Düşünebilen Varlık:İnsan - Özgür İFADE

Düşünebilen Varlık:İnsan


Dünyada iki tip insan vardır. Devletin kendilerine en iyiyi vermek için var olduğuna inananlar ve düşünebilenler. (Nathan Fraser)

Demokrasinin var olduğu ülkelerde, ikinci tip insanlar daha yoğundur. Zaten demokrasinin ortaya çıkışı da bununla ilintilidir. Magna Carta Libertatum adını duymuşsunuzdur. Türkçe’si Büyük Özgürlük Fermanı. 1215 yılında Britanya’da ilan edilen, bilinen ilk demokrasi fermanı. Bu ferman ile ilk defa kralın yetkileri kısıtlanmış, halka bazı hak ve özgürlükler tanınmıştır. Ama bu fermanın asıl amacı; halkın hesap sormasını sağlamasıdır. Yani halk  ‘Benden aldığın vergiyi nereye harcadın? Hesap ver.’ demiştir. Elin İngiliz’i 800 yıl önce bunu fark etmiş, sınırsız yetkilerle donatılan krallarını denetlemeye geçmiş. Neden? Çünkü onlar vatandaşlık görevlerini yerine getirmişler, çünkü vatandaş sorgular, kul itaat eder.

Bizim ülkemizde maalesef kul çok daha fazla. yüzde 97’si öyle hatta.  Verginin tillahı alınıyor ama sorgulayan yok. Maaşına günlük üç buçuk lira zam alan çalışanların olduğu ülkede, her gün makam araçlarının yakıtına bizim vergilerimizden harcanan para 14 milyon TL. Günde 14 milyon (trilyon) TL.  Dünya yolsuzluk endeksinde bir yılda 11 basamak gerileyerek 64. sıraya gerileyen Türkiye’de senin benim cebimden bir yılda toplanan vergi 450 milyar (katrilyon) TL. Vurgunu siz düşünün. Neymiş efendim, hayat çok pahalılaşmış. Geçinmek çok zormuş. Aslında devletimiz bir doysa, geçinmek de kolaylaşacak biraz ama doymuyor. Yeni yılla beraber illa ki size de şu soru yöneltilmiştir: ‘Size bu ay elektrik faturası ne kadar geldi. Ya bize her ay 60-70 gelirdi, bu ay 110 TL  gelmiş.’ Az bile gelmiş. Sen kul olmaya devam edersen daha büyük faturalar da gelir. 45 TL elektrik kullanıp da, 110 TL fatura ödemek nedir? Her fırtınada, yağmurda, karda kesilen bir şeye niye bu parayı veriyoruz? Elektrik, doğalgaz, su, telefon ve internet giderleri,  bir hanede yeni yılla beraber aylık yaklaşık 100 TL artmış.  Sakın yanlış anlamayın, bunlar zam değil, fiyat artışı...

Biliyorsunuz fiyat artışıyla zam aynı şey değil!!!  Bir de klasik, tecavüzcüsünden zevk almaya bakan bir kitle var ki; asıl onlara şaşırıyorum. ‘Amaaan, nelere zam gelmiyor ki, her şeye geliyor.’ mantığında olan kullardan bahsediyorum. Niye geliyor ablacım? Her şeye geliyorsa, ücretler niye aynı oranda artmıyor?

Bir yılda 450 milyar TL vergi toplanıyor dedik. Toplanan bu inanılmaz büyüklükteki para gerçekten adalete, eğitime, sağlığa, teknolojiye harcansa, o zaman on sene içinde dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girebiliriz. Ancak ileri teknoloji üretimi yapmak yerine,  inşaat yapmayı, yenilenebilir enerji kaynağı yapmak yerine doğayı katledip nükleer enerji santrali ve HES (Hidroelektrik Santral) tercih ediyoruz.

Mesela Mars ile Jüpiter arasında bulunan boşlukta inanılmaz enerji kaynakları olduğu biliniyor. Hindistan teknolojik yatırımlarının yanına 74 milyon dolar harcayarak Mars’ın yörüngesine sonda yollayıp önümüzdeki yıllarda buradan faydalanmaya çalışırken, biz 600 milyon dolara saray yapıyoruz. Övünülecek şey bu olmamalı. Vatandaş bunu alkışlamak yerine sorgulamalı. Maalesef ülkemizde her 100 kişinin 49’u bu durumu alkışlıyor. Sırf kendi partilerindeki yanlışlıkları göremeyen meclisteki muhalefet partilerine gönül verenler de yani kalan 51 kişinin de 48’i  kendi liderlerinin basiretsizliklerini alkışlıyor. Halbuki bu durumun böyle olmasının sebeplerinden biri de kendileri. Kalan üç kişinin de bu baskıcı ortamda sorgulamaya yetecek sesi çıkmıyor.

Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden biri tarih ve siyaset biliminin kurucusu ve askeri stratejist olan Niccolo Machiavelli’nin sözüyle bitirelim:

‘Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet, bir gün vatanını yitirir.’

Böyle bir duruma gelmeyelim arkadaşlar. Zenginleşmek istiyorsak, devletin kaşıkla verip kepçeyle almasını, bizden aldığını nereye harcadığını sorgulayalım. İsrafa izin vermeyelim. Hepimiz biliyoruz ki israf haramdır. Unutmayalım, israf yerine yatırım yaptıkça zenginleşeceğiz, zenginleştikçe bağımlı olmayacağız ve özgürleşeceğiz. Tabi en başta insan olarak bize bahşedilen en büyük zenginliğimiz olan aklımızı kullanıp, biraz düşünelim. Gerçekten düşünmek çok zor bir şey değil..

Saygılar.

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
03Nis

ALAKASI YOK

28Mar

RED

21Mar

Cinnet Vatan

14Mar

Apolitik Gençlik

06Mar

KADIN