İsmail Yıldırım tatilde mi? - Ercan Buber

İsmail Yıldırım tatilde mi?


Dün sahile şöyle bir indim ilçenin gençlerini hem fotoğraflayayım, hem biraz sohbet edeyim diye.Sorsanız 65 yaş üstüler ama inanılmaz bir dinçlik ve karizmatikler ki, hanımefendiler gayet güzel, bakımlı ve hoş. Bey efendiler ise bir o kadar centilmen ve bakımlılar ki, işte benim memleketim diye gurur duydum.

Geçen haftada inmiştim fakat canlı yayın yaparak ilçemizin güzelliklerini binlerce insanla paylaşırken süre bittiği için kimseyle sohbet edememiş sadece selamlaşmıştık.

Bazı büyüklerimde canlı yayınımı görüp aramıştı fakat telefonu açamamıştım. İçime uhde olmuş sanırım ki, bu Pazar bol, bol sohbet etme imkânı buldum.

Önce biraz özlem giderdik ve başladık muhabbetlere, hele bir dost meclisi ile sohbet ettim ki, 5 eski dost ama ilçede sanırım siyaseti en iyi yorumlayan ve kendi aralarında ne kadar farklı görüşlere sahip olmuş olsalar bile partilerini öyle güzel ve yapıcı bir dil ile eleştire biliyorlar ki, muazzam.

Öncelikle Ahmet Çalık, konuştuk.

Anladığım kadarı ile benimde çok önemseyip değer verdiğim bir büyüğüm olduğunu bildikleri için hemen oradan başlayıp Ahmet Çalık’a olan biraz kırgınlık biraz kızgınlık ile başladı sohbet.

İlçenin yarısı adamı destekledi bizler İsmail Yıldırım’ın mahallesinde bile Ahmet bey fark atsın diye çaba sarf ettik ve başardık ama Ahmet bey hem siyaseti, hem Cumhuriyet Halk Partisini bıraktı sanırsak, sesi, soluğu çıkmaz oldu!

Seçim bitti ama Ahmet bey’in onu destekleyen binlerce kişiye vefa borcu var diyerek serzenişte bulundular.

Tabi ilçe başkanı Suat Ülkü ve CHP meclis üyelerine de çok kızgınlar.

O kadar meclis üyesi hiçbir şey yapmadan sadece süs için seçilip meclis üyesiyim desinler, etliye, sütlüye karışmadan bunca sıkıntıya ses çıkartmasın diye mi seçildiler?

Yâda bir şeyler yapıyorlar bizim mi, haberimiz yok?

Memlekette eskiden her meclis toplantısında bu ilçenin sorunları gündeme gelir, ertesi gün sende, Kocaeli gazeteleri de manşet atardı.

Hadi sen yoksun (bu arada bana da çok kızmışlar.

Madem yapmayacaksın kapat o zaman diye bile laf soktular) bu meclis üyelerinin, ilçe başkanının hiç mi gazeteci arkadaşı yok?

Neden sanki hiç sıkıntı yokmuş gibi davranıyorlar? Neden hiçbir soruna kafa kaldırmıyorlar diye uzun bir serzenişi özetlemeye çalıştım.

 

SAİT METENİN HAKKINI YEDİN!

Başka bir sohbette ise yine çok değerli bir büyüğümden fırça yedim. Sen hem Sait Mete arkadaşım diyorsun hem de çocuğun hakkını yiyorsun diye başladı fırça. Bu çocuk ne kadar erzak kolisi dağıttı! Kaç tane kapıya gitti haberin var mı senin!

İsmail Yıldırım gibi yok kendi cebimden, yok telefonla milleti arayıp kendini videolara çektirip haber yapmadı diye mi yardım etmiyor diye yazmışsın!

Sen bir aç dinle bakayım İsmail’in kendi reklamını. Aradığı kişi kimse telefonun diğer tarafında ki,konuşmada nasıl kızıyor ona hiç takip etmiyor musun.

(ne kadar yoktum buralarda desem de fırçadan nasibimi aldım) Sanırım Sait Mete faydalı işler ile gönüllere girmeye başlamış ama siyasetçiler gibi yaptıklarını paylaşmayı öğrenememiş olacak ki, büyük bir kesimi kızdırmışım.

Fakat saksı konusunda tam not almışım.

Sait Mete acaba İsmail Yıldırım tarafından baskımı görüyor?

Yoksa İsmail Yıldırım ne derse eski düzen devam mı, ediyor buna daha dikkat etmem önerildi.

 

Dediğim gibi uzun bir süre yoktum ama gazeteyi yinede bu kadar boş bırakmaya hakkım olmadığını daha iyi anlamış oldum.

 

BELEDİYE BİNASI MAFYA YAZANESİ Mİ?

Bu silah olayına hep karşı olmuşumdur. Bir Rizeli olarak ki, Allah (cc) rahmet eylesin Annemin babası tarafından olan dedem namı diyar Kara Ali Yakup, Rize’den Sakarya, Hendek’e göç ettiğinde silah imalatı ile uğraşmış bir dedenin torunu olarak silahlar ile iç içe büyüdüm. Fakat çocukken bize silah namus olarak öğretildi.

Silah göstermek (görevli olanlar harici) çok özür diliyorum, bir insanın eşini, bacısını sergilemesi ile aynıdır denilerek büyütüldüm.

Silah belde durur ama sergilenmez, düğünde horon oynarken bile fark edilmez diye, diye büyütüldük.

Bu arada sadece belediyede çalışanlar deyip çok değerli büyüklerimi zan altında bırakmayacağım tabii ki…

Sanırım acayip bir zümre türemiş olacak ki, artık kimlerse bellerinde göstermelik silahları insanları rahatsız etme derecesine kadar gelmiş.

Hoş alışmamış totoşta don durmaz atasözü ile bu konuyu daha güzel açıklaya bilirim sanırım.

Bu konuyu kendim gözlemleyicim.

Bu sıralar şöyle minik bir prefabrik yapmayı düşünüyorum. Bol, bol belediyeye gidip gözlem yaparım artık.

Malum artık ruhsatı yada izni ne kadar sürer Allah bilir. Bu kadar eleştirdikten sonra herhalde öyle elimi kolumu sallayarak hemen alamam izni herhalde. Malum göstermelik silahımda yok!!!

  

İSMAİL YILDIRIM TATİLDE Mİ?

Son olarak İsmail Yıldırım’a serzenişleri iletip bu günkü yazıma son vereceğim. İsmail Yıldırım seçimde ne kadar kendi mahallesinden bile oy alamamış olsa da, sonuçta bu ilçenin yarısından bir fazlasının oyu ile seçilerek başkan oldu.

Başkan oldu olmasına rağmen ama seçim bitti İsmail gitti diyorlar. Şurada aylar öncesi sokaklarda fink atan Yıldırım’ı bırakın sokaklarda makamında bulana aşk olsun muş…

Sanırım özel sekreterine bir liste verildi herhalde, görüşülecekler, görüşülmeyecekler, hiç görüşülmeyecekler…

Bu listeye göre ne kadar kapıya gelen olsa da, kapı kulpunu aşamadıkları için başkana ulaşılamadığı konusunda bolca serzenişler aldım.

Yani İsmail Yıldrım’ı hadi ramazanda göremedik, bayramdan sonra gül cemalini şöyle çarşıda, salına, salına güneş gözlüklerinin ardından da olsa bir görelim bari ona da razıyız derler! Özledik be diye iletmemi istediler…  

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI