‘’Kadın dövmek maalesef Türklerin Arap kültürü ile tanışmasından sonra başlamış bir olaydır. Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulur. Cengiz Han’ın eşi için söylediği ‘‘Ben sizin Han’ınızım. Bu da benim Han’ım.’’ Sözüyle dilimize yerleşen ‘’hanım’’ (Han’ım) kelimesi bile bunu gösterir. Kadın evin hanıdır.’’
Prof. Dr. İlber Ortaylı;
Maalesef ülkemizde son yıllarda kadın, Hanım olmaktan çıkarılıp, Arap kültürü ve dinci kesimin baskıcı tutumları yüzünden, arka planda kalan, ezilebilecek dövülebilecek bir nesne olmaya başladı. Kendini erkek sananların tüm ezikliklerini kadınlar yaşıyor. Kadınla konuşarak, onu dinleyerek, ona çiçek vererek, hediye alarak, onunla sevişerek değil de; onu döverek, aşağılayarak, ona tecavüz ederek erkek olabileceğini düşünen, bununla gurur duyan, gücü sadece ona yeten, aslında korkak erkekler türemeye başladı. Bunlara erkek değil de mahluk demeliyiz aslında. Korktukları şey de kadının ta kendisi.
Bu mahluklar neden korkarlar kadınlardan peki? Çünkü kadınları güçlü olan toplumlarda eğitim seviyesi de yüksektir. Bu sayede kadın erkek eşitliği olur ve kadınlar da kendi ayakları üzerinde durabilir, çocuklarını daha iyi ve donanımlı yetiştirebilir. Böyle toplumlarda yetişen erkek de, kadını aşağılık bir varlık olarak görmez, o da kendini geliştirmeye çalışır, kadına da saygı duyar. Peki benim ülkemdeki sığ mahluklar bunu ister mi? Tabii ki istemez. Bunu devleti yönetenler de istemez. Bu yüzden bırakın kadın erkek eşitliğini sağlamayı, kadına şiddeti azaltacak düzenlemeler, caydırıcı cezalar yerine, teşvik ederler. Bu yüzden kadına şiddet son on yılda sadece bilinen vakalarla yüzde 1400 artarken, cezalarda en ufak bir artış olmuyor. Ülkeyi yönetenler de hiçbir kadın cinayetinden sonra demeç verme zahmetine bile katlanmazken, kadına şiddeti özendirecek açıklamalar yaparak, o ezik mahlukları teşvik ediyorlar. Nasıl mı? Buyurun…
*Makyaj yapan kadının kaportası bozuktur. (CB) *Kız mıdır kadın mıdır bilemem. (CB Dilşat Aktaş hakkında) *Kadına şiddet abartılıyor. (CB yüzde 1400 artmış) *Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. (CB Kadın derneklerinde yaptığı konuşmadan) *Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum. (Ayhan Zafer Üstün, AKP milletvekili, insan hakları komisyonu başkanı) *Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yaptırmak zorunda kalmasın. (Melih Gökçek) *Anası tecavüze uğruyorsa, neden çocuk ölsün. Anası ölsün. (Melih Gökçek)
*Medya olayı abartıyor. Kadına yönelik şiddet, algıda seçicilik. (Fatma Şahin) *Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek. (Mehmet Şimşek) *Kızlar okuyunca, erkekler evlenecek kız bulamıyor. (Erhan Ekmekçi, AKP İl Genel Meclisi Üyesi) *Türk kadını evinin süsüdür. (Vecdi Gönül) *Örtüsüz kadın, perdesiz eve benzer. Perdesiz ev, ya satılıktır, ya kiralık. (AKP tanıtım ve medya başkanı) *Kocama arkadaşımı tavsiye ettim. Kocamın ikinci bir eş almasına müsaade ettim. (Sibel Üresin, AKP yaşam koçu ve aile danışmanı. Hangi partilerden etkilendiyse artık. Bence siz pek danışmayın.)
Kadın sözcüğünden bile o kadar korkuluyor ki, önceden isminde kadın bulunan, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık adı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak değişti. Başına da göstermelik bir kadın kondu. Ancak bu bakanlığın bünyesinde bulunan 18 birimin 17’sinin, 81 ildeki müdürlüklerinin hepsinin başına erkek getirildi. İnanılır gibi değil.
Vaziyet budur. İçinde bulunduğumuz haftada, tüm dünyada Kadınlar Günü kutlanacakmış. Bir gün ülkemizde de kutlamak dileğiyle. Şimdi kutlarsak, yalan olacak..
Yaşasın cinsiyet, ırk, inanç gibi ayrımların yapılmadığı, herkesin birer birey olarak saygıyı hak ettikleri toplumlar.
Saygılar.
