Önce bizler bilgili, birikimli, deneyimli, becerikli, bilge olmalıyız. Pek çok bilim dalında söz sahibi yeterliliğimiz olmalı. Tevhit inancına sahip olup, vahdet (birlik) iradesi ile davranmalıyız. İslam davasının, ilmin, sanatın, zanaatın, teknolojinin gerçek sahibi ve yaşayanı olmalıyız. Münafıkça, kâfirce, müşrikçe, batılca hareket etmemeliyiz. Peygamberimizin dediği gibi; “ Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler, ben davamdan asla vazgeçmem,” demeliyiz.
Allah cc. Hazretleri bizlere Kur’an’da “İslam, Mümin, Müslüman” adını verdi. Bu adlarla anılmalı, tanınmalı. Başka hiçbir ad, sıfat asla kullanmamalı. İslam üzerinden fitne, bozukluk, istismar, düzensizlik çıkarmak isteyenlere karşı dikkatli olup, hak mücadele vermeliyiz. İslam dininde zerre kadar olumsuzluk, kötülük, çirkinlik, yanlışlık, yalan ve zarar yoktur. İslam, Allah’ın en üstün mükemmeliyeti ile en yüksek İlahi standart ve kalitededir. Allah cc. Enfâl süresi 27. Ayette mealen; “Ey iman edenler! Allah’a ve peygamberine ihanet etmeyin…” buyurmaktadır.
Peygamberimiz hadislerinde buyuruyor ki: “Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve peygamberinin sünnetidir.” “ Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz. Yalan söylemez. Onu zor durumda yüzüstü bırakmaz.”
Aileden yeterli eğitimi alamayan çocuklar, okulda da eğitim- öğretimlerinde sorun yaşanmaktadır. Hatta ailelerde sorun olmaktadır. Okulda da eğitilememekte, başarılı kılınamamaktadır. Çocuklar temiz ve nitelikli ailede doğmuş, bakılmış, eğitilmiş olmalı. “Temel ailede atılmalı. Okulda orta kat çıkılmalı. Toplumda inşa tamamlanmalı.” Bu bir aşama ve kademe işidir. Eğitim ömür boyu süren bir süreçtir.
Uzmanlara göre zekâ 07 yaşına kadar hızlı, 12 yaşına kadar normal, 20 yaşına kadar yavaşlayarak devam eder. Orta yaşlarda sabitlenir ve daha sonra gerilemeye başlar. Olgun yaşta zekânın eksikliği deneyimlerle giderilir. “Gencin zekâsı, olgun yaştakilerin deneyimleri ile işler daha kolay yoluna koyulur.” Zekâ IQ testleri ile günümüzde zekâ ölçülmektedir. 6 yaşına kadar ve 6 yaşından sonra farklı testler uygulanır. IQ seviyesi 85- 115 arasında olanlar normal zekâlı, 130 üzeri olanlar üstün zekâlı, 140 üzeri olanlarda dahi çocuklar olarak kabul edilmektedir. Zekânın gelişmesinde yeterli, dengeli, sağlıklı, doğal, helal beslenme önemlidir. Birde beyni, vücudu işletmek, çalıştırmak önem taşımaktadır. “Sağlıklı ebeveynlerden; sağlıklı çocuklar doğar. Zararlı ve kötü alışkanlıklara alışmış ebeveynden, sağlıklı nesil eğitimle bile oluşmaz.” Neslin helal süt ve besinden, temiz kandan beslenmesi gerekir.
Bir milleti temiz, üstün, dahi zekâlı çocuklar kurtarır. Gelişmesini, kalkınmasını, ilerlemesini, refaha ve mutluluğa erişmesini sağlar. Bu tip çocuklar kendine özgüvenli, iyi gözlemci, bilgi sahibi, liderlik özelliği olan, mükemmeliyetçi, güçlü hafızaya sahip, yetenekli, becerikli, aşırı meraklı, yüksek hayal gücü, mantıklı, akıllı, sağduyulu, sorumluluk sahibi, derslerde başarılı, vatan- millet- devlet- din iman seven özelliklidir. Uzun dikkat süreleri, erken kavrama, hareketli, erken yürüyebilen, hızlı dil gelişimi olan, yararlı işler yapandır. Bunlar sürekli aynı şeylerin anlatımından ve baskıdan sıkılırlar. Başkalarına yardım etmeden hoşlanırlar. Öğrenme isteklidirler. Onlara açık, net konuşulmalı. Kendi tip arkadaşları ile zaman geçirmeleri sağlanmalı. Okul dışında hobiler edinmesine fırsat tanınmalı. Sorularına doğru ve düzgün cevaplar verilmeli. Yolu açılmalı. Teklif ve öneriler sunulmalı. Onların yanında görgü, ahlak kurallarına, edebe, ilme ters söz ve davranışlarda bulunmamalı. Eğer vasat ve kötü ailede, çevrede kalırsa, gelişimi yeterli olmaz. Yararlı olma yerine zararlı olmaya başlar. Bu tip öğrenciler özel eğitilmelidir. Yanı çöplükte, pislikte, kötü ortamlarda iyi, güzel, doğru, yararlı çocuk yetişmez.
İslam dünyası genelde ilmin, ahlakın fazilet değerlerinden uzak kaldığından; perişan, rezil, rüsva, zelil durumdadır! Bu bir olay, olgu, gözlemdir. Etkili olgun insan yetiştirilmedi. Bunun içinde doğru bir plan proje hiç olmadı. “ Çoğunluk, çok çocuk yapma derdine düştü.” Bir eşten 26 tane yetmeyince, 4 ve 4’den fazla eş alıp, çok çocuk yapmaya çalıştı. Bazı ailelerde 50’den, 100’den fazla çocuk yapıldı. Ailede eğitim yok! Para, servet yok! Rezalet çok! Ortaya cahil- cühela, çapulcu tayfa çıktı. İlim, bilim, sanat, zanaat, meslek, ticaret, teknik, teknoloji yok! Tarım ve hayvancılık yapacak ortam ve imkânda yok! 1930’da 10 eş alıp, bugün 5 bin kişi olan aileler var! Ne olacak bu insanların durumu? Haydi, ebeveynler sonunu düşünmedi. Devlettekilerde ağzını açıp, seyretti! Çin H.C. gibi bir kısıtlama; bakacağın, eğiteceğin kadar çocuk yapma planını uygulanmadı. Helal- haram demeden, hak- hukuk dinlemeden, suç da işleyerek; bunların ekmek ve don- gömlek bulmasına çalıştı. Başaramadı. Başaramayınca helal, haram, suç, çalma, gasp etme, hırsızlık, terör örgütlerine eleman verme ile gelir kazanmaya çalıştı! “Bu tip insanların yaşayışları İslam değildir. Monarşi, feodal, ilkel geleneksel durumdur.” İslam dünyası acı, felaket durumdadır! Zalimlik, canilik, haram, günah işlenmektedir. Bunun cezasını devlette verememektedir. Çünkü bu bölgelerde hak- hukuk, adalet işlememektedir. Ama hiç kimsenin yaptığı kötülük yanında kâr, yarar olarak kalmaz. İlahi adalet tecelli eder. Etmektedir.
Din istismarcıları da, “peygamberimiz ümmetinin çokluğu ile övünecek,” diye çok çocuk yapmayı teşvik ettiler. Bunlardan ümmet değil; illet, zillet olur, oldu! Her şey çarpıtılıyor, tersyüz yapılıyor, aslından çıkarılıp, kendi pis, kirli hedefleri için kullanılıyor. Bunlara aldanmamak için mutlaka basiretli bilge olmalı. “Katil din istismarcıları ile ateist terörist komünistler her şeyi çarpıtır, saptırtır, hedef şaşırtır. İnsanların cehaletinden çok yararlanırlar. İnsanların okuyup, bilgilenmemesi için gerekli ortamları yok ederler. Cami, mescit, okul, medrese, kütüphane, hastane ne varsa yakıp, yıkar, bombalar, yok ederler!” Komünist olan PKK, dini kullanan Daeş da böyledir. Fetö’ da diyor ki: “Haçlılar ülkenizi işgal etse, siz Müslümanların iffetine, namusuna, malına, mülküne, canına zarar vermez! Onlara karşı direnmeyin. ” Yanı ülkenizi Haçlılar işgal ettiğinde onlara karşı nefsi meşru müdafaa yapmayın, diyor. Başka bir vaazında da ; “ Ne zaman, ne zaman, ne zaman bu kitabı- Kur’an’ı okumayı bırakacaksınız?” diyordu. Yanı tam bir Lavrens!
İşte bu toplumların içlerinden çıkan El-Kaide, Taliban, Daeş, El- Nusra, Boko Haram, El- Şebab, Fetö, PKK, PYD, YPJ, DHKP-C gibi yüzlerce, bini aşkın terör örgütü bu zalimleşen toplumu vurmaktadır! “Kimsenin yaptığı zulüm yanında kâr kalmaz!” “ Zalimlik eden, ettiğini bulur!” “Herkes ektiğini biçer!” “ Allah cc. Zalimden intikamını bir şekilde alır!” “Adalet mutlaka iki dünyada tecelli eder.” Kurtuluş mutlaka ilimde, sanatta, zanaatta, hakça çalışmada ve İslam, ilim yaşantısındadır.
Allah cc. İbrahim süresi 52. Ayette: “ Bu Kur’an, kendisi ile uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek İlah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar, diye insanlara bir bildiridir.”
Hadis: “ Birbirinizden nefret etmeyin. Birbirinize kıskançlık- çekemezlik etmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin.”
Giderek karanlığa daha gömülen dünyamızda iyiliğe çok fazla ihtiyacımız var. Her şeye rağmen iyiler, iyilik yapanlar dünyayı ve insanları kurtaracaktır. En güzel hediye; din, İslam kardeşliği, dostluğudur. “İnsanlık dinde kardeş, insanlıkta eş ve karındaş olduğunu asla unutmamalı.” Sevgi, saygı, muhabbet, merhamet kalplere, beyinlere mutlaka yerleşmeli. Ruha etki etmeli. Eğitimciler bunu sağlamak için çalışmalı. Sevgi, saygı psikolojisi ile yaşamalı. İnsan kutsal, mübarek, güzel varlıktır. Korunmalı. Değerler asla unutulmamalı. Yaşanmalı. En ideal, doğru, dürüst, iyi, güzel, yararlı nesilleri yetiştirme bir yükümlülük, sorumluluk, ödev, görevdir. Asla unutmamalı. Unutanlar mutlaka sonucuna katlanmak durumunda kalmaktadır! Asla unutulmamalı!
Mehmet KASAP
