Apolitik Gençlik - Özgür İFADE

Apolitik Gençlik


‘’Cahil insan kendisinin bile düşmanıyken, başkasına dost olması nasıl beklenir?’’  

                                                                                                                                    Sokrates

Geçen haftalarda eğitim seviyesi ile partilerin aldıkları oy oranlarının arasındaki bağlantıya değinmiştik. Araştırmalara göre sadece üniversite mezunu olan seçmenler arasında seçim yapılsa AKP’nin oyu yüzde 35’lere kadar düşüyor. Sanıldığı gibi CHP’nin oyları inanılmaz bir artış göstermiyor, o da aynı seviyelerde yüzde 35 gibi oy alabiliyor. MHP ve HDP oylarında da düşüşler olduğu gözleniyor. Buradan CHP seçmeninin eğitim seviyesinin meclisteki diğer partilerden daha yüksek olduğu sonucu çıkıyor. Ancak üniversite mezunları arasında asıl gözlemlenen şey ise, genelde sadece bindelik dilimlerde oy alabilen, birçok kişinin adını oy kullanırken seçim pusulalarında gördüğü partilerin, toplamda aldığı oy oranı inanılmaz artış gösterip yüzde 15’leri buluyor. Bunların içinde sosyalist, komünist, muhafazakar, milliyetçi ve liberal partiler var. Kısa vadede mecliste temsil edilmeleri imkansıza yakın gibi görülen partiler üniversite mezunlarının yüzde 15’inin oyunu alabiliyor.

Aslında bu oran seçim barajı olmasa çok daha yüksek çıkabilir. Çünkü ‘’Seçim barajı olmasaydı hangi partiye oy verirdiniz?’’ sorusuna verilen cevapların büyük bölümü bu küçük partilerden birine olduğu yönünde.

Yani mecliste bizi temsil eden partilerin hiç birinin işine gelmiyor seçim barajının düşürülmesi. Şimdi muhalif olanlar diyecek ki, bundan iktidar sorumlu. Haklılar, en büyük sorumlu iktidardır. Başa gelirken en can alıcı vaatlerinden ikisi dokunulmazlıkların ve seçim barajının kalkmasıydı, yapmadılar. Ancak 7 Haziran seçimlerinden sonra bu fırsat muhalefetin elindeyken onlar da yapmadıklarına göre, demek ki muhalefet de bu düzenden memnun.

Ben illaki bu dört partiden birine mi oy vermek zorundayım? Olmamalıyım. Ama oyum boşa gitmesin algısı seçmenin genelini buna itiyor. Halbuki özellikle eğitim seviyesi yüksek kesimin en az yüzde 15’i sorunları çözebilecek, ülkeyi daha iyi yönetebilecek, özellikle de kendi düşüncelerine yakın olarak küçük partileri görüyor.

Yıllardır apolitize olmaya zorlanmış, düşünen değil itaat eden bir gençlik oluşturmak için kurgulanan eğitim sisteminin içinden bile, aklını kullanabilen bir kitle çıkması aslında başarı olarak gösterilebilir. Ayrıca vakıf eğitim kurumlarından da çıkanların, sadece vakfın düşüncelerini savunan birer müride dönüştüğünü; savunmaya, diyanete harcanan bütçenin ancak yirmi beşte birinin eğitime ve sosyal politikalara harcandığını da hesaba katarsak, okuyan, araştıran, öğrenen ve düşünebilen üniversite mezunlarının kendi ideolojileri doğrultusunda, kendilerini temsil edebilecek partilere oy verme oranı takdire şayandır. Burada sağlanan yüzde 15’lik oranın artması elbet ülkenin hayrınadır ancak; son yıllarda neredeyse her yere açılan üniversitelerin çokluğu, üniversite eğitiminin de genel kalitesini düşürmesi beklenirken; bu oranın artması da doğal olarak zorlaşacaktır. Yani plan burada da tutmak üzeredir.

Gençliğin genelinin apolitik olması gençliğin suçu değildir. Onlara kaliteli eğitim sunamayan sistemin, bu sistemi uygulamaya devam eden siyasilerin suçudur. Medyada sadece dört liderin konuşmalarını dinleten (yakında o da bire düşecek zaten), diğer küçük partilerin liderlerinin bile televizyonlara çıkmasına engel olan baskının suçudur. Ondandır ki, seçmenin ve gençliğin apolitik olanlarının büyük bölümü, liderleri gibi her sorunun sebebi olarak muhalefeti, paralelleri, hainleri, lobileri, medyayı (en çok da buna gülüyorum) vs görür. Ama onlara göre liderleri hep doğru işler yapmıştır. Dün liderlerinin ak dediklerini alkışlayanlarla, bugün aynı şeye kara demelerini alkışlayanlar aynı kişiler.  Fikirleri var ama bir şeyleri eksik işte adını koyamıyorum!!!

İmam eğitimsiz ve gösteriş meraklısı olursa, cemaatten de fazla bir şey beklememek gerek aslında. Suriye fist lady’si Esma Esad’ın, geçtiğimiz hafta bizim first lady’miz ve ailesi hakkında bulunduğu açıklamaları da yazımızın konusuna denk gelmiştir. Lafın özü yine kaliteli eğitim şarttır.

‘’Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötülük vardır, cehalet.’’

                                                                                                                           Sokrates

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
03Nis

ALAKASI YOK

28Mar

RED

21Mar

Cinnet Vatan

14Mar

Apolitik Gençlik

06Mar

KADIN