Bünyamin Doğruer sürgün yedi!
Karamürsel'de geniş bir kesim tarafından tanınan ve Karamürsel AK Parti teşkilatında uzun bir dönem görev yapan, son seçimlerde AK Parti Millet Vekilliği için aday adayı olmuş olan Bünyamin Doğruer
Karamürsel'de geniş bir kesim tarafından tanınan ve Karamürsel AK Parti teşkilatında uzun bir dönem görev yapan, son seçimlerde AK Parti Millet Vekilliği için aday adayı olmuş olan Bünyamin Doğruer bir öğrenciyi darp ettiği gerekçesi ile hakkında başlatılan soruşturma neticesinde görev yaptığı okuldan sürgün yiyerek uzaklaştırılması sonrası, açtı ağzını yumdu gözünü.
İşte Bünyamin Doğruer'in yazdıkları;
‘’ Uzun yola çıkmaya hüküm giydim ‘’
Üstadımıza selam olsun…
Körpe beyinlere akıtılan lağımlara engel olduğum, utangaç, çekingen, kuşkulu, mitolojik, duraksamalı bir İslam anlayışına karşı olduğum için;
Bunalan ruhları, kirlenen beyinleri vahyin pınarında yıkamaya çalıştığım,
Bir işportacı mantığı ile Kur’an’a yaklaşanlara, Kur’an’ı okuyup gırtlaklarından aşağıya indirmeyenlere karşı, Kur’an’ı okuduğu halde Kur’an’ın kendisine lanet ettiği insan müsveddeleriyle mücadele ettiğim,
İslam davası deyip de bu davayı hislerine, heyecanlarına, kuru içi boş kalabalıklara endeksleyen zavallılara karşı olduğum,
Kemmiyet planında hava atan, keyfiyet planında içi çölleşmiş, kurumuş, kokuşmuş, ahlaksız güruhlarla övünenlere itibar etmediğim,
Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını mükellef sofralarda yiyen, yediren, peşkeş çektiren, yalakalık yapan idarecilere karşı olduğum,
Fitnelerin ateşini yakan, İ.H.H gibi güzelim bir kuruluşun başında olan ne yazık ki kumpasçı zalimlerin safında yer alan talihsiz yerel yönetim başkanının ayak oyunlarına karşı olduğum, İmam-Hatip mezunları derneği altında güya faaliyet gösteren ama İmam Hatip’in içini boşaltan şirket gibi çalışan, sahih din anlatan hocaların ayağını kaydıran tabelası olup, kendisi olmayan ikiyüzlülerle mücadele ettiğim,
Nefsine, benliğine tapan, kin ve düşmanlıkta sınır tanımayan her türlü alavere- dalavere iftiranın içinde yer alan mihraba geçip namaz kıldıran münafıklarla mücadele ettiğim,
Gecenin içinden salma güneşler çıkardığım,
Hüzün sağanaklarından umut devşirdiğim,
Bidat ve hurafelerin bayrağını burçlardan indirdiğim,
Vitrin mankenlerinden daha sahte, daha donuk, daha çirkin yapılı canlı insan müsveddelerinin oluşturduğu kervanı, şahsiyet ve iman yüklü hamlelerle dağıttığım,
Fitneci, dedikoducu, kardeşinin etini yiyen, sakallı- sakalsız yamyamlarla savaştığım,
Aklı iptal eden kalpten, imanın önüne geçen akıldan, düşünceyi hadım eden duygudan, faydasız bilgiden, ahmağın dostluğundan, cahilin idareciliğinden, zalimin despotluğundan kaçıp, Allah’a sığındığım
Sevgi, merhamet, şefkat kokan bir nefes beklerken kürek kemiklerimin ortasından hançer hissettiğim,
Tasmaları hep başkalarının elinde, efendilerinin önünde eğilen, kumpas kurma, fitne kabiliyetini oturduğu koltuktan alan üç kuruşluk insan müsveddelerine yaranmayıp, sadece ve sadece Allah’a yaranmak iddiasında olduğum;
Bilenlerle bilmeyeni, iyi ile kötüyü, gece ile gündüzü, sıcak ile gölgeyi ayırt etmeyen körlerin ve sağırların, duygusuzların akletmeyen ham yobaz, kaba softaların planlarını bozduğum,
Tapınak tacirlerinin çıkarlarına dokunduğum için,
Kur’an ahlakının şekillendirdiği bir dışa sahip olmaktan uzaklaşmış, yalakalığın şahsiyetsizliğin dışarının oluşturduğu bir içe sahip olanlara karşı onurumla dik durduğum için
Hangi ses daha alımlıysa onun peşine düşmüş, hangi renk baskınsa ona bürünmüş bukalemun tipleri eleştirdiğim için,
Yıllarca modern bidat ve hurafelere geçit vermeyen bulandırılmış ve sulandırılmış din yerine, dini tanınmaz hale getiren meczup kılıklı fetöcülerin din istismarı yerine, vahiyle inşa olmuş dini sadece ve sadece Allah’a has kılmış bir nesil,
Vahyin şahitliğini üstlenen iman ettiği değerleri hayata taşıyan, taşımakla kalmayıp yaşayarak içinde bulunduğu topluma güzel örneklik teşkil eden öncü bir nesil,
Tutarlı ilkeli, şahsiyetli bir mücadele gerektiğine sahip eşyaya, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel olay ve vakıalara, Allah’ın bak dediği yerden bakan bir nesil,
Kur’an’dan ve sünnetten beslenen, Hz. Muhammed(a.s) önder edinen onun ahlakını kuşanan bir nesil için, mücadele ettiğim, alın teri, yürek teri döktüğüm için,
- Sürüldüm…
- Beyazların içinde nasibim kalmadı.
- Tiksiniyorum
- Kimden mi?
- Kur’an’ı gırtlağından aşağıya indirmeyen, onu yaşamayan canlı cenazelerden
Bizzat ve bilfiil zamanı kokutan zift ruhlu yobazlardan
Her vasıf dışı sefil mahluklardan
Hakikat ışığı tutmak iddiasında iskelet biçimli karanlık tellallardan
Başında ve içinde bulunduğu camiayı ranta çeviren gayri mütefekkir natuklardan
Ateş olmayan yerden duman tüttürmeye çalışan, samimi müminlerin, dava adamlarının altını oyan lağım fareleri çapındaki sahte Müslümanlardan
En vahşi cehaletiyle, iman erlerine saldıran münafıklardan
Sahte ve sözde camialarında, merdiven altı sahte gerçekler, iddialar, iftiralar imal edip algı operasyonuyla bunları insanlara yutturan, bunun için çalışan, utanmadan İslam’dan bahseden müsvedde yobazlardan tiksiniyorum, iğreniyorum…
Tasmasını elinde tutan efendisinin iki bacakları arasına sığınıp, Kur’an’la, imanla, ahlakla bağdaş-mayan faaliyetlerine engel gördüğü, samimi müminleri rapor eden, aleyhinde iftiralar atıp kumpaslar kuran insanlıktan nasibini almamış omurgasızlardan tiksiniyorum, iğreniyorum…
Bunları gördükçe, yaşadıkça imanım artıyor
Mahşer hak
Ölüm hak
İnsan böyle düşüne düşüne ağlar ya
Olsun Allah var ya
Allah kerim Allah yar ya
Varsın fırlatsınlar ateşe bizi
Varsın buzdan boşluklara atsınlar
Bulur bizi rüzgâr çıkarır baharlara.
BÜNYAMİN DOĞRUER