Burhan YILMAZ

Belediye Meclisi

Burhan YILMAZ

Geçen hafta Mehmet Baş’ın dükkanına uğradım, Meclis toplantısına gidecğini söyledi benide davet etti, kabul ettim beraber toplantıya gittik. İzledim, dinledim 15,20 dakika kaldık, zaten biz gittiğimiz zaman toplantı başlamıştı. Ben 1967-1970 yılları arasında 3 sene belediye muharebe bölümünde çalıştım. Belediye Başkanımız rahmetli İlhan Çınardı. Tabi o yılları daha sonraki 1980-1990 yıllarının belediyelerini hatırladım. Bu gün ile mukayese ettim, tespit ettiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. 1970-1980 yıllarının Belediye bütçesi çok düşük idi, dar imkanlar hizmet vermek oldukça güçtü, 1978-1979 yıllarında Allah Rahmet eylesin Belediye Başkanı olan Hikmet Doğansoy Belediyeye çöp kamyonu, minibüs gibi araçları almak için yanında 2-3 meclis üyesi ile Almanyaya gitmişlerdi, orada çalışan Karamürselliler ile irtibat kurarak araçlar getirmişlerdi. Böyle bir organize Karamürsel’de taktirle karşılanmıştı. Seyahat masraflarını ise herkes kendi imkanı ile yapmıştı. Zaten o yıllarda gerek encümen toplantılarındaki huzur hakkı gerekse meclis toplantılarında hiçbir meclis üyesi para almazdı. Çünkü Belediyenin gücü olmadığı biliniyordu.

 

O yıllarda Devletinde fazla gücü yoktu, zaten merhum Demirelin 70 sente muhtacız sözü bunu teyid etmektedir.

Ancak halkın cebinde para vardı. Karamürsel esnafı varlıklı idi. Çarşıda dükkanı olan zengin sayılırdı. O tarihlerde Devlet memuruna kız verilmezdi. Birde eşref takımı vardı ki, onlar Karamürsel’in yönetiminde söz sahibi idiler. Sözleri vatandaşlar tarafından dinlenirdi, çünkü ihtiyacı olan insanlara yardım ellerini uzatırlar, dertlerine çare bulurlardı. Eşref olmanın bir bedel olduğunu çok iyi bilirlerdi. Belediye meclis üyeleri bunlardan veya önerdikleri insanlardan seçilirdi. Seçilen meclis üyelerinin görevleri belediyeyi güçlendirerek halka daha iyi hizmet sunmaktı. Şimdiye bakalım Belediye maddi açılan güçlü, devlet’de güçlü, ancak çarşı esnafına bakın, esnaf fakirleşti, Karamürrsel’de eşref kalmadı. O anlayışda bitti, varlıklı insanlar köşe bucak insanlardan kaçıyor.

 

Gelelim Belediye Başkanımız İsmail Yıldırımın Meclis Toplantısındaki konuşmaları bütünleştirici idi, yani tüm meclis üyelerini aynı kefede tutuyordu, ayrımcılığı yok, zaten Karamürsel halkınada aynı hassasiyeti gösteriyor. Particiliği yok, vatandaşlarda bunun farkında. Başkanımızın bu özelliği taktire şayan, meclis üyelerine gelince, içlerinden 1 tanesi 30 yıldır bu görevi yapıyor. Cumhuriyet tarihinde bir rekor, üstelik hep iktidar partisinin meclis üyesi, kendisini kutluyorum. Plaket verilerek takdir edilmesi gerek. Ancak merakda etmiyor değilim, kendisi hiç başkanlık talebi ile ortaya çıkmadı, hep meclis üyeliğini istedi, acaba neden? Ayrıca 30 yıl az bir zaman değil, kendisinin şahsi çabaları veya başkanlara karşı direnişleri ile hangi hizmerleri Karamürsel’e kazandırdı? Öğrenmek istiyorum.

 

Kafama takılan bir meclis üyesi daha var, Cumhuriyetimize şöyle bir laf etmişti; Cumhuriyet devrinde kadınlar çalışıyor, dolayısıyla eziyet görüyor, bu laf hala hafızamda ve gücüme gidiyor. Kendisine söylemiştim, buradada söylüyorum; Kadınların bu günkü özgürlükleri Makam ve Meslek sahibi oluşları Cumhuriyet sayesindedir. İzlediğim meclis toplantısında Belediye Başkanımızın sağında türbanlı Serpil hanım solunda ise Meral hanım vardı. Ben gurur duydum, bu görüntü Cumhuriyet sayesindedir. Bilhassa hanımlar bunun değerini iyi bilmelidirler.

 

Son olarak bir hususuda belirtmek isterim, Görevi icabı işlerini Belediye ile çözen mimar, harita mühendisi, inşaat mühendisi ve inşaat müteahhitlerinin meclis üyesi olmamalarında fayda var. Neden mi ? örneğin vatandaşın harita mühendisi ile işi var, bakıyor meclis üyesi ise ona veriyor, çünkü ufak tefek pürüzleri çözer, işi hızlandırır diye. Bu düşünce vatandaşı yönlendiriyor. 

Yazarın Diğer Yazıları