55 yıldır sürdürdüğüm kalaycılıktan 3 tane ev aldım

Kalaycı ustası Salih Tokgöz '55 yıldır sürdürdüğüm kalaycılıktan 3 tane ev aldım' Türk kültürünün bir parçası olan tarihçesi milattan önce 3000'li yıllara dayanan kalaycılık, bunca senedir insanlığa gelir sağlayan bir meslek iken günümüzde yok olmaya yüz tutuyor. Bakır mutfak eşyaları, üzerindeki kaplamanın soyulmasıyla birlikte zehir saçtığından dolayı kalaylanmak zorunda kalıyor.

55 yıldır sürdürdüğüm kalaycılıktan 3 tane ev aldım
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kalaycı ustası Salih Tokgöz;

‘55 yıldır sürdürdüğüm kalaycılıktan 3 tane ev aldım’

Türk kültürünün bir parçası olan tarihçesi milattan önce 3000’li yıllara dayanan kalaycılık, bunca senedir insanlığa gelir sağlayan bir meslek iken günümüzde yok olmaya yüz tutuyor. Bakır mutfak eşyaları, üzerindeki kaplamanın soyulmasıyla birlikte zehir saçtığından dolayı kalaylanmak zorunda kalıyor.

Artık günümüzde gelişen teknoloji ile kalaycılık unutulmaya yüz tutan bir dönemin gözde işlerinden olan Kalaycılık yavaş, yavaş yok olsa da, bu meslekten 3 yerden ev aldım diyen 64 yaşındaki Salih Tokgöz, Bu mesleği 55 yıldır Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerini dolaşarak sürdürüyor

Bu meslek eskiden çok rağbet görürdü

Eskilerde mahalle aralarında körükle harlanan ateşin üstünde evlerden gelen kap kaçakları kalaylayan kalaycıları görmeye aşina olan vatandaşlar, son günlerde artık bu mesleği yapanları görünce şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Bu şaşkınlığın sebebi ise Kalaycılık mesleğinin yavaş, yavaş tarihe karışıyor olması. Zira bu mesleği yapan insan neredeyse kalmadı. Dedesinden babasına daha sonra da bayrağı devralarak bu mesleği 55 yıldır yaşatmaya çalışan Salih Tokgöz (64) gelini Elmas Tokgöz’le sayısı azalan Kalaycılardan birisi. Karamürsel’de bir mahalle arasında boş bir arsada yaktığı ateşiyle kalay yapan Salih Tokgöz, yaptığı konuşmada ‘Eski günler çok güzeldi. Çok para kazanırdık, bu meslek eskiden çok rağbet görürdü. Herkes dumandan ateşten kararan kap kaçağını bizlere getirir kalaylatırdı. Eskiden kazandığım paralarla üç tane ev aldım.

Bizler bu işin belki de en son temsilcileriyiz

Mahalle aralarına girdiğimizde önümüzde onlarca çaydanlık ve tencere birikirdi. O zamanlar da vatandaşlar bu işi öğrensin diye çocuklarını da yanımıza çırak verirlerdi. Oysa artık ne kimse kap kaçağını kalaylatıyor ne de çırak bulabiliyoruz. Bizler bu işin belki de en son temsilcileriyiz. Bizden sonra kimsenin bu işi sürdüreceğini sanmıyorum. Tokgöz, ‘Çelik, alüminyum, emaye ve teflon mutfak eşyalarının yaygınlaşması ve çırak yetişmemesi sebebiyle ‘kalaycılık’ mesleği unutulmaya yüz tuttu. Toplumun bakır ürünlerden vazgeçip çelik, alüminyum, emaye ve teflon gibi mutfak ürünlerine yönelmesi, bir sektörü neredeyse bitirdi. Bakır eşyaların temizlenmesi için yapılan kalaycılık, teknolojiye yenildi. Vatandaşlar uzun süredir bilinen markaların mutfak gereçlerini tercih ediyor. Birkaç seneye kalmaz sayımız bire düşer ardından tamamıyla biter

Eski yıllarda altın çağını yaşayan tarihi kalaycı sayısı azalıyor. Gençlerin ateş ve külle uğraşmayıp başka mesleklere yönelmesi, mesleğin unutulmasının en büyük sebebi gösteriliyor. Bu mesleği sürdürenler, yaşlılardan oluşuyor. Eski kalaycıların çoğunun hayatını kaybettiğini anlatan 64 yaşındaki Salih Tokgöz, ‘Meşakkatli bir meslek, yeni nesil çalışmıyor. Eskiler bakırın tadını biliyor, anadan babadan kalma malzemelerini getiriyor. Bu meslekte çok az kişi kaldık. Birkaç seneye kalmaz sayımız bire düşer ardından tamamıyla biter. Çünkü arkadan gelen yok.

Bakırın düşmanı tuz ve ayrandır

Kalay, bakıra sürülen cıva gibi parlak bir maddedir. Kalay olmazsa bakır kap kullanılmaz. Yemek yapılan ve yenen kapların hepsi kalaylanmak zorundadır. Ama su ve bal koyulan kaplar kalaylanmaz. Çünkü kalay bir yerde bakırı tuzdan korumak için yapılır. Yemeklerde de her zaman bir miktar tuz bulunur. Bakırın düşmanı tuz ve ayrandır. Tuz olmayan yemekleri bakır kap kalaylanmadan da kullanabilirsiniz dedi. Kalay ateşten etkilenir

Bakır kapların ince ve kalın bakırdan olmak üzere ikiye ayrıldığını hatırlatan Salih Tokgöz, ‘İnce bakırlar üç dört ayda, kalın bakırlar ise yedi ay ve bir sene arasında kalay ister. Bu ateşle orantılıdır ve ince bakır ateşe daha az dayanıklı olduğu için daha çabuk yıpranır. Kalay ateşten etkilenir. Bakır kapta yapılan yemeğin lezzetini bilenler bakır kaptan vazgeçmedi.

Tencere 50 lira, büyük tencereler ile siniler 50-80 lira

İnce kaptan yapılmış bakır kap kullananlar çok sık kalay gerektirdiği için bakırlarını bir kenara bıraktılar. Kalın kapları kullananlar kalayı uzun süre dayandığı için vazgeçmediler. Kalayı şu şekilde yapıyoruz: Önce kalaylanacak kabı kostik denen bir maddenin içine sokarız. Sonra tavlarız, tuz ruhu süreriz, cüruf taşından yıkandıktan sonra kap kalaya hazır olur. Sonra kalaylamaya sıra gelir. Önce nişadır atılır, kalay erir ve pamukla her tarafına süreriz. Tencere, 50 lira, büyük tencereler ile siniler 50-80 lira arası diye konuştu.

Bakmadan Geçme