BİR BELEDİYEYE KAÇ ŞARLATAN SIĞAR? - Ercan Buber

BİR BELEDİYEYE KAÇ ŞARLATAN SIĞAR?


Bir gazetede bir haber çıkıyor. Haberin muattalı kenarda keyif yapıyor, yanında sözüm ona makam işgali yapan kişiler ortalığa nifak tohumları seriyor! İşin en vahimi ise bu tohumları seren kişi abdestli, Allah korkusu olan, imanlı bir kişi! Koskocaman bir belediyenin (Bina olarak) koskocaman bir makamında müdürlük yapan Mesut Çetinkaya geçtiğimiz gün gazetemizde yapılan bir haberi paylaşarak bizleri yalan ve iftira gibi çok ağır ithamlarla eleştirme gereksinimi bulmuş!

Şimdi koskocaman Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünü temsil eden bir kişi bir iddiayı, bakın tekrar söylüyorum bir iddiayı yani sözlük anlamı ile (İleri sürülerek savunulan düşünceyi) ortaya atan bir gazete haberini ve bunu yapan kişileri hatta onların deyimi ile sadece beni hedef göstererek bir sürü ithamda bulunuyor!

Arkasından başlıyor insanlar altına yorum yazmaya, yahu ne büyük kuyruk acınız var! Madem kimse umursamıyor, madem sizde kaile almıyorsunuz nedir bu acı hissi? Nedir bu denli saldırının amacı?

Yâda şöyle sorayım. Hadi İsmail Yıldırım siyasetçi bende gazeteciyim. Yaptığım haberi paylaşan beni yalancılık ve iftira atmakla suçlayan Mesut Çetinkaya, sen ki Ak Parti’nin kurulduğu günden beri dava için canla başla koşturan bir kişisin.

İsmail Yıldırım iyi parti için hiçbir toplantıda sövüp saymamışken bende bir gazeteci olarak iyi partiye geçebilir iddiasını kendime göre dayanaklarım (sadece hepsinin aynı karede olduğu bir fotoğraf değil) kendime göre dayanaklarım ile haber yapıyorum.

Yahu 2008 yada 2009 yılında ben İsmail Yıldırım Ak Partiye geçecek mi? diye haber yapsaydım nasıl bir tepki verirdin!

Aklına, hayaline sığmazdı değil mi?

Ayıp, edep yahu derdin değil mi?

İsmail Yıldırım her fırsatta benim davama, liderime, partime hakaret ediyor, hırsız diyor, böyle bir kişi ile bizim partimizi nasıl aynı cümleye koyarsın diye bana tepki göstersen inan sana hak verirdim!

Fakat bu kişi senin inandığın her şeye sövüp saydıktan sonra, partisini bırakıp sözüm ona ilçe menfaatleri için (bu süreçte ilçenin mi, kendinin mi menfaati daha fazla oldu tartışılır) seninle aynı safa geçti. Bak Mesut, inan sana kızmıyorum. Bir belediyenin içerisinde bu kadar şarlatan ile bende kalsam inan bende etkilenirdim. Fakat senin gibi imanı olan bir kişiye yakışmıyor.

Bir düşünsene senin davana ve partine yıllarca söven, hırsız diyen kişi/kişiler ile yıllardır çalışıyorsun! Bu midenin kaldırmadığı şeyin adına siyaset diyorlar!

Bu siyasiler oraya geçer, buraya geçer!

Senin gibi tertemiz adamlar arada kirlenir gider!

Yarın Karamürsel Belediyesi’ne başka bir parti, yâda başka bir başkan gelir.

Sen belediye personelisin!

Bu ilçenin hatta bu bölgenin hem yerelde, hem ulusalda en büyük şirketine saldırmak evet pirim yaptırır ama bu sen olmamalısın! Âcizane bir tavsiye!

 

Gelelim internet ortamından sözüm ona safi rüzgâr yapan, racon kesen çakma deli kanlılara. Ben hayatımda beni yaratandan başka hiç kimseden korkmadım. Şuan eskide olduğu gibi hala sessiz sakin dura biliyorsam bunun tek nedeni evdeki 3 evladımdır.

Yoksa ben sizin lisanınızı çok iyi bilirim. Ama çokta zorlamayın da! İnanmadığım hiçbir şeyin yanında olmadım kaleme almadım. Hata elbette yapmışımdır. Bu ilçede ve büyük bir bölgede yerel ve ulusal gazetecilik yapıyorum. Bakın (GAZETE) yani (BASIN MENSUBU) yaptığım haberlerde, eksik, noksan hata tabi ki olabilir sonuçta kulum. Fakat ŞEREF, NAMUS, HAYSİYET, ONUR gibi sözcüklerle bana yâda ima yolu ile aileme yazı yazan kişiler. Bunları sanal ortamlarda şov yaparak birilerine yalamalık yapmak için yazmayın.

Bir yerleriniz yiyorsa telefon numaram ve adresim belli. Her sabah 08:40 çarşı merkezi (Halil koygun sokak) da bulunan gazete binama yine Karamürsel Merkezi gezerek giderim. Çarşıda olan bütün esnaf ve sabah işi olan herkes bunu bilir. Varsa maçanız o sanal âlemde yazdıklarınızı birde yüzüme söyleyin de göreyim delikanlılığınızı. Gazoz olmayın efsane olun.

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI