1960-1970-1980 yıllarının Karamürsel’ini bugünün Karamürsel’i ile karşılaştırdığımızda görüntü olarak çok değiştiği ortadadır. Bilhassa sahil kesiminin yeşil alanları yürüyüş yolları park düzenlemeleri çay bahçelerinin güzellikleri, insanların içini açmaktadır.
Dışarıdan gelen insanlar burası bir cennet benzetmesi yaptıklarını ben çok şahit oldum. Ancak bu gelişme ekonomiye yansıtılamadı, yani eski yıllarda yaşayan insanların gelirleri bu yıllara göre daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Bu işte terslik var. İnsanların yıllar geçtikçe refah düzeylerinin artacağı yerde gerilemiş, örneğin eski yıllarda hiç kimse kömür, makarna, pirinç gibi erzak yardımlarını almazdı.
Fakirliği yoksulluğu kendilerine yakıştırmazlardı. Karamürsel tabiat ve çevre olarak cennet ama biz bu cenneti zenginleştirememişiz. Cennet insanlara cehenneme dönüşüyor. Bu gidişatı değiştirmek lazım. Belediye başkanımız önderliğinde sivil toplum örgütleri meclis üyeleri çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmaları gerekir.
Geçenlerde Meclis Üyesi Mehmet Baş’ın dükkanında 4-5 kişi sohbet ediyoruz Mimar Aytekin Karadeniz’de bize katıldı, kendisi hem konuşkan hem de konuştuğunu dinletmesini bilen birisi. Eşi Meclis Üyesi, meclis üyelerinin Afyon gezisini anlattı. Yolda kendisine yapılan muziplikleri, şakaları dile getirdi. İznik’te belediye başkanımızın cebinden ödediği köfteci Yusuf’taki yemeği anlattı.
Hemen benimde aklıma eşimle yaklaşık 3 ay önce İznik’teki o köfteci salonunda yediğimiz yemeği hatırladım. Diyeceksiniz ki ne özelliği var. Evvela insanları güler yüzle karşılıyorlar. Mekan lüks değil salaş da değil görevlilerin kıyafetleri vazifelerine göre seçilmiş kendileri bakımlı hepsi çiçek gibi masaya oturuyorsun siparişi verdikten 5 dakika sonra siparişlerin masada bekleme yok. Anlayacağınız abartılı hiçbir özellik yok. Hilafsız o Pazar günü 4-5 bin kişi o mekanda yemek yemiştir. Tabi bu insanların çoğu dışarıdan geliyor.
Peki cennet Karamürsel bu rağbeti neden görmüyor. Bu soru sorulup cevabı bulunmalıdır. Yemek faslı bittikten sonra eşim beni İznik Sanat Çarşısına götürdü. Ortada salaş bir çay bahçesi vardı, vakit geçirmek için 2 tane çay içtik sıkıldım. Eşim el sanatları dükkanlarını geziyor, ben yanına gittim hadi gidelim dedim. Ben El Sanatları incik boncuk işini sevmem o sırada elime bir bileklik aldım bakıyorum, satıcı hemen bilekliğin tarihçesini anlattı. Bu cesaretin sevginin simgesidir gibi bir sürü masal üretti. Kolyeleri elime aldım onlar içinde hikayeler anlatmaya başladı. Neticede satıcı beni etkiledi hiç niyetim olmadığı halde torunuma 40 lira civarında bileklik bir hediye aldım.
Ertesi Karamürsel Sahilindeki sanat çarşısına gittim. Bizim çarşımız daha bakımlı İznik’te yaptığım gibi bazı hediyelikleri elime aldım satıcı ne masal anlattı nede beni etkiledi. Bende hiçbir şey almadım. Demek istediğim insanları memnun etmek etkilemek, kendi safına çekmek çok zor. Emek sarf etmek gerekiyor. Bunu başaran ise daima kazanıyor. İznik’in tarihi eserlerini bir tarafa koyarsak bakımsız köhne bir yer Karamürsel oradan kat ve kat üstün. Sıra insanların ilgisine gelince onlar ileride bir gerideyiz.
Hazır Afyon gezisinden açılmışken şunu da önermek isterim. Belediye başkanımızın önderliğinde sivil toplum örgütleri (Esnaf Odası, Esnaf Kefalet, Pazarcılar Odası, Meclis Üyeleri, ve esnafımızın bazı temsilcileri) İtalya, Fransa, İspanya gibi ülkelerin turistlik sahil kasabalarına gezi düzenlensin. Oradaki ekonomik girdiler, çıktılar tatbikatlar uygulamalar incelensin eminim Karamürsel’e faydalı yararlı olur. Aynı geziler Türkiye’deki turistlik yerlere de yapılabilinir.
Belediye başkanımıza ikinci bir önerim daha var. Yalova’daki, İzmit’teki bize yakın fabrikaların müdür ile halkla ilişkiler sorumlularını eşleri ile birlikte 1 gün 1 gece Karamürsel’e davet edebilir. Bu kişiler Baş Değirmen, Kırahmetoğlu veya Şirin kaptan’da ağırlanabilir neden diyeceksiniz Karamürsel’de iş sahası yok çok azaldı gençlerimiz işsiz devir torpil istiyor. Belediye başkanımız ikna edici güzel bir konuşma ile senede bir gencimizi bir fabrikanın işe almasını isteyebilir. Tutarsa her sene 100 gencimiz iş sahibi olur. Bu Karamürsel ekonomisine büyük bir girdi sayılır tabii bu davetler her sene tekrarlanabilinir.