- Haberler
- Kurban Bayramı'nda nasıl beslenmeliyiz?
Kurban Bayramı'nda nasıl beslenmeliyiz?
Ülkemiz genelinde Kurban Bayramı heyecanı yaşanırken Özel Aile Konak Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Elif Tuğçe Dolu, Kurban Bayramı'nda beslenmeyle ilgili yapılması gerekenler hakkında bilgiler verdi.
Bayramlar tüm aile bireylerini bir araya getiren, birbirinden lezzetli geleneksel yemekler eşliğinde hasret giderdiğimiz, büyük sofralar etrafında toplandığımız özel günlerdir.
Peki, bu özel günlerde o çok güzel dediğimiz lezzetleri doğru şekilde ve miktarda tüketemezseniz ne olur? Özellikle kalp-damar hastaları, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastaları bu dönemde risk altındadırlar. Sağlıklı bireyler bile dikkatli beslenmediğinde sindirim problemleri, midede şişkinlik, ağrı, kabızlık, kalp çarpıntısı ve tansiyon yükselmesi gibi sağlık problemleriyle karşılaşabilirler.
Bayramda sağlıklı beslenerek, bu güzel günleri çok daha keyifli hale getirebilirsiniz. İşte bayramda sağlıklı beslenmenin sırları:
Kurban Bayramı’nda genellikle kavurmalı kahvaltılar öne çıkar. Oysa etin kesildikten sonra hemen tüketilmesi doğru değildir. Ölüm katılığı nedeniyle yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirme de, hem de sindirim de zorluk yaratır. Bu nedenle etler en az 24 saat bekletilmeli, daha sonra tüketilmelidir.
Bayram geleneklerinden bir tanesi de gittiğimiz her yerde ikram edilen çay ve kahvelerdir. Bu nedenle gün içerisinde farkında olmadan, olması gerekenden fazla miktarda çay, kahve tüketiriz dolayısıyla vücudumuza fazla miktarda kafein almış oluruz. Fazla kafein alımı ritim bozukluğu, çarpıntı gibi sağlık problemlerine neden olabilir. Bunun yanında fazla kafein alımı vücutta demir emilimini de bozabilir.
PİŞİRME ŞEKLİ ÖNEMLİ
Kırmızı et; iyi kalite hayvansal proteinin yanı sıra, demir, çinko, fosfor, magnezyum mineralleri ile B12, B6, B1 ve A vitaminlerini içermektedir. C vitamini içermediği için sebze, salata gibi C vitamini içeriği yüksek besinlerle tüketilmesi, demir emilimini de artırması nedeniyle daha yararlı olacaktır. Pişirirken içerisine kuyruk yağı, iç yağ eklemek gibi sıklıkla yapılan hatalardan başta kalp hastaları olmak üzere herkes kaçınmalı, etler hiçbir ekstra yağ eklenmeden kendi suyunda kısık ateşte kavurma, haşlama veya ızgara yöntemlerinden birisiyle pişirilmelidir. Eğer etler vazgeçilmezimiz olan mangal yapılacaksa; kömürleşecek şekilde kızartılmaması gerekir. Kömürleşen etler her zaman kanser riski taşır. Etin ateşe yakın olması B1, B12, folikasit gibi vitaminlerin kaybına yol açmaktadır. Sakatatlar kolesterol ve doymuş yağ yönünden oldukça zengindirler. Bu nedenle tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir. Özellikle kolesterol ve kalp hastalarının tüketmemeleri daha iyi olacaktır. Ayrıca et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyvelere doğrama işlemi yapılmamalıdır.
ETLERİ NASIL SAKLAYALIM?
Bayram boyunca kurban etlerinin bir kısmını kahvaltılarda, büyük sofralarda tükettiniz. Peki, geriye kalanları nasıl saklayacağınızı biliyor musunuz? Geriye kalan etler, büyük parçalar şeklinde değil kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlarda buzdolabı poşetlerine koyularak derin dondurucu da saklanmalıdır. Buzdolabında -2 santigrat derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede ortalama 6 ay süreyle saklanabilmektedir.
Sağlıklı bir öğünde bütün besin gruplarından yeterli miktarlarda bulunması gerekmektedir. Ancak, Kurban Bayramı’nda et tüketimi maalesef diğer besin gruplarının biraz önüne geçmektedir. Et sindirimi oldukça zor bir besindir, fazla miktarda tüketmek sindirim güçlüğü, mide ağrısı, kabızlık gibi problemlere neden olabilir. O yüzden et tüketimini öğle öğününde yapıp akşam öğününü biraz daha hafif geçirmek sizin için daha sağlıklı bir seçim olacaktır.
Bayramlarda karşılaştığımız bir diğer önemli sorun ise fazla miktarda tatlı tüketimidir. Yüksek miktarda yağ ve şeker içeren hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmeniz daha doğru bir seçim olacaktır.
Ev ziyaretlerinin, koyu sohbetlerin en yakın dostu köpüklü Türk kahveleri ve koyu çaylara dikkat etmeli, bunlara aldanıp su tüketimini ihmal etmemelisiniz. Günlük 2-3 litre su tüketmeyi ihmal etmeyin.