DİRENİŞ - Özgür İFADE

DİRENİŞ


‘’Kıyametin kopacağını bilseniz, elinizdeki fidanı dikiniz.’’ (Hz. Muhammed)

 

Herhangi bir madeni çıkarmak için orijinal bir fikir bulmaya ya da ileri teknoloji kullanmaya gerek yoktur. Afrika’da, Hindistan’da altın madeni bulup, bunları sömürüp, kendi ülkelerine taşımak, Avrupalılar’ın 500 yıl önceki zenginleşme planlarıydı. O zamanlar da bunda başarılı oldular.

 

Gelişmek ve zenginleşmek için altın madeni mi işletmek gerek? Apple ya da Microsoft altın çıkararak mı büyüdüler? Google, Facebook, Twitter, Alibaba, Oracle gibi şirketlerin sahipleri, herhangi bir devleti fethedip de, elde ettikleri ganimetlerle devlet tahvili alarak mı milyarlarca dolarlık şirket haline geldiler? Bugün Apple adlı şirket dünyadaki tüm maden sahalarından daha değerli. Peki nasıl oluyor da 760 milyar dolar ediyor bu APPLE? Çünkü onu üreten geliştiren insan. Apple tam anlamıyla insanoğlunun bir meyvesi. Bu yüzden bir ‘Apple’ olmamız için Alan Turing, Steve Jobs, Tim Cook gibi birkaç yaratıcı, lider vasıflı insan yetiştirmek ve bunların arkasında da birkaç bin kişilik mühendis ve tasarımcı ordusu bulundurmak gerekiyor. Ancak bu şekilde böyle bir değer yaratılabilir. Tabi bu gelişimi sağlamak için öncelikle imam hatiplere para yağdırarak sorgulamayan, araştırmayan sadece ‘oy deposu’ olmaktan öteye geçemeyen tek tip nesil yetiştirmeyi bırakıp, doğru düzgün meslek öğreten, eğitim veren, nitelikli eleman yetiştiren okullara yatırım yapmak gerekiyor. Fakat ne yazık ki sene olmuş 2016 ve maden çıkararak ülkeyi geliştirebileceğini zanneden bir zihniyet yönetiyor ülkemizi!

 

Teknoloji çağında yaşıyoruz ve ülkelerin zenginleşmeleri artık tamamen teknolojik gelişmelere dayanırken, biz yeşil alanları imara açıp, bundan rant elde etme derdindeyiz. Dünya yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelip, doğayı kurtarma derdindeyken, biz hala HES’lere, nükleere yatırım yapıyoruz. İngiltere, Avustralya, Fransa, Çin, ABD, İspanya, Japonya, İtalya, Almanya en çok güneş enerjisi kullanan ülkelerin başında geliyor. Bu ülkelerin Türkiye’den teknolojik anlamda da ekonomik anlamda da daha ileri olduğu da aşikar. Birleşik Arap Emirlikleri gibi petrol zengini bir ülke bile, sadece güneş enerjisi kullanılacak bir şehir kurdu. Fas, üç sene içinde enerji ihtiyacının yarısını güneşten elde edecek. Amaçları enerji ithal etmekten kurtulup, gelecek nesillere biraz daha yaşanılır bir doğa bırakabilmek. Bizde, Ege kıyılarına rüzgar gülleri dikmek, orta Anadolu’da uçsuz bucaksız çorak alanlara dünyanın en büyük güneş enerjisi santrali yapmak yerine, en güzel doğa alanlarına nükleer enerji santrali yapmak tercih ediliyor. 50 bin ağaç bir çırpıda kesilebiliyor.

 

Ülke olarak kolektif bir aptallık, aç gözlülük ve cehalet döneminden geçiyoruz. Bu dönemin en kalıcı zararını da doğaya veriyoruz. Bir tane cahil, doymaz, yalaka, milletin bir yerlerine koymak isteyen bir müteahhit, daha da zengin olacak diye; iktidar; ülkenin kolluk kuvvetlerini kullanarak şehre girişleri kapatıyor, medyasını kullanarak, orada doğasını savunan onurlu insanları, hain ve terörist ilan ediyor.

Aslında mesele sadece ağaç ta değil. Mesele Artvinlilerin ağaçları kadar şehirlerine, geleneklerine, kültürlerine, sağlıklarına, sağlıklı su ve havaya erişim haklarına, dağ çileklerine ve yırtıcı hayvanlarına, kısacası hem maddi hem manevi yaşam alanlarına sahip çıkıyor olması! Çünkü madencilik yapılmak istenen bölge sadece ağaçlık ve doğa harikası bir estetiğe sahip değil. Cerattepe yamaç üzerine kurulmuş Artvin kentinin birkaç yüz metre yukarısında yer alıyor. Artvin’in bütün su kaynakları bu bölgeden geliyor. Aynı projeyi aralık 2015’te iptal eden mahkeme kararı, madencilik faaliyetinin hem su kaynakları üzerinden hem de zehirli gazların asit yağmuruna dönüşmek suretiyle kenti doğrudan zehirleyeceğine vurgu yapıyordu. Tüm bunların ötesinde Artvinli Cerattepe’yi kentinin bir uzantısı olarak görüyor ve yaz-kış mesire yeri olarak kullanıyor. Maden alanı Artvin’in en önemli turizm alanlarından milli parkı da ucundan içine alıyor. İşte bu yüzden Artvin halkı en sağcısından en solcusuna hep birlikte bu katliama dur demek için DİRENİYOR!

Ne demiş bir Kızılderili : ‘’Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde, son balık avlandığında; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!’’

 

Özgür Kalın…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
03Nis

ALAKASI YOK

28Mar

RED

21Mar

Cinnet Vatan

14Mar

Apolitik Gençlik

06Mar

KADIN