Medya, ciddi anlamda büyük bşr silah. Bir olaya yapacağı vurgu, bütünüyle değiştirebiliyor olayın seyrini.
Malumunuz, ülkemizde İslam İş Birliği Teşkilâtı'nın 13.Zirvesi 56 ülkenin katılımıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde toplandı. Sayın Cumhurbaşkanımız, dönem başkanlığını Mısır'dan devraldı. Medya çoştu. Taştı kabuğundan. " İslam Birliği sonunda gerçek oldu." " Erdoğan, İslam Birliği Başkanı oldu." "Dünyaya meydan okudu."
İtirazım yok, başkan olduk. Lakin bu dönem başkanlığı hepsi bu. Sırasıyla her ülke lideri alıyor bu görevi. Bizim Cumhurbaşkanımıza has değil. Zaten ortada birlikte yok. Meydan okuma, medya pastasının çileği.
Cumhurbaşkanımızın konuşmalarına bakınca da itirazımız olamaz. Yapılan vurgular sevebileceğimiz tarzda. Mesele, 56 ülkenin bir araya gelmesi. Konuşma sıkıntı değil.
Şöyle bir haritaya bakalım. Yılların politikalarına ve sonuçlarını irdeleyelim. Yüce Dinimiz ne demiş. Biz ne etmişiz. Kadere sığınan açıklamalarımız ortaya koyuyor aslında Müslüman ülkelerin durumunu. Batılı Devletlerin elinde oyuncak oldukça birlik sözcüğü sadece trajikomik bir hal almaktan öteye gitmiyor. Önemli olan İslam diyoruz. Şiilik, Sunnilik hikaye diyoruz. Toplantıda İran'a aslan kesiliyoruz. İsrail'e tık yok. Yalandan Filistin'e özgürlük, hepsi bu. Yemek esnasında Cola'ya hayır; yaşasın Filistin!
Birliğin ortak dili İngilizce. Tuhaf değil mi? Yok yok tuhaf değil. Nasılsa dünya dili yapmış adamlar İngilizce'yi. Biz ise hala "Tanrı mı?" diyelim. "Allah mı?" Hatırlayın. Doğu Türkistan'ı. "Tesbih otuz üçlük mü olsun. Doksan dokuzluk mu? " Gelinen nokta: Türkistan'ın hali ortada.
Kafa kesen de müslüman, kafası kesilen de. Allahü Ekber deyip bomba patlatan da müslüman. Bomba ile ölen de. El Kaide de müslüman; Boko Haram da, İŞİD de, El Nusra da, o da, bu da, şu da... Bir tek ölen suçlu. Sorarsan katli vacip. Afganistan'a bakıyorsun yerle bir olmuş. Türkistan esir, Suriye enkaz, Irak kan gölü. Kuzey Afrika rejimden rejime, bahardan bahara. Arabistan desen kucaktan kucağa. İsrail, dün fındık tanesi, bugün haritalara sığmıyor. Birlik nerde? Kurulan cümlelerde özne...
Ya hepsini geçtim. Kıldığımız namaz bir değil. O mezhep bunu dedi. Bu mezhep şöyle açıkladı. O alim şunu işaret etti. O şeyh uçtu. Bu şeyh tuttu. Vurdu, gol oldu.
Her sokakta bir cemaat, her mahalle de bir tarikat. Düzene bakıyorum: tarikat liderleri şirket sahibi. Arabalar, tv'ler, uçaklar, villalar. Vakıflar kurulmuş. Yardımlar, bağışlar... Aklıma Ahmet Yesevi geliyor. Kaşık oymacılığı ile geçinen kazandığını paylaşan yani veren el olan. Veren eller bugün sadece alan el olmuş.
Bir proje geliştiren İslam ülkesi mi var? Bir icat, buluş zaten hak getire. Yanlış anlaşılmak istemem ama bugün bu Coğrafya ne bir lider çıkarabilir ne de birlik olup dünyaya meydan okuyabilir. Ne ümmete umut olabilir ne de sonuç bulabilir. Fransa'daki bir çocuğa sağlanan hayatın Filistinli çocuğa ne denli uzak olduğunun izahını aramayın medya da. Medya sadece üstünü örtecektir.
Saygilarimla