ideolojik görüş ile başkalarını baskı altına alırlar. Ceza, şiddet, terör uygularlar. Atatürkçüler bugün de tüm şiddet, terör örgütleri ile işbirliği, dayanışma içindedir. Dindar kişilerin özgürlüğünü kısıtlayanlar; teröristlere, LGBTE-İ mensuplarına özgürlük için miting, yürüyüş yapmaktadır.  

Atatürk demek Atatürkçülük demek değildir. M. Kemal demek, Kemalizm değildir. M. K. Atatürk kullanılarak faşist, komünist, kapitalist bir yönetim anlayışı edindiler. Hangi zulmü yaparlarsa, Atatürk’e bağladılar. Atatürk de tabu haline getirildiği için, insanlar kendilerinin temel hak hukuklarını bile savunamadılar.

Dikkat etmek lazım! İslam, Müslüman olan kişi bu insanlık dışı hiçbir ideoloji ve görüşü benimseyemez. Bu bir müşrik inancı olur. “Müşrikler 2 tanrılıdır.” “Kâfirler Tanrı kabul etmezler.” “Münafıklar inanmadıkları halde aldatmak için inandım, derler.” “ Bütün ideolojiler materyalisttir. Maddecidir. Din, iman, Allah, peygamber tanımazlar.” Tanıyorum diyenler; aldatmak, kandırmak için söylemektedirler. İslam’da bu ideolojileri kabul etmez. Allah cc. İslam dışında hiçbir dinin değeri, kabulü yoktur, der. “Allah katında din sadece İslam’dır,” der.

Allah’ı ve hak din İslam’ı sadece Allah ve peygamberinden öğrenin. Şaşırmışlardan ve sapıklardan öğrenmeyin. Kanaat edin ve şükredin, hamt edin, teşekkür edin. Sorumlu olun, sorunlu olmayın. Kalitesiz, bozuk, standart dışı düşüncelere yer vermeyin. “Her düşünceyi akıl, kalp, ilim, bilim, İslam dini süzgecinden geçirin.” “ Allah ve kul hakkına dikkat edin. Kendinizi Allah, peygamber, İslam karşıtlığına koymayın. İki dünyanız perişan olur!” Sevimsiz, geçimsiz olmayınız. Kâmil bir imana, kulluk bilincine sahip olun. Kula kulluk ederseniz, köle, esir, tutsak olursunuz. “Allah’a olan kulluk; ona bağlanmak, ibadet etmektir.” İradene hâkim ol. Uyumlu, geçimli ol. Çok çalışkan, kaliteli, verimli olgun, ekonomik, azimli, hak yolda ol. Kararsız, tutarsız, cesaretsiz, dilenen, el avuç açan olmayınız. Nitelikleri yüksek, özellikleri verimli, standart üstü, çok kaliteli yetişmiş insan olun. Bildiğiniz ve sevdiğiniz işi yapın. Usta, üstat olun. Niyetiniz halis olsun. “Problemin değil çözümün parçası olun.” Felaket odaklı olmayın. Bilmediğiniz yerde sükût edin. Sonrada öğrenin. Çok okuyun, araştırın, inceleyin, keşfedin, icat edin. “Emperyalizmin, batının, batılın, küfrün, Siyonizm’in, şer odaklarının projesi olmayın.” Mal gibi, moloz gibi, eşek gibi, it gibi kullanılmayın. Kullanılanlar çok var, asla unutmayın!

Cehaleti yenmek için doğru, yararlı, bilimsel bilgi edinin. Nefreti, kini yenmek için sevgi edinmeyi becerin. Düşmanlığı yenmek için dost olmayı öğrenin. İmansızlığı, inançsızlığı yenmek için İslam ve ilmi öğrenin. Hissizliği yenmek için duygulu olmayı öğrenin. Kötülüğü yenmek için iyilik yapmayı becerin. Farklılıklara yenilmemek için birlik- beraberlik içinde yaşamayı öğrenin. Savaşlarda telef olmamak için barış yapmayı, uzlaşmayı, birlikte geçinmeyi öğrenin. İnsanlığı kaybetmemek için İslam’ı öğrenip, yaşayın. Sapık, geri zekâlı, vahşi, dehşet saçan, barbar, katliamcı olmamak için ilmi ve İslam dinini kazanım haline getirin.

Bugün batı, batıl dünyası kayda değer; insani değer, insanlık, doğruluk sahibi değildir. Bende bunun için onları insanlığa örnek göstermiyorum. İdeolojiler dünyada çok kan dökmüşler! Vahşet, korkunç dehşet, barbarlık, haydutluk, serserilik, katliamlar yapmışlardır! Zalimlerin canı cehenneme deyip, geçiyorum. 

Biz ülke insanı ve Müslümanlar olarak, Kur’ân ‘ı peygamberimiz gibi yaşayıp; İslam, Mümin, Müslüman gibi olmalıyız. Asla sapık, pasif, agresif, dengesiz, ölçüsüz olmamalıyız. Ülkemiz insanının güven eksikliği endeksi eksi 2’dir. Yanı 196 ülke içinde sondan dördüncü sıradadır. Diğer 3 tanesinin adını söylesem, bile hiç duymamışsınızdır! Bunlar Müslümanlık değil, gâvurluk özelliğidir.  Böyle saçma sapan, sapık, kaçık, eksik, güven vermeyen Müslüman hiç olmamalı. Kötü örnek asla olmamalı. Önyargılı olmamalı. Yanlış, olumsuz, işe yaramayan fikirler bilinmeli. Empati eksikliği olmamalı. İntikam isteği olmamalı. Bilgi eksikliği, davranış bozukluğu olmamalı. Dengesiz, ölçüsüz, yıkıcı olan şekilde davranmamalı. “İnsan her hali, durumu ile bir bütün olmalı. İnsan İslam dinini ve ilmi bütün yaşarsa,  bütünü ile olumlu olur.”

 Bu yazdıklarımı çok iyi anlayıp, şimdi ne kadar İslam, olgun insan, mümin Müslüman olduğumuzu karşılaştıralım. Birey olarak, toplum olarak, İslam dünyası olarak, devlet yöneticisi, memuru, amiri, işçisi olarak ne kadar İslam dinine uygunuz? Ustası, sanatçısı, önderi, lideri, halk olarak doğru bir değerlendirme yapalım. Bakalım ne kadar mümin, ne kadar Müslüman, olgun insanız. İslam’ın İ harfi, Mümin’in M harfi, Müslüman’ın M harfi bizde var mı? Var mı? Ne kadar var? Bu iş öyle kolay değildir. “Gâvurun dölleri Müslümanı beğenmiyor. Müslüman gâvurun döllerini beğenmiyor.” Allah cc. Bunları ne kadar beğeniyor? İlke ve kurallarına ne kadar uyuluyor? Her şeyi çok kapsamlı düşünüp, öz değerlendirmemizi yapalım. Vakit geçmeden kendimize gelelim.                         “ Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”

Kaliteli ve güven veren olmak için; öncelikle İslam ve ilim sahibi ol. İnsan, insanlıklı insan, insancıl insan, insaniyetli olgun insan, has Müslüman ol. Kaliteli ve güven veren ol. İlim, bilim, sanat, kültür, teknoloji sahibi ol. Yararlı ilim, bilim, güzel ahlak öğren ve yaşa. Lider özellikli ol. Birlik, beraberlik, dirlik içinde halkla beraber hakça ol. Yönetim anlayışın insanlık için; hak, hukuk, adalet, doğruluk, hakkaniyet, yüksek ahlak, edep, hayâ içinde en mükemmel ol. Çalışmalarını ekip, takım halinde en yüksek uzmanlarla halkla birlikte yap. AR- GE, İnovasyon, kurumsal ekip çalışması yap. Yüksek standartlı, kaliteli, stratejik plan program proje üretimli harika ve harikulade çalışmalar, üretimler yap. Ürün geliştir, yeniliği her zaman yaşat. Geleceğe bugünden yön ver. Ortak yüksek bilimsel akıl kullan. Bütünlük oluşturmayı her alanda sağla. Ülkemize ve insanlığa hizmet et. Alçak, aşağılık, zarar veren kalleş, kahpe, vahşi, barbar, ilkel, sapık ideoloji sahiplerinden olma. Allah cc. Ne olmanı istiyorsa, sadece ve ancak o ol. Bizden söylemesi! Biz sadece tebliğ ediyoruz.

Hadis-i şerif: “ Ahirette, amellerin tartıldığı mizanda, sevap olarak, güzel ahlaktan ağır hiçbir şey yoktur.”                                                                                                         

Al-i İmran süresi 85. Ayet: “ Kim İslam’dan başka bir din ararsa, kendinden böyle bir din asla kabul edilmeyecektir. O kişi ahirette ziyan edenlerden olacaktır.”

Al-i İmran 116. Ayet: “ İnkâr edenlerin malları da çocukları da Allah’a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar arada sonsuza dek kalacaklardır.”

Al-i İmran süresi 110. Ayet: “ Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz. Kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız…”

Hadis-i şerif: “ Muhakkak ki, kıyamet gününde insanların Allah’a en sevgili olanı ve en yakın makam ve mertebede bulunanı adaletli yöneticilerdir.”

Al-i İmran süresi 200. Ayet: “ Ey İman edenler! Sabredin. Kararlılıkta yarışın. Düşmana karşı hazırlıklı olun. Allah’a karşı gelmekten sakının ki başarıya ulaşabilesiniz.”

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
12Haz
20Ağs

İSLÂM VE MÜSLÜMANLIK NİMETTİR

13Ağs
02Ağs

AKLINI YANLIŞ KULLANANLAR!

23Tem