Burçin Esra Karadağ

AÇIK VEDA MEKTUBU

Burçin Esra Karadağ

En çok ihtiyaç duyulanın üzerine ellerinle toprak örttükten sonra yaşamına çok eksik yine de devam edebiliyorsan, ayrılıkların acısı katlanılabilir geliyor.

Aklıma eseni yapmaktan hiç korkmadım. Gelecek kaygısı duymadım. İyi hissetmeyi gururlu olmaya tercih etmedim.

Canım ne zaman ne isterse onu yapmak için yaşadım. Sevdiysem söyledim, özlediysem aradım, üzüldüysem ağladım.

Taktik yapmayı beceremedim, duygularımı saklama gereği hiç görmedim.

Ne kadar güçlü olduğumu bildiğim halde güçsüzlüğümü sergilemekten geri durmadım.

İnsanların vaktini çalmamak için kendi vaktimin çoğunu düşünerek geçirdim. Tutamayacağım sözler vermedim. Kararsızsam kaybedeceklerimi hayal edip gizlemedim. Kartlarım hep açıktı ama ben bunu bir oyun gibi görmedim.

Tüm bunlara rağmen yaşamı benim deneysel alanım, kişileri de kobayım olarak kullanmadım.

Sebebinin ben olduğum gözyaşlarına barajlar kurmayı bildim mesela. Sırf canım yapmak istedi diye ben dışında birini görmezden gelmedim. Kimseyi yanımda tutmak için vaatler, tutamayacağım sözler vermedim.

Tüm hatalarımın üzerine pişkinlik perdemi çekip, hiçbir şey olmamış gibi insanların gözlerinin içine bakmaya devam etmedim. Kimseye kendini haksızlığa uğramış ama yine de özür dilemesi gereken kişiymiş gibi davranmadım.

Bende olmayanı kimseden talep etmedim. Sevdiysem sevsin dedim, sadakatim kadarını bekledim. Önce güven deyip ihaneti koynumda uyutmadım.  

Aklımla alay edilmesini yalnızca gülümseyerek izledim.

İnsanım. Kandırılmadım. İnandım.

Tüm bunlara rağmen kafamın içerisinde pembe bulutlar var. Bütün elem olayların içinde yüreğimi buz gibi tutan pembe bulutlar. Ruhumun bedenime dar geldiğini söylemekten fazlasını yapamadığım, kelimeler ile ifade edemediğim anlar var.

Anlar.

Anlamamanın ürünü olan yavan, anlatmaya çalışmanın beyhudeliği ile heba edilmiş anlar.

İletişimin kıymetini varlığımın en temel değeri saydım fakat ben artık çok akıllandım. Hikayeleri kendi gerçeğiymiş gibi anlatanlara tıkalı kulaklarım. Bir özrü, bir duygusu, anlatacak gerçekliği olmayıp konuşmuş olmak için konuşanları dinleyerek ziyan ettirmiyorum kelimeleri.

Onun yerine buraya yazıyorum. Herkesin okuyup anlayabilecek yaşı gelir elbet diye.

 

Her şeyi unuttum.

Her şeyi affettim.

Ama ne hissettirdiğini asla!

Yazarın Diğer Yazıları