Are You Sex ? - Burçin Esra Karadağ

Are You Sex ?


Pek çoklarınızın hayretinin şaşacağı hatta beni yakinen tanıyanların ‘Ay ben şok’ olacağı bu da böyle bir anımdı ile başlayalım haftaya. Efendim ben deniz İstanbul’un göbeğinin kenar mahallesinde büyümüş bir kız çocuğu olarak gençliğimin en güzel yıllarında kelimenin tam manası ile mini bir kara kafaydım.

Televizyonun olduğu odaya girmez, evde içki varsa eğer o gün eve gitmez, annemle ablamla konuşmamaya vardıracak kadar beynimi yemiş, sabah akşam namaz kılan, okuyan, hatim indiren affedersiniz tuvalete girip hacetimle kavga eder haldeydim.

Doğanın gerçeğini inkar eden yalnız ben olduğumdan birileri benim daha o zamanlar ‘Gider’ seviyemi fark etmiş olacak ki birlikte sabah namazına kalktığım mümin kardeşlerim tarafından namüsait ilişki teklifleri, manavdan meyve alma tadında elle yoklama girişimlerine girilince ‘Hoop!’ dedim. İşte ‘Gerçek islam bu değil’ aydınlanması kendi çapında işleyen beynime bu hadiseler aracığıyla ulaştı.

Şimdi görüyorum ki bu farkındalık seviyesine ulaşması bin ışık yılı sürecek, yediği nanelerin ateş beni çağırıyor telaşı nedeniyle yaradılışından kaynaklanan gerekliliklere, kadın ve erkek olarak bünyene tanımlanmış ihtiyaçları ayıplayıp gidip vakıflarda oğlancı olan, aile bakanı olup oğlancılara destek olanlar hala aramızda dolaşmaktalar.

Bunlar kendilerini imanın evde dikilmiş çakma pelerini ardına gizlerken bir diğerleri de mahalle baskısı ile yasak ilişkilerini saklamak için kendi evlatlarını sevgililerine öldürtüp gönül ilişkilerine gönül rahatlığı katıyor.

Bir diğeri kendine bilmem kaç yatak odalı saray yaptırıyor lakin icraat kısmında sıkıntı çekiyor olacak ki her sabah uyanıp akademisyene, diplomata elinde gerçekliği sorgulanan bir diploma ve henüz tek bir bilimsel çalışması olmaksızın ‘Cahiller’ diye bağırınıyor.

Şimdi bende çok istiyorum zekamın ince kıvrımlarını sizlere ispatlayabilmek için olaylar üzerinden harika espriler yapmayı fakat kara mizahın ağa babasını yaşadığımızdan bana gerek bile kalmıyor L

Hazır konu yatak odalarına, iktidara taşınmışken aklımın eremediği bir konuda cevaplarınızı rica edeceğim.

Dün akşam izin günüm şöyle inelim deniz havası alalım, birer tatlı yiyelim dedik sahilde trafik polisleri tarafından çevrildik. Bu aralar İstanbul’da çevirmeler çok moda bilmeyeniniz yoktur. Konuşmalara kulak kabarttığımda cam filminden, body kitten ceza üstüne ceza yazılıyor.

Sevgili trafik polisi beyefendiler, sevgili meclis üyeleri, sevgili anayasayı babasının bakkal defteri haline getirmiş devlet erkanı, çok sayın hukuk bükücüler; kullanımı yasak olan bir ürün nasıl olurda bugün her yerde, her sanayide, her tamircide lastik değişimi kadar normal bir işlemmiş gibi yapılabilir?

Öyle ya hani biz sinek öldürme bataklık kurut gibi güzide atasözleri ile büyümüş insan evlatlarıyız. İnsan merak ediyor bir yerde, amaç gövde gösterisi mi yapmak yoksa sahiden kurallar koyup bunun uygulanmasını mı sağlamak.

 

Sinekleri öldürmeyip bataklığı kurutma mottosu lise yıllarında arkadaşlarım tarafından alay konusu olmama sebep olduğundan hatrıma o yıllarda bir demet anı geliverdi. Ta o zamanlar belliydi matematik derslerinde şiir kitapları okuyor olmamdan  edebiyata olan aşkımın sayılara olan aşkımdan daha yoğun olduğu. Yetenek fukarası ve akıl yoksunu olduğu konularda minnoş gibi davranıp kalp fethetmeye çalışmak hangimizin galibiyet yöntemleri arasında yer almıyor ki. Bende gençliğin bana verdiği yetkiye dayanarak matematik öğretmenimin ‘Kızım sen şimdi bu kafayla gidersen evlendiğinde kocanla yatak odasında karşılıklı ceviz oynarsııığğn’ cümlesine sırıtarak karşılık veriyordum.

 

Bu kulaklar bunları duyuyor, bir öğretmen 40 küsur kişilik sınıfında henüz bülûğ çağında kızlara aklınca ayar veriyor.

Şimdiki aklımda olsa ‘Hocam geceleri karınızla karşılıklı ceviz oynamak yerine size biraz ceviz yedirsinler de beyniniz gelişsin’ demek isterdim, diyemedim. Rica etsem bu mesajı elden ele kendisine siz ulaştırınız.

Çocuklarınıza güzel ahlak, iyi bir eğitim, yaşanabilecek bir gelecek bırakın. Tacizlere maruz kalan kızlarınıza susmayı, utanmayı öğrenmek yerine edepsizi rüsva etmenin marifetini anlatın.

Yakın zamanda arkadaşlık ettiğim çocuklardan biri İstanbul gecelerini boydan boya alkol limitlerini zorlayarak gezer, şehrin hafif meşrep kızlarının yatak odalarında ceviz oynama şekillerini ezbere bilir, yalanın dibini ekmekle sıyırır lakin mezarlık yanından geçerken müziğin açık olmasına tahammül edemezdi. En son anama sövmüşlüğü olan bu tipin yaşayana göstermediği tüm hürmet toprak altındakilere saklanmıştı. Bu ve bunun gibiler karpuz kabuğunun denize düşmesi ile sıcak denizlere inip yurdumuza turistik amaçla gelmiş ithal ablalar 'Are you disco? Are you sex?' kerkinmesinde bulunuyor işte.

İki farklı cinsin iletişiminin doğallığından korkmayın, sevgiyle sarılmaktan korkmayın, sevişmeyi ayıplamayın. Çünkü ayıplanması gereken bastırılmış ensest fantezilerle dolu bir dünya yaratıyorsunuz.

Are you okey?

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
03Haz
18Mar

Şeyma Su Biz Halay Başı

16Ekm
21Eyl

OHKUYOM BEN YEA

16Haz