Yiğidi öldür ama hakkını ver der atalarımız.
Hayat felsefem olmuştur bu söz.
Dik duruşumun ardında yatan temeldir aslında.
Bu hafta sonu köşe yazımı yazarken gözüme takıldı.
Karamürselli gazeteci Abdullah Karagöz'ün yazısı.
Evet dedim bu adam yazmışsa vardır bir bildiği.
Bilindiği üzere Karamürsel ve gerçeklerini yazan tek gazeteyiz.
Böyle yerel habercilik yapıp doğruları yazmak büyük sıkıntıları beraberinde getiriyor çünkü.
Ama fırtınanın kayadan götüreceği sadece tozdur.
Karamürsel'de İsmail Yıldırım hakkında en çok haberi biz yaparız.
Hatalarını'da,doğrularını'da çekinmeden yazarız.
Yazmaya'da devam edeceğiz.
Çünkü bu memleket hiç birimize kalıcı değil.
Ne zaman yapılan hatalar düzeltilir o zaman onuda yazarız.
Çürük elmalar ne zaman sepetten çıkarılır ve yaptıklarının üzeri örtülmez
gereken cezaları verilir.
Sadece bizden olanlar değil herkeze aynı mesafede davranılır.
Hakkında çıkan iddilar ne zaman aydınlatılır.
O zaman bizim sevgimizde artar.
Ama şu bir gerçek ki bu adamı seven bir çok kişi var bu memlekette.
Bir o kadarda sevmeyen.
Ama beni ilgilendiren kısmı belediye başkanı olan kısmı.
Başkanlık süresince yaptığı her doğrunun'da yanlışında peşindeyim.
Gelelim bu haftaki İsmail Yıldırım'a Kocaeli Gazetesinde köşesinde yer verdiği gibi Abdullah Karagöz'ün.
Karamürsel ve
Karamürselli,
O’nu çok sever…
AKP’nin en güçlü döneminde,
Kocaeli ilçelerinde elinden başkanlığı alamadığı
AKP’nin;
-YARAMAZ (!)
Çocuk, olarak tanıdığı
İsmail Yıldırım,
Tam bir “İşkolik” Belediye Başkanı…
İki dönem AKP’ye karşı seçim kazanan ve
Kocaeli’de, muhalefetin tek belediyesi olan
Karamürsel’de,
İsmail Yıldırımın AKP’ye geçmesi ile,
“Siyaset” bitmiş!
Geçtiğimiz günlerde;
Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım,
Her hafta yaptığı “spor” çalışmaları sırasında,
Sağ ayak tendonu koptuğu için,
Hastaneye kaldırılmıştı.
Karamürsel’de birçok kişi,
Yıldırım’a,
AKP’ye geçtiği için,
Ne kadar kırgın olsa da,
Şahsi sevgisini azaltmamış.
O kadar ki,
Telefonla hastanede Yıldırım’a ulaşmak mümkün olmamış,
Yıldırım’ın telefonu arayanların çokluğundan kitlenmiş.
Geçirdiği kaza öyle kısa sürede geçecek cinsten değil,
O, bir hafta sonra dikişleri aldırıp ayağa kalkacağını beklerken,
Dikişlerin alınması ertelenmiş.
Yıldırım;
Tam bir Karamürsel ”sevdalısı”
Sağ ayağı alçılı, iki koltuk değneği yardımı ile,
Belediyedeki makamına gelip oturmuş.
Ne rapor almış, ne de izin düşünmemiş.
Makamında, kendisine “geçmiş olsun” ziyaretine gelenlere:
-Affedersiniz,
Diyerek, sakat alçılı bacağını sandalye üzerine koymak zorunda olduğunu ifade erken bile,
Masasındaki evrakları gözden geçirmekten geri kalmıyor.
Ziyaretçiler kendisini “sevdiklerini” söylediklerinde,
Yıldırım:
-Ben Karamürsel’i çok seviyorum.
Dedikten sonra;
Hiç siyaset yapmadan, Karamürsellileri ne kadar sevdiğini,
Bu ilçe halkına hizmeti kendisine bir görev saydığını söylüyor.
Bu arada ziyaretçileri arasında,
Karamürsel Öğretmenevi Müdiresi Sevgi Günay’la söyleşirken,
Okulların açılmasına 2 gün kala “Okul müdürlerinin bile haberi yok”
Yıldırım’ın Karamürsel’deki okul bahçelerine asfalt döktürdüğünü öğreniyoruz.
Bu konu da bazı kurumların “neden okullara?” bizim de ihtiyacımız var sitemlerine,
“-Ne fark eder, onlara yapılacak asfaltın parasını devlete millet, benim döktüğüm asfaltın parasını da belediyeye millet veriyor!”
Deyivermiş.
İşte İsmail Yıldırım bu…
Karamürsel Belediye Başkanı Yıldırım,
İlçede bu yüzden seviliyor.
Eğitim camiası özellikle Yıldırım’ın okullara yaptığı yardımları, hizmeti önemsiyor.
Kendisini ziyaret edenlerin,
Bir zamanlar AKP’li bakanların:
-YARAMAZ çocuk!
Dedikleri,
Karamürsel Belediye Başkanı
İsmail Yıldırım’a yeni yakıştırmaları:
“İŞKOLİK BAŞKAN (!) “