31 Mayıs 2014 ile başlayarak 13 günlük perspektifle Gezi’nin 3. Yıl dönümünde nasıl güdüldüğümüzü süzgeçleyeyim istiyorum fakat kahrolası federallerin Sayın Zarrab’tan sonra beni hedef alıp Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynanmasından korkuyorum.
Hormonlarının hayatına yön verdiği, eli hamurlu kadın olarak erkek işlerine karışmak istemem beyler. Zaten ekonomik bilgi dağarcığımda ‘parite nedir?’ sorusunu cevaplayabilmekten ibaret. Ortalama insan zekası, dümdüz bir mantık ve ilkokul düzeyinde matematikle görebildiklerimi anlatmazsam çatlarım.
6 Temmuz 2013 Talimhane’de esnaf olan S.Ç pala ile bir kişiyi boynundan yaralayıp, bir kadının kalçasına pala ile vurmanın kafi gelmediğine kanaat getirip sırtından tekmeleyerek darp etmişti. Esnaf kardeşimiz olay sonrası ‘600 bin TL borcum var işler azaldı, pişman değilim’ demişti.
Kebapçılık ile geçimini sağlayan S.Ç. 30 Mayıs 2013’te Adana Dürüm + Ayranı turiste
8.33 dolardan satıyorken, 14 Haziran 2013’te 7.89 dolara, 4 Haziran 2016’da 5.17 dolara satıyorsa 17-21 Aralık’ta ayakkabı kutusunda para saklayanlara şişlerle dalalım mı? Zarrab bu kadar parayı neden dağıttı? Tüm bunlar dürüm lobisinin hain komploları olabilir mi?
Bakın bilirkişiler çıkıp borsanın o dönemde %20 zarar gösterdiğini falan söyleyecekse şimdiden uyarıyorum ben ekonomiyi bir kilo domatesi kaç paraya aldığıma, aylık maaşımla kaç günlük ihtiyaçlarımı karşılayabildiğime göre yorumluyorum. Benim gemiyle yüzdürülüp repoda beklettiğim paralarım olmadığından kafam boş teneke tepkisi veriyor.
Haa ama düşürülen uçaklar, şehrin orta yerinde parçalanan bedenler ekonomik istikrarın bozulmasına sebep olmadı derseniz haklısınız. 20 Ocak 2016’da merkez bankası dolar kuru 3.049 iken bugün 2.903. Sizin o istikrar diyen dilleriniz bal yesin.
Bu rakamlarla konuşma işi pek hoşuma gitti açıkçası Gezi’nin ekonomik boyutunu akla ziyan bilimsellikle gözler önüne serdiğime göre eğer bir takım marjinal gruplar Karaköy’de beni kıskıvrak yakalayıp üzerime işemeyecekse hafızaları zorlayıp o dönemin adaletli tutumunu da hatırlatayım isterim.
Yazdıklarını keyifle, zevkle okuduğum Türk edebiyatının son dönemlerde kazandığı en güzel isimlerinden Emrah Serbes gezi olayları sırasında 'Recop Tazyik Gazdogan' söylemi sebebiyle 12 yıl hapis istemi ile yargılandı ve bu kararın konuşulduğu günlerde ülkenin genelini hazırlanan demokrasi paketi heyecanı sarmıştı.
Bahsi geçen ismin -Recep Tayip Erdoğan- egosuna verdiği kıymeti kimlere vermediğine bir bakalım.
18 Eylül 2013 Zihinsel engelli 16 yaşındaki G.H.’yi bir evde alıkoyarak 44 gün boyunca tecavüz ettikleri iddia edilen üç kişi serbest kaldı.
14 Eylül 2013 İki polis memuru, Adana’da yardım isteyen 16 yaşındaki kız çocuğuna ekip aracında tecavüz etti. Kızın şikâyeti üzerine 2’si polis 4 kişi hakkında 7 yıldan 29 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı ancak polisler serbest bırakıldı.
24 Haziran 2013 Gezi Direnişi'nin ilk günlerinde Kızılay’daki eylemde Ostim işçisi Ethem Sarısülük'ü başından vurarak öldüren polis serbest bırakıldı.
15 Temmuz 2013 Eskişehir'de Gezi olayları sırasında darp edilerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın katil zanlısı olarak gözaltına alınan S.K.' tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
"Biz camiye ayakkabılarla girmedik, T. Erdoğan bu ülkenin düşlerine ayakkabılarla girdi."
Ramazan öncesi son buluşmamız. İnançlarınız iyi yüreklerinizi büyütsün, tüm iyilikler hayatınıza sirayet etsin, yaptığınız ibadetler kabul olsun. Şimdiden hepinize hayırlı ramazanlar.