'İYİKİ DOĞMUŞUM' DEDİRTEN HERKESE TEŞEKKÜRLER

Ne kadar güzel, ne kadar duygu dolu, ne kadar sevgi dolu, ne kadar coşku dolu bir doğum günü, yada daha doğrusu günleri geçirdim..

Şöyle bir düşünüyorum da, dünyadaki en büyük zenginlik, önce muhteşem bir aile ve dostlara sahip olmaktan ibaret aslında.

En büyük servet de sevgi…

Sevildiğini görmek, bilmek, hele de böylesi"Artık ölsem gam yemem" düzeyinde yaşamanın tarifini çoğu zaman anlatmayı beceremesem de, bu duygular gerçekten çok muhteşem duygular.

Gece saat 00.00 ile başlayan doğum günü telefon ve masajları ile başlayan yeni yaşım sabah ailem ile devam etti.  

Hep dedim yine diyorum.

Aile, aile, aile…

Öyle aynı kandan, aynı soydan gelmenize de gerek yok aslına bakarsanız.

Bundan 20 küsür yıl önce hayatımda ilk doğum günümü 18 yaşıma girdiğimde 4 Temmuz Mahallesi D-130 karayolu üzeri Ferah apartmanı en üst katında gençliğimin geçtiği evimde kutlamıştım.

Daha doğrusu muzip arkadaşlarımın yaptıkları sürpriz doğum günü ile salonda başlayan horon hızımızı alamayıp ilerleyen saatlerde sahilde bulunan banklarda şarkılarla, türkülerle devam etmişti.

Sonu kötü bitmişti ayağımı burkmuş ve hastanede finali yapmıştım.

Daha dün gibi…

Benim bu ilçede hep güzel, harbi, delikanlı dostlarım oldu.

Bu ilçeye memleketim olarak sahip çıkıp mücadele vermemin en büyük nedeni de bu olsa gerek. Ben bu memleketimde çocukken yaşadığım günleri, şimdi üç çocuğumun da yaşamasını istiyorum. Doğdukları memleketlerinde büyüsünler, burada okusunlar, burada spor yapsınlar ve burada çalışsınlar.

Memleketin 35 km dışına gidip okumasınlar, yâda çevre ilçelerin belediyelerinde spor yapmasınlar diye mücadele ediyorum.

Hamdolsun ki, çok büyük yol aldık.

Artık kimse susmuyor!

Artık kimse korkmuyor!

Evet, insanlar çekiniyor belki biraz ama artık hiç bir şey eskisi gibi değil!

Olmasında zaten!  

Memleketimiz güzel olsun, yaşana bilir olsun, huzurlu olsun, çocuklarımız güvende olsun, esnafımız mutlu olsun, insanlar bir birlerine düşman olmasın, oncu, buncu diye kimse ötekileştirilmesin.

Aslında hiç kimse, kimse ile kötü olmasın!

Allah aşkına!

Sorsanız neden kötü olduklarını bile hatırlamayan kişiler bir birlerine nefret ile bakıyor.

Ben çocukken, gençken böyle değildi bu ilçe. Gençlik çay bahçesi’nin orda heykelin arkasında kafamızı, gözümüzü patlatana kadar bir birimizi yerdik!

Ertesi gün dışarıdan biri Karamürsel çocuğunu sıkıştırınca koşa, koşa gider sahip çıkardık. Ağabeylerimize saygı duyar, değil laf söz söylemek, kafamızı kaldırmazdık.

Bu ilçenin sokakları herkesi eskileri bir birini çok iyi tanır, aslına bakarsanız büyük bir kesim herkes herkesi de çok iyi tanır ve bilir.

Boşuna rüzgâr yapmanın, boşuna birilerine yalakalık yapmak için başkaları ile kötü olmaya inanın hiçbir gereği yok!

Bu memleket çok siyasetçi, çok esnaf, çok ağır abi gördü!

Bugün bu ilçenin evladı hor görülüp, zulüm görüyorsa, mağdur bırakılıyorsa ve siz birileri ile kötü olmamak için bunların hepsini görüp aman tezgâhımız bozulmasın diye susuyorsanız…

Yapmayın!

Zaman çok ama çok hızlı geçiyor.

Hiç birimizi ne makam, ne mevki, nede para kurtaramaz!

Dostluk, sevgi, adamlık kurtarır!

Güç eksenli yaşamayın!

Hayat çok kısa ve inanın kimseye kötü davranıp, mutsuz yaşayacak kadar uzun değil.

Artık menfaatler peşine koşup, takım tutar gibi bir siyasi partinin yada kişinin peşinden gitmek yerine vicdanınızın sesini dinleyip biraz kafanızı kaldırın da bu cennet köşesi ilçemizi artık yaşana bilir bir yer haline getirelim….

Asılan afişlerler değil, renkli, renkli lambalarla değil gerçekten aslı gibi bir yer haline getirmek için çıkın kapıların ardından, kahve köşelerinden. Çıkında adamlığınızı yapıp olanı olduğu gibi konuşun artık. Akrabanız, yakınınız, yada kendinize yapılan yada yapılacak olan kıyaklar için değil! Doğru olduğu için doğruya doğru, yanlışa yanlış değinde artık şu çukurdan hep birlikte çıkıp kol, kola eskisi gibi koşmaya devam edelim.

Yoksa bu ilçe için sadece olduğumuz yerden bugünkü gibi üzülür dururuz!

Doğum günümü kutlayarak beni hayatında bir yerlere layık gören herkese gönülden teşekkürler…

 

 

Bakmadan Geçme