Sevgili başkan yalanlar yetmedi mi artık!

Karamürsel Belediyesi'nde uzun bir süre yöneticilik yapan ve emekli olan başarılı isim, ilçede geniş bir kesim tarafından tanınan

 

Karamürsel Belediyesi’nde uzun bir süre yöneticilik yapan ve emekli olan başarılı isim, ilçede geniş bir kesim tarafından tanınan ve Karamürsel sevdalısı olarak bilinen Bilgutay Bağdat çok güzel bir yazı dizisi ile ilçe halkının yanında olmaya devam ettiğini gözler önüne serdi.

 

İşte Bilgutay Bağdat’ın o yazısı.

 

Sevgili başkan yalanlar yetmedi mi artık!

 

Geçtiğimiz Salı günü, Karamürsel Belediye meclisinde Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclis üyeleri taş ocağı ile ilgili cevaplanmak üzere bir soru önergesi verdi.

Karamürsel’in Şehr-ül Emini olduğunu iddia eden beyefendi sözlü de cevaplama gereği gördü. Kendini aklama, sütten çıkmış ak kaşık gösterebilme ve ne kadar çevreci olduğunu anlatma ile söze başladı.

Her zamanki üstten bakışı ile Kızderbent halkına açıklama yapan rahmetli Orhan Kural hocamızı ve Necati Gürel’i isim vermeden küçümseyerek ve yanlış bilgi verdiklerini ima ederek açılamaya başladı.

Ve Kızderbent’te Taş ocağı istemeyen herkesi şov yapmakla, taş ocağı yapılacak alanı bilmemekle, hatta suyundan içmemekle suçladı.

İzledikçe güldüm, izledikçe Karamürsel adına üzüldüm. En önemlisi cahilliğine üzüldüm.

Siyasi gelecek uğruna “Taş ocağını” haklı göstermek için düştüğü duruma üzüldüm.

O sakin olaya hâkim, bilge kişi konuşma tarzı içinde kendinin bile gerçekte “-hadi canım” diyeceği sözlere maalesef Kızderbentli meclis üyelerinin dâhil olduğu hiçbir meclis üyesi başkan yanlış yerden bahsediyorsun diyemedi.

En önemli vurucu cümlesinde de “Taş ocağı yapılacak yerin ormanlık alan olmadığını” iddia etti.

Taş ocağı olmasın diyenlerin de bu durumu bilmediklerini, yeri görmeden konuştuklarını o güzel sözleri ile dalga geçerek anlattı hatta suçladı. Düşünüyorum da; Bir belediye başkanı böyle bir büyük yalanı bu kadar kolay söyleyebilir mi?

Siz okuyucularımın takdirine bırakıyorum.

Ve bu yalanı söyleyen bir başkanın hiçbir sözünün güvenilir olamayacağının da artık anlaşılması gerektiğine inanıyorum.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığının Tahir Büyükakın’ın emri ile verdiği “taş ocağı olurunun” da bulunduğu ÇED raporunun 14. kısmın ek-9 maddesi diyor ki “Taş Ocağı üretim alanın % 95’i meşe ve kayın ormanıdır.

Kalan % 5’in % 4’ü de orman boşluğudur.

Sanırım Karamürsel Belediye başkanı kendi dışında herkesi aptal sanıyor.

Çocuk kandırıyor.

O beğenmediği akademisyen hocalar kendisinin yönettiği alanı ondan yüz kat fazlası ile biliyor. Karamürsel’in evlatlarını hele ki Kızderbent’in evlatlarının bilgi ve beceri değerlerinin farkında bile değil.

Geçen Pazar günü her zamanki boş beleş şovlarından birini daha icra etti.

Kızderbent önlerine kadar gidip domuz avı yapıyorum dümeniyle bölgeyi tanıdığını ispatlamaya çalıştı. Çaktırmadan çekilen av fotoğraflarına kimsenin kanmadığını anlamıyor.

Keşke o şovu mezarlığın orada yapacağına, taş ocağı yapılacak alana gitseydi.

Halkın gerçeklerinden uzaklaşmış dünyadan bi haber ayrı bir âlemde.

Merhum Kitapçı Taci abinin oğlunun Karamürsel için önemli bir konuda ya kulaktan dolma duyduğu ya da gerçekten yalan söylemesi insanı çok şaşırtıyor.

Taş Ocağı yapılacak alanı görmeden söylediği sözler, bilen insanları bilmemekle suçlaması ne kadar kendi deyimi ile “realite” ye uygun düşünmek lazım.

Tam anlamı ile…

Neyse!

“Karamürsel’in tek sorunu bu mu?

Demek ki hiç sorun yok.” demesi de cabası.

Halk senin ve adamlarının yaptığı Ormanlık alan katliamlarını da biliyor sen merak etme.

Ya gerçekten halkı dinlemiyor, ya Karamürsel’in yüzlerce sorunu olduğunu ve bunlardan birinin de 6 Km ilerde 3 taş ocağı var iken koca ormanlık alanın taş ocağı yapılmasının ne kadar büyük sorun olduğunu işine gelmediği için; bilmediğinin, göremediğinin, duyamadığının göstergesi değil midir?

Ve ayrıca söylediği gibi bu barajlar 15 - 30 sene sonra yapılmayacak. ÇED raporu onayından sonra 6 ay içinde çalışmalar başlayacak.

Halktan bunu bile saklamaya çalışıyor.

Hiç kimse baraj yapılmasın demiyor.

Barajlar olmasın diyen bir Allah’ın kulu yok!

Aksine 3 taş ocağı var iken o güzelim alanı yok etmenin anlamı ne?

Diyor halk sana.

Ayrıca yanındaki mera alanın ülke ekonomisi ve halkın geçimi için ne kadar önemli olduğunu idrak edemiyor musun/musunuz?

Bunun yanında kendisi taş ocağı yapılacak alanın içinde Kızderbent’in en önemli su kaynağı Tuzla Deresi olduğunu da bilmiyor.

Sadece dillerdeki Ak toprak Deresini biliyor.

Çünkü hayatı boyu Şehr-ül Emin oraya çıkmadı ki!

İki su yok olacak.

Yok!

Olacağı gibi Kızderbent ve 6 mahallemizi besleyen bu sular drenajlarla yapılacak olan barajlara götürülecek. Anlayabileceği dille Kolektörler yapıldıktan en fazla 6 yıl sonra bizim yöremizde su olmayacak.

Bakın bu büyük sorun bunu anlayabildiniz mi!

Sayın başkanlar!

Ve Kızderbent Derneği’nin yönetim kurulundaki genç arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Karamürsel Belediye Başkanın yapamadığını, Kızderbent Mahalle muhtarının yapamadığını yaparak ilçemiz haklarını savunmak için Ankara’da yapılan toplantıya katılıp gümbür gümbür savundular.

Senin gibi laf salatası yapmadılar.

Ve Kocaeli’nin ilçesi Karamürsel’in haklarını korumakla yükümlü kurumlar koruma gereği duymadan tek tek taş ocağı yapımına onay vermişlerdir.

Geçmişte olduğu gibi ( 1995 toprakların bölünmesi) Karamürsel’i ekonomik yönden çökertme çabasına girmişlerdir. Hani iddia ediyorsunuz ya!

Bizlerden daha çok dini inancınız olduğuna!

Soruyorum sizlere sayın başkanlar nerede dinimizin emrettiği hak ve adaletiniz?

Nerede sizin halk dostluğunuz!

Allah korkusu hiç mi taşımıyorsunuz?

 

Bakmadan Geçme