Karamürsel’de bu ilçenin en büyük yükünü çeken kişiler şüphesiz ki, zabıtalardır. Ne demişler yiğidi öldür ama hakkını yeme! Peki, şimdi sevgili yetkililere soruyorum, bu ilçede kaç tane “ZABITA” var? Fakat yanlış anlamayın, zabıta elbisesi giyip üç kuruşa milletle sabah, akşam uğraşan taşeron işçi sayısını sormuyorum, bu ilçede gerçekten kaç tane “ZABITA” var?
Yıllardır bu ilçede en çok içimi acıtan konulardan biridir, her an yeri değiştirilecek korkusu ile ne yapacağını bilemeyen, elinde hiçbir yetki olmamasına rağmen sürekli her tarafa gönderilip iş yapması istenilen “ZABITA” elbisesi giyen insanları neden gerçekten yıllardır üzerlerinde şerefle taşıdıkları “ZABITA” elbiselerinin kadrosu verilmez, inanın anlamış değilim.
Geçtiğimiz gün emekli olmuş bir “TAŞERÖN ZABITA” büyüğümün anlattıkları çok içimi acıttı doğrusu. Şimdi buradan soruyorum ey yetkililer, Taşeron işçiye zabıta yetkisi verile bilir mi? Resmi kıyafet giydirile bilir mi? Kolluk kuvveti olarak sokağa salına bilir mi? Zabıt tutturula bilir mi? Yada, yarın birisi onun kafasına bir sandalye geçirirse Pazar yerinde, onu kurtarabilir misiniz, kendinizi kurtara bilir misiniz? Hemen komşumuz olan ve 3 bin nüfuslu bir ilçede 4 “KADROLU ZABITA” görevlisi varken, neden Karamürsel’de yok?
Peki, zabıta bir ilçede neler yapar?
Umuma açık yerlere girer, gerekli kontrolleri yapar, sahip veya işletenlerinden kontrol konusu ile ilgili belgeler ister ve haklarında tutanak düzenler,
Boşaltılması ve yıktırılması hususunda yetkili mercilerin karar veya emirleri bulunan yapı, ev veya müesseselere kanuni yetkililerle birlikte girer ve yasal yaptırım uygular,
Mevzuatla belediye zabıtasına tanınan yetkileri kullanmaya mani olanlar hakkında adli kovuşturma yapılmak üzere tutanak düzenler,
Belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarına vaki olacak tecavüzleri usulünce önler,
Umumi yerlerde belediye nizamlarına aykırı olarak seyyar satışta bulunan kimseleri ve başkalarının ticarethane önlerini de kapatacak şekilde yaya kaldırımlarını, izinsiz işgal edenleri men eder,
Taşıtların durmak, duraklamak ya da park etmek suretiyle yolları, herkesin gelip geçmesine mahsus yerleri ve yaya kaldırımlarını işgallerini önler,
Umumi yol, kaldırım ve meydanlarda izinsiz olarak gazete, dergi ve kitapların yerde teşhir edilerek satışını önler,
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunan eser, icra ve yapımların tespit edildiği kitap, kaset, CD, VCD ve DVD gibi taşıyıcı materyallerin, pazar veya panayır kurulan yerler, meydanlar, mezat yerleri, yol, meydan, pazar, iskele, köprü gibi umuma ait yerlerde satışına izin vermez ve bunların satışını engeller, satışına teşebbüs edilen materyalleri toplayarak yetkili makamlara teslim eder,
Sağlığa mutlak surette zararlı olduğu usulünce yapılmış tahliller sonunda sabit olan bozulmuş, kokmuş ve çürümüş gıda maddelerini yetkililerin isteği ve raporu üzerine imha eder,
Sahipsiz olup, beldede başıboş dolaşan hayvanların muhafaza altına alınmasını sağlar ve bunlardan tehlike yaratması muhtemel olanların veteriner ekiplerince usulü dairesinde etkisiz hale getirilmesine yardımcı olur,
Umumi yerlerde aşırı derecede gürültü yapanlara, çevreyi kirletenlere, pazar ve panayır yerlerinde geliş ve gidişi zorlaştıranlara gerekli ikaz ve tembihatta bulunur, uymayanlar hakkında gerekli yasal işlemi yapar.
Yazık bu insanlara, Karamürsel belediyesinin en büyük kahrını ve yükünü çeken, yaz, kış sokakta dağda, bayırda, yağmurda, çamurda çalışan bu insanlara hakkı olan “KADROLU ZABITALIK” ne zaman verilecek? Yoksa böyle korku imparatorluğu ile herkes akıllı olsun, anında yeriniz kayar diyerek çalıştırmak ne kadar daha devam edecek bilemiyorum…
