- Haberler
- Köşe Yazısı
- İsmail Yıldırımı örnek alın Kapısındaki 'İTİ' değil…
İsmail Yıldırımı örnek alın Kapısındaki 'İTİ' değil…
İsmail Yıldırımı örnek alın Kapısındaki 'İTİ' değil…
İsmail Yıldırımı örnek alın; Kapısındaki "İTİ" değil…
Öncelikle bütün İslam aleminin kandilini kutlar, bu mübarek gün, yüzü suyu hürmetine, ülkemizin yaşadığı bu acı dolu günlerin biran önce son bulmasını yüce ALLAH (cc)’ dan niyaz ederim.
Bu ilçede nasıl ki, sevende, sevmeyende, mutlaka her gün, en az bir kere www.karamursel.tv internet sitesine mutlaka girip bakıyorsa; bu şehirde de, eminimin ki, internet kullanan herkes, günde en az bir kere www.bizimkocaeli.com internet sitesine girerek, hiç bir şeyi merak etmese de, siteye girip, yeni ne var, ne yok diye bir göz gezdiriyordur. Çünkü sonuçlar ve tirajlar bunu alenen gözler önüne seriyor. Her zaman olduğu gibi öğleden sonra yine ofise geldim, ne var, ne yok, bir bakıyım dedim; önce kendi internet sitemize, ardından da, bizimkocaeli internet sitesine girdim. Oda nesi, yine sağ üst köşede İsmail Yıldırım’ın kocaman kandil mesajı, vallahi helal olsun dedim. Bu şehirde, hatta ve hatta bu ülkede dik durabilen, bunun yanı sıra lafını esirgemeyen, bundan dolayı da, birçok kesimin “öcü” gözüyle gördüğü bir gazeteye sahip çıkmak, her baba yiğidin harcı değildir. Özelliklede bağlı olduğunuz parti tarafından kötü çocuk ilan edilen bir gazeteye sahip çıktığı için İsmail Yıldırımı, gerçekten tebrik ediyorum. Hiçbir şey olmasa, para bile vermese, oraya reklam vermek “Adamlığını” gösteriyor ya, gerçekten helal olsun. Tabi ben İsmail Yıldırım ve Göngör Aslan’ın eski dost olduğunu zaten biliyorum. Güngör beyin, dünyalar tatlısı Aslan parçası da, Karamürsel’e her geldiğinde İsmail amcasını mutlaka görmeye gittiğini bildiğim için; bu dostluğa, siyasetin girmediğini, görmek gerçekten birçok kişiye örnek olması gereken bir davranış.
Peki, ama bu konu neden beni bu kadar etkiliyor?
İlçemizde maalesef, ama maalesef, kraldan çok, kralcı olduğu için; bizde bu sistem çok ilginç işliyor!
Örneğin şahsım, bir çok dostum tarafından Ercan’ biz sana reklam parasını verelim fakat bizim reklamımızı yayınlama!,bak “yaver” hemen,başkanla aramızı bozar; yada şimdi sen reklamın çıktığı sayıda gene birileri hakkında yazarsın,bizim reklamımız orada gözükür,başkan farklı anlar;veya farklı anlatırlar.
Evet; bunlara o kadar maruz kaldım ki, inanın saymakla bitmez. Hatta bir gün hiç unutmuyorum, İsmail Yıldırım ile görüşen bir müşterim, görüşmesinin arasından, bana denk geldiğinde, çok ilginç bir konuyu anlatmıştı. Ercan Bey, ben size de görüşeceğimi söylediğim gibi, bu reklam konusunu İsmail Yıldırım ile konuştum; Başkanım, ben buraya reklam veriyorum, fakat sizinde bildiğiniz gibi, size olan sevgim bambaşka, dediğinde İsmail Yıldırım, tabii ki vere bilirsin, neden öyle düşüneyim, ona bakarsan bende bizimkocaeli gazetesine reklam veriyorum, dediğini benimle paylaşmıştı. İşin ilginç yanı, daha başkanla yeni ayrılmışken telefonunun çaldığını belediyeden arayan ”Yaverin” bakın siz şu gazeteye reklam veriyorsunuz fakat “Başkan” görürse bunu yanlış anlar, sonra aranız bozulur diyerek aba altından, sopa gösterdiğini dile getirmişti. Bu yüzden yazının başlığı örnek alacaksanız İsmail Yıldırım’ın yaptıklarını örnek alın, kapı önündeki ”ÇAKAL” müsvettesini değil. Hoş artık ne reklam almaya ihtiyacımız kaldı, nede maddi bir sıkıntımız; hamdolsun. Bu “YAVER” sayesinde o kadar büyük yol aldık ki, neredeyse Kocaali’de bulunan birçok gazete ve internet sitesinin önüne geçerek “google” dan inanılmaz reklamlar alır hale geldik. Hergün sitemizi, gerek ilçemizden, gerekse Türkiye ve Avrupa’dan o kadar çok ziyaretçi ziyaret ediyor ki, istemeden yaptığı dedi kodu, ettiği tehdit ve şantajlar o kadar çok bizi hırslandırdı ki, o elinin altında tuttuğu, sektörün yüz karası, kendi gibi “ÇAKAL” müsvetteleri de, yok olup gitti.Yapamazlar dedikleri her şeyi yaptık, o kadar mücadeleye ve rakiplerimize verdikleri desteklerle çıkardıkları ve içlerinde baştan sona kadar kendi istedikleri yazı ve reklamlarının olduğu gazeteler,yok olup gittiler. Hayatta “DOĞRU” her zaman gideceği yere gider, yalakalık, yalancılık, iftira, gıybet yapanın kendisine en büyük zararı verir; veriyor da. Mevla’m inşallah bu gücü hayır yolunda, güzellikler yolunda, devam ettirmemizi nasip eder.Bu ilçe çok güzel bir ilçe, burada yaşayan insanlar mükemmel insanlar. Evet bazen çürükler, kötü niyetliler çıkıyor; çıkacakta; bize düşen bu ilçeyi, sadece Kocaeli’nin değil, Türkiye’nin incisi yapmak için mücadele etmek.Bu yüzden her musibette bir hayır vardır;denilmesinin hikmeti bu olsa gerek. Bana, zarar vermek için kendini yırtan, belediye de çalışan, yüreği kocaman, fakat makamca kendinden çok altta gördüğü için “BABASI” yaşında adamları bile arayıp siz nasıl onun paylaştığı haberi beğenir siniz diye bilen “ACİZ”varlıklar, şimdi “google”da arayıp, bakın bu şirkete bu kadar büyük paralar vermeyin, başkan görürse size de, çok kızar deyip tehdit etsin artık… ALLAH (cc) bu mübarek günde, şahsıma düşmanlık duyan, rızkın aciz şahsiyetleri ile etkilene bileceğini düşünen, insanlara, zülüm edebileceklerini düşünen herkesi yaratana havale ediyorum.
Sizler hayır ve şerrin ALLAH(cc) dan geldiğini bilmezsiniz, gıybet ve riya çukuruna düşmüş, kendini dev aynasında gören “BÜYÜK” insancıklarsınız çünkü. Fakat Mevla ol değince, olur. Ben, benim için kötü düşünüp, gıybet eden herkesi bu mübarek günde “ALLA” (cc) hava ediyorum. Rızık Mevla’nın takdirindedir. Siz kimsiniz ki, insanların rızıklarını keseceksiniz. Doğruyu savunan her zaman “DİK” olur. Şaşa ve makam geçicidir, yarın elinizden uçar gider, fakat yaptığınız iyilikte, kötülükte, kat be kat katlanarak, her zaman karşınıza çıkar.
Kandilinizi tekrar kutlar bu mübarek gün ve gecesinde dualarımızın kabul olmasını yüce ALLAH (cc) niyaz ederim…