İyilikten maraz doğuyormuş gerçekten. Alçakgönüllü olunca insanlar sizi zayıf, bilgisiz, cahil sanıyorlar. Mütevazi olup kibar davranmak yerine gerçeği yüzlerine vurup kırmak lazımmış.
Bölgede, bir delikanlının yaşı kadar süredir gazetecilik yapıyorum. Her türlü görüşü, fikri, şikayeti, yapılanı ve yapılmayanı gündeme getiriyorum. Sorunları, çözümleri kamuoyuna sunuyorum. Bu nedenle her kurumla, her siyasi parti ve STK ile aram iyidir.
Çünkü hiçbir zaman aba altından sopa gösterip, "şöyle diyorlar, böyle dedikodu yapıyorlar" zihniyetine girmedim.
Sevsem de, sevmesem de bir sorunun çözümü için önce muhatabını ararım; kamu adına düzeltme yapılması ya da sorunun giderilmesi için uğraşırım. Eğer sorun gündeme gelmeden çözülmeyecekse, o zaman gündeme getiririm ve sonrasında zaten hızla çözülür.
Yalandan gözdağı vermek ya da şantaj amacıyla haber yapıp hemen ardından kaldırmak gibi bir kafa yapım yada alışkanlığım hiç olmadı. Sevenim de, sevmeyenim de bilir ki Ercan bir haberi yaparsa, o haber kaldırılmaz.
Fakat onca yılın ardından bugün hayatımda bir dönüm noktasına geldim. Dostum sandığım insanlar için yazıp çizmediğim her konunun, sanki benim ve ekibimin göreviymiş gibi algılandığını fark ettim.
Dün uçakta bu gerçekle yüzleştim.
Artık tek taraflı fedakârlık yok.
Kimseden bir beklentim ya da talebim de yok.
Bundan sonra tek dikkate alacağım şey, benim önemsediğim kişilerin şahsıma gösterdiği samimiyeti, ilgi vealakayı işime ne kadar gösterdiği olacak.
İnsanlar hâlâ teknolojinin ne kadar geliştiğinin farkında değil.
Sevgili takipçilerim, Karamürsel ve bölgede oluşturduğumuz bir algoritma ve yapay zeka var. Sizin hangi habere yorum yaptığınız, hangi haberi beğendiğiniz, nerede paylaştığınız, her şey bu algoritmaya kaydediliyor.
Biz herkesi idare eden, rezil olmasın diye çözüm odaklı çalışan tarafız. Ama reklamını yaptığınız ve sizi hiç umursamayan kişiler ya da kurumlar, en küçük bilginiz önlerine düştüğünde hemen harekete geçiyor. Madem itibar gören onlar, bu saatten sonra kimse bana "biz şöyleydik, böyleydik" demesin.
Memleketin bütün yükünü çeken biziz; torbacısıyla, mafyasıyla, bitirimiyle, hırsızıyla, dolandırıcısıyla, avantacısıyla uğraşan biziz. Bu nedenle arama motorlarına sadece "Karamürsel" yazdığınızda biz çıkıyoruz. 7 gün 24 saat, gece gündüz, kar yağmur demeden didinen biziz.
Neymiş? "O bizim dostumuz, delikanlı adam; Ercan bu haberi görmez" diyen büyük kesim, şunu bilsin ki eski bir söz vardır: "Kalabalıkta işlenen kabahatin, tenhada özrü olmaz." Bu saatten sonra "neden böyle oldu, tenhada biz seni çok severiz" diye kimse bana gelmesin.
Gazeteyi kurduğum günden bu yana kimsenin maşası olmadım, olmayacağım da. Bize reklam veren kişiler hiçbir zaman bizi yönlendirecek ya da usulsüzlük yapacak insanlar olmadı, olamaz da.
Eğer Karamürsel TV her reklam verenin reklamını alsa, o zaman reklamlardan haberleri bulamazdınız. Ama biz, bizim gibi şeffaf ve namuslu insanlarla yol yürümeye devam edeceğiz.
Yıllardır fark etmediğim ama bir anda bunca yıllık hatamı bana gösteren eski dostuma da teşekkür ediyorum. "Bir musibet bin nasihatten iyiymiş" Hadi bakalım...