- Haberler
- Köşe Yazısı
- KONUŞUP TA KANITLAYAMAYAN ŞEREFSİZ, NAMUSSUZDUR!
KONUŞUP TA KANITLAYAMAYAN ŞEREFSİZ, NAMUSSUZDUR!
Son dönemlerde isminin önünde bir makamı ’da taşıdığı için insanların dikkate aldığı ve dinlemek zorunda kaldığı bazı şahsiyetler iyice hadlerini aşarak cami avlusuna doğru yaklaşmaya başladı.
Düne kadar bana ve kurumuma zarar vermeye çalışıp bir türlü başarılı olamamış. Her defasında beni ”ima” ederek bilinçaltında bıraktığım devasa “acıyı” diline dolayıp, biz onu tanımıyoruz, biz onu kaile almıyoruz, biz onu takip etmiyoruz, biz onu umursamıyoruz diyerek toplantılarda, şahsi ortamların da sürekli olarak benden bahsetmesi, içerisinde bulunduğu “ACI DURUMU” ve “RUH” halini çok iyi yansıtan şahsiyetler, iyice zıvanadan çıkmış bulunmaktadır.
Kuyruk acısı ile baş başa yaşamayı yıllardır öğrenemedikleri gibi ne kadar kendini bulunmaz Hint kumaşı zannetseler dahi, onunda farkında olduğu gibi her şeyin bir sonu var. Ben kimsenin “ABLASI” , “ENİŞTESİ”, “AMCASI”, “DAYISI”, “ORTAĞI” , “ÖZEL HAYATI”, “NAMUSSUZLUKLARI” ile ve en önemlisi “ŞEREFİ” ve “HAYSİYETİ” ile uğraşmadım.
Kişilere saygı duymasam bile bulundukları makam ve mevkiine saygı duydum. Yaratılanı her zaman “YARADANDAN” ötürü sevdim, öyle gördüm ve hareket ettim.
Fakat en yakınını, yol arkadaşını bile sırtından “KAHPECE” vuran bir insanın çevresinde bulunan hiç kimseye acımayacağını hiç aklımdan çıkarmadım.
Fakat karşımda ki, kişinin ailesini düşünerek hareket ettim.Hem de, elimde onca bilgi, belge olmasına rağmen uğraşmadım, yada başka “BASIN MENSUPLARI GİBİ” el altından para istemedim, çünkü bu davranışlar kişinin karakteri ile alakalıdır. Bir gün paraya ihtiyaç duyar ve sıkıntı çekersem benim, kibrim ve egolarım olmadığı için simit satarım ama onurumu, haysiyetimi satıp tükürdüğüm pisliğe eğilip de, hem yalayıp, hem de gülümsemem!
Dün hırsız dediğim, şerefsiz dediğim, namussuzlar dediğim insanların çatısına girip kimseye masal anlatmam.
Benim için hiçbir siyasi partinin birbirinden bir farkı yoktur!
Evet, bu mesleği yapmak için tabii ki, ayakta durmam gerekli, fakat bunu pisliğe bulaşmış insanların pis paraları ile değil!
Onurlu, şerefli ticaret yapan kişiler ile yaptım ve yapacağım.
Hiç kimse diyemez ki, Ercan Buber bizden para aldı, bizim için kötü yazamaz, bizden taraf olduğu için bizim kötü haberimizi yapamaz. Diyecek kişi veya kurumun alnını karışlarım. Benim yanımda “ADAM” gibi üç, beş insanın desteği zaten bana yeter, fakat hamdolsun bu zamanda dik duran bir kişinin yanında binlerce kişi oluyor. Yaptıkları ticaret bozulmasın, birilerine şirin gözükelim, ama ortada olalım diyerek hareket eden kişileri ve kurumları zaten bende bu memleketin “BÜYÜKLERİDE” görüyor.
Beni birilerinin finansa ettiğini, herhangi bir siyasi partinin destek verdiğini, şahısların veya kurumların gizli ortak olduğunu konuşan, ima eden, her kim olursa olsun, dediğini kanıtlayamaz! Ağzından çıkan lafı kanıtlayamayan da, en büyük “ONURSUZ, ŞEREFSİZDİR” bu memleketin kalemi sallanmadan dimdik yazan basın mensuplarının da olması ne kadar rahatsız ediyor sizi be.
Ama unutmayın ki, seve seve her zaman olduğu gibi “TÜKÜRDÜĞÜNÜZÜ YALAYACAKSINIZ” siz zaten alışıksınız. Yüzünüz keçe gibi olmuş “ŞÜKREDİP” silip geçmek, onursuzluklarınızın suratınıza söylenmesi olağan size!
Ben devlet malı çalıp da, müdürlük makamına oturmadım, borçlarım var, evimin ailemin düzeni bozuldu, hacizlerden ata topraklarım satıldı, neyim var, neyim yok yitirdim diye kimseye biat edipte borçlarımı ödetmedim!
Kimseden hak etmediğim avanta para almadım, hadi hodri meydan, bir tane gösterin! Fakat zaten bir bulabilseydiniz davul, zurna ile meydanlarda haykırırdınız. Ama siz o kadar basit karakterlisiniz ki, düşmanlığınız bile kahpelik üzerine…
Bu dünya fani, ey ahali “ÖLÜM VAR, ÖLÜM” siz kendinizi paraya sattınız diye, insanların ekmeği ile oynayıp, namuslu adam pozları veriyorsunuz fakat her yükselişin bir çöküşü var.
ALLAH (cc) varlığına inanan veya inandığını söyleyen herkese bir daha hatırlatmak isterim” RIZKI VEREN, ALLAH” siz kullara, kul olmuş, adamlığınızı “PARA” gibi bir kağıt parçasına satmışsınız diye, herkesin satmasını beklemeyin “EY FANİLER” , evde bir tas çorbada karnınızı doyurur, bir kap kavurmada…
Önemli olan helal çorbayla doymanın lezzetini yaşaya bilmektir.
Amma unutmayın boğazınızdan geçen lokma, midenize gidene kadar ne olduğu önemlidir. Sonra hepsi aynı çıkar. Mevla’m sizleri ıslah etsin, size en büyük duam, sizin bu insanlara çektirdiğiniz zulüm ve haksızlıkları çekmeden ölmemenizdir. Şüphesiz “YARADAN” her şeyin iyisini bilir, elhamdülillah.
Zira bir damla gözyaşı döken bir ananın, bir sabi sübyanın hakkı, sizden nasıl çıkacak hep beraber göreceğiz.
Zira söylediklerini kanıtlamayan, eksik etekler gibi dedikodu yapan, bu dedikodular ile etki altında kalan, makam ve mevkii gücüne biat ederek zulme sessiz kalan herkesi yüce “ALLAH (cc) havale ediyorum. Yaşasın zalimler için cehennem…