İlkesizlik, tutarsızlık ve dönekliğin da birtakım ruhsal (psikolojik) nedenleri vardır…
İlkesiz, tutarsız ve dönek insanlar, genelde, yaşamdan ne beklediklerini bilmezler; son derece kararsızdırlar. Yeni bir görüş ya da düşünce ile karşılaştıklarında birden bir yön değiştirebilirler.
Bu kişilerin, genellikle, benlik saygıları düşüktür. Benlik saygısı yüksek olan, kendisini koşulsuz seven ve kendisine saygısı olan kişilerin dönek oldukları pek görülmemiştir. Benlik saygısı yüksek olan kişiler, başkaları yollarına çıksa da, başkaları onları aşağılamaya kalksa da, kararlılıklarını sürdürebilecek bir özgüvene sahiptirler. Oysa, benlik saygısı düşük olan kişiler, başkalarından kabul görme gereksinmesi içinde kolaylıkla yollarından dönebilirler.
Kimi insanlar, bir türlü kendileri olamazlar; kendilerini, özdeşim kurdukları kişi ya da grupla birlikte tanımlarlar. Bireyleşememişlerdir… Gücü, kendilerinden, kendi donanımlarından ya da kendi yeterliklerinden almazlar. Ancak bir başkasına ya da başkalarına yaslanırlarsa kendilerini güçlü hissederler. Bu yüzden, ancak başkalarının gölgesinde yaşayabilirler. Dolayısıyla, yalnızca birilerine yandaş olabilirlerse var olabilecekleri düşüncesi içinde olurlar… Kendi başlarına bir karar alamazlar. Hiçbir konuda kendi görüşleri yoktur. Hiç düşünmeden başkalarının peşine takılırlar. Peşine düştükleri kişi, her ne yolda gitmelerini onlara söylerse, onlar da o yolda giderler. Kendilerine buyrulanları, örtük ya da açık bir biçimde verilen komutları hiç sorgulamazlar; bunları, hiç tartışmasız, doğru olarak kabul ederler. Yandaşların ortak kişilik özellikleri, düşük benlik saygısı, aşırı bir başarısızlık korkusu ve büyük bir kabul görme gereksinmesidir.
Kimi insanlar da gerçekçi olmayan beklentilerinden ötürü dönektirler. Yüksek beklentiler birtakım sorumlulukları da birlikte getirir. Bu sorumluluklarını yerine getiremeyecek gibi olduklarında dönek olmayı yeğlerler. Dönerek istediklerini elde etme kolaycılığına başvururlar.
Kendilerini güvende hissetmeyen ve sürekli bir kabul görme gereksinmesi duyan insanlar, yalnızca bu gereksinmeleri karşılansın diye, duruma göre, günübirlik değişen, ilkesiz, tutarsız ve dönek tutumlar sergilerler. Altından kalkamayacaklarını düşündükleri sorumluluklara girmek yerine, kendinden vazgeçerek, “günü kurtarmak”, dönekliğin diğer bir nedenidir. Hiçbir zaman “Bugünlerin yarınları da var” demezler, diyemezler. Tutarlı bir çizgi izleyemezler.
Bu gibi insanlar için toplumsal konum, güç ve para çok önemli değerlerdir. Onlar için önemli olan, dışarıdan nasıl göründükleri ve başkalarının onlar için ne düşündüğüdür. Kendine değer vermeyen insanlar, ancak başkalarından değer gördüklerinde kendilerini değerli hissederler. Bu kişiler, başkalarından kabul görmeyi çok önemserler ve bunun için iyi bir toplumsal konumda olmayı, güçlü olmayı ve varsıl olmayı isterler. Benlik saygılarının düşük olması ve kendilerini güvensiz hissetmeleri de kolayca döneklik yapmalarına neden olur. Kendileri, kendi başlarına yapamayacakları, yetersizliklerinden ötürü kendi ayaklarının üzerinde duramayacakları için, hak etmedikleri bir konuma getirilerek, dolayısıyla güç sağlanarak ve para verilerek, bu kişilerin kolayca “dönme”si sağlanır.
Ancak dönekler, duruşlarını değiştirerek kendilerine birtakım olanaklar sağlarlarken kendilerini de kullandırırlar. Ancak bir gün gelir ki, artık kullanan kişi ya da kişilerin gözünde de “bir işe yaramaz” olurlar ve aşağılanırlar; çünkü kolay döndürülen kişi, kullananın gözünde de gerçekte değersizdir. Ancak kullanılıp atmaya değerdir. Bu da, kendilerini çok kötü hissetmelerine neden olur ve büyük çökkünlükler yaşarlar. Dolayısıyla, her zaman ilkeli olmak, ilkelerinden ve temel değerlerinden yola çıkarak, tutarlı bir duruş sergilemek; -miş gibi değil, kendi olmak; kendini olduğu gibi kabul ederek, kendini sevmek ve kendine saygı duymak, kişinin ruh sağlığı açısından kaçınılmaz gerekliliklerdir. Hayırlı ramazanlar...