Ercan Buber

Neyin Başkanıysanız Onun Başkanlığını Yapın!

Ercan Buber

Neyin Başkanıysanız Onun Başkanlığını Yapın!

Son dönemde Karamürsel'de kulağıma sıkça gelen bazı konuları sizlerle paylaşmak ve bu meseleleri masaya yatırmak istiyorum. Ancak en başta şunu belirtmem lazım: Karamürsel'de bir belediye başkanı ve onun yardımcısı var, ve işler genel anlamda oldukça iyi ilerliyor.

Ne var ki, birilerinin kendilerine rol biçip, gereksiz şekilde müdahil olmaları ve kendilerini bir otorite zannetmeleri, geniş bir kesimin canını fazlasıyla sıkmış olacak ki, sürekli bu konularla ilgili şikayetler kulağıma geliyor.

Başkanlık makamı bir sorumluluk makamıdır. (Neyin başkanı olduğunuzun farkındaysanız) Eğer bir göreviniz varsa, o görevle ilgilenmek zorundasınız. Bu makamların getirdiği saygınlıkla sürekli eleştiri yapmak, birilerine laf sokmak, kendinizi muhalif pozisyonda görmek, en kibar ifadeyle hadsizliktir.

Şahsiyetinizin bir önemi varsa, kişisel kimliğinizle hareket edin. Ama ne yazık ki, şahsi kimlikleri itibar görmeyen kişiler, kendilerini ancak bir makamın arkasına gizleyerek bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.

Karamürsel Belediyesi içinde, aslında hiçbir resmi görevi olmayan ama her şeyi kendi kafasına göre karıştıran, dosya inceleyen, çalışanlara üst perdeden tavır takınan başkanlar var. 

Havuzda, sahada ya da belediye personeline karşı bu tavırları sergilediklerine dair duyumlar alıyorum. Belediye personeli kimsenin özel işleri için kullanabileceğiniz kişiler değil. Yıllardır bunun mücadelesini veriyorum. Fakat henüz kesin bilgiye ulaşmadığım için isim vermiyorum. Ancak duyum aldığım kişilerden video ve fotoğraf istedim. Elime kesin kanıtlar ulaştığında, gerekeni yapacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.

Benim ne bir siyasi partiyle, ne bir kurumla göbek bağım var. Hiçbir çıkar ilişkisi içerisinde değilim. Ancak Ahmet Çalık, İlkay Kaya ve Bilgütay Bağdat gibi isimler ve ekipleri gece gündüz çalışırken, birilerinin belediyeye zarar vermesi ve işlerine burnunu sokması gerçekten büyük bir ayıp. Sözüm ona başkanlar, başında oldukları işlerin hakkını versinler ki biz de basın olarak, onların sözüm ona başkanlıklarının başarılı icraatlarını haber yapalım, şebekliklerini değil! Bu ve bunun gibi şarlatanlıklara ses çıkarılmazsa eminim ki, belediyede sırf bu yüzden müdürler görevlerinden istifa eder ve birilerinin egoları tatmin olsun diye hiç kimse risk altına girmez!

Bu arada illaki çok belediye ile çıkar ilişkisi değilde hizmet ilişkisi kurmak istiyorsunuz, bırakın sözüm ona başkanlığını belediyede işe girin.

Gelelim Karamürsel’de son dönemin en çok konuşulan konularından birine: Kaymakam Kemal İnan ve ilçe esnafı.

Ahmet Çalık, esnaflıkla yoğrulmuş bir aileden gelen biri olarak, Karamürsel esnafının sorunlarını en iyi bilen isimlerden biri. Seçim sonrasında esnafın rahatlaması için bazı konularda hoşgörülü davrandı ve ciddi müdahaleler yapmadı. Ancak bu hoşgörü öyle bir suistimal edildi ki, sokaklar ve kaldırımlar yürünemez hale geldi. Durum böyle olunca, ilçe kaymakamı Kemal İnan'a şikayet yağmaya başladı.

Kemal Bey de ekibini toplayıp, sokak sokak gezerek durumu gözlemledi. Maalesef, kaldırım işgalleri, sokak ortasında masalar, tezgahlar artık kabullenilemez boyutlara ulaştı.

Bu esnada, kaymakam beyden okulların açılmasına kadar beklenmesi talep edildi ve süre doldu.

Ceza yazılmasına rağmen, herkes hala kafasına göre hareket ediyor.

Ahmet Çalık'ın göz ardı ettiği bir gerçek var: Karamürsel'de birine bir taviz verildi mi, herkes daha fazlasını ister ve sonuçta kimse mutlu olmaz. Çünkü hoşgörüyle yaklaşılanlar, sezon sonuna kadar kaldırmadıkları masa ve sandalyeler yüzünden ceza yediklerinde, yine de belediyeyi suçlayacaklardır.

Son olarak, Kemal İnan ve eşinin gündeme taşınmasına değinmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta, gazetemize gelen ihbarlarda kaymakamın eşinin, Karamürsel Öğretmen evinin içinde bulunan kuaförle yaşadığı küçük bir olay dile getirilmişti. Kuaförde yer olmadığı için randevu verilememesi üzerine tutanak tutulmuş. Bu olay bana oldukça anlamsız geldiği için haber yapmadım.

Ancak başka gazetelere de konu olunca, detaylı bir araştırma yaptım. Gerçekten kuaför yoğun olduğu için randevu verememiş ve bu durum kaymakamın eşine de farklı bir uygulama yapılmasına sebep olmamış.

 

Herkese mutlu günler dilerim!

Yazarın Diğer Yazıları