Burhan YILMAZ

'ESNAFIMIZ'

Burhan YILMAZ

1960-1970-1980 yıllarında esnafımızın kazancı gelir düzeyi ilk sıradaydı. Yani memur, işçi ve köylü sınıflarının üstündeydi. Varlık yönünden önde olan esnaf haliyle yönetimlerde söz sahibi idi. Eşraf düzeyinde etkili saygın insanlardı. Örneğin Belediye Başkanımız İsmail Yıldırım’ın babası kitapçı Taci hatırı sayılır sözü dinlenir eşraf bir insandı. (Allah Rahmet Eylesin) Hafızalarda hala bu kimliği ile anılır. Bu örneğe daha çok misaller verilebilinir.

 

O tarihlerde okul aile birlikleri dernekler bilhassa Karamürselspor o gün ki adı ile Gençlik Kulübü, esnafın yardımları ile ayakta duruyorlardı. Bu derneklerin aile geceleri, halk konserleri gibi etkinliklerine en büyük desteği esnaflar verirdi. Aile gecelerindeki piyango çekilişlerine elektrik süpürgesi değerindeki eşantiyonları verebilme gücü esnafımızda vardı. Maddi yönden başı sıkışan esnafa gider derdine çare bulurdu.

 

2016 yılı esnafına bakalım hangi esnaf elektrik süpürgesini eşantiyon olarak verebilir. Bu gün çarşıdaki iş yerlerinin yüzde 70-80’ni borç batağında. Mutsuz umutları tükenen yüzleri gülmeyen söz sahibi etkinlikleri kaybolmuş geleceğe umutla bakmayan bir sınıf görüntüsündeler. Benim çarşıda bir dükkanım var. 6 senede beşinci kiracımı değiştiriyorum. Hepsi her yıl 30-40 bin lira zarar ederek dükkanı kapattılar. Peki esnaf bu duruma nasıl geldi.

 

Bana göre üç sebebi var;

1) Halkın alım gücü düştü. Vatandaş fakirleşti. Zaruri ihtiyaçların dışında alış-veriş yapmıyor, yapamıyor. Memurun, işçinin, köylünün cebinde para yok vergiler ağır birde nazari dikkatimi çeken önemli bir faktör var. İnsanlar örneğin aylık bin lira gelirleri varsa, bin liralık yaşıyor. Ben ek bir takım işler yapıp bu gelirimi büyüteyim demiyor. Kendini zorlamıyor. Yani kaderci bir topluluk oluştu. 1970 yıllarında rahmetli Süleyman Demirel, ülke 70 sente muhtaç demişti.  Hakikaten devletin 70 sente muhtaç durumu vardı. Ancak buna rağmen halkın cebinde her zaman 70 sent vardı. Şimdi tam tersi devlet İMF borç para veririm diyor. Ancak halkın cebinde 70 sent bile yok. Olanın var onlarında kimler olduğu biliniyor.

 

2) Esnafımızın gelirini düşüren 2. faktör ise alışveriş merkezlerinin fazlalaşması insanların her kesimini oyalayan hoş vakit geçirten cazibe merkezlerine dönüşmesi. Karamürsel’de gelir düzeyi iyi olan aileler hafta sonu tatillerini bu ve benzeri yerlerde geçiriyorlar.

 

3) Üçüncü faktör ise, Karamürsel’e artık dışarıdan insanlar gelmiyor. Güzel bir sahilimiz çay bahçelerimiz var. Ama insanlara bunlar yetmiyor. Her yaştaki kişilerin hoş vakit geçireceği zevk alacakları ortamları yaratmak yatırımları buralara kaydırmak gerekir. Gelecek yazılarımda bu detaylar üzerinde duracağım

 

Bu 3 faktörün bir araya gelerek beli bükülen esnaf çöküntü içine girmiş, sabah erken dükkanını açmıyor, müşterilerini memnun edecek kaliteli mal satmıyor veya ürün üretmiyor. Dikkat edin kendi dükkanının önüne sigara izmariti atan esnaf var. Kılık kıyafeti düzgün güler yüzlü esnaf bulmak zorlaştı. Lokantalara bakın saç sakal tıraşları düzgün olmayan, garson aşçı kıyafetleri bulunmayan insanlar müşterilerine hizmet veriyor. Anlayacağınız değneğin her tarafı çamurlu.

 

Belediye Başkanımız İsmail Yıldırım, bütün gücünü bu çamuru temizlemeye vermelidir. Kendisi bunu yapacak kapasitede ve gücündedir.

Yazarın Diğer Yazıları