Ruhan Odabaş

GÖRDÜKLERİM VE GÖRECEKLERİNİZ

Ruhan Odabaş

25 Kasım 2016 Cuma 13:46

27 Mayıs…

12 Mart…

12 Eylül…

28 Şubat…

15 Temmuz…

Aralardakileri saymıyorum. Gelişmiş bir Avrupa ülkesinde, o ülkenin başına bu kadar çok çorap örüldüğünü duymadım, okumadım.

Nedendir?

Tüm bu olumsuzlukların dış dayanaklarının olduğunu herkes gibi ben de biliyorum. Ne ki, sonuç olarak burası, Türkiye bizim ülkemiz ve bu ülkeyi yöneten biziz, bizim insanımızdır.

Öyleyse!

Bizdeki insan yapısı mı değişti?..

***

Sosyal paylaşım sitelerinin birinde gördüğüm ve tüylerimi diken diken eden bir paylaşımı size de sunmak istiyorum şimdi. Sonra sözümü sürdürürüm…

“Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.

Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum.

Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacı anneye sıkılarak: "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?" dedim. Hacı anne: " Evladım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi.

Merak ettim, tekrar sordum: "Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?"

Hacı anne: "Hayır evladım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz."

Böyledir Anadolu insanı... Vefakâr, yardımsever, misafirperver... Bu toprakların hamuru sevgi ile yoğrulmuştur. Selam Olsun Güzel gönüllü, koca yürekli Anadolu insanına...”

***

Okudunuz, ne düşündünüz?

Böyle bir Anadolu’dan nerelere geldik sizce? Yaşadıklarımızın gerekçelerinin başında bu geliyor olabilir mi?

Bunu söylerken tüm Türkiye’yi aynı çizgide görmüyorum kuşkusuz. Onun da ötesinde, büyük çoğunluğun yine eskisi gibi, yine konuksever, yine Anadolu kokulu, terbiyeli olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Olmaz da, bir avuç pis, çirkin, kötü insan bizi içeride huzursuz ettiği gibi, dışarıdaki görüntümüzü de bozuyor…

Çok uzağa gitmenize gerek yok, bakın İzmit’e ve görün bazılarını!

Normal dönemlerde dilini yutmuş olanların, geçmiş dönemlerde başka etek altlarındayken, şimdi başka birilerinin eteğinin altına saklandıklarında nasıl horozlandıklarını ibretle izleyin ve;

“Nereden nereye geldik” sözünü saklayın bir yerlere. Çok geçmeyecek yine gerekecek size ve bize. O etek altlarındakilerin yakın gelecekte orta yerlere çıkıp yeniden yön değiştirdiklerini, başka etekler arayacaklarını şaşkınlıkla göreceksiniz!

Sizi bilmem de, ben acımayacağım. Benim gözümde bir pislikten farksız olanların acınacak yanları bile kalmayacak…

Yazarın Diğer Yazıları