Muktedir olmak mı, İktidar olmak mı? - Reel Analiz

Muktedir olmak mı, İktidar olmak mı?


Beşer şaşırınca, sahip olduğu erdemden uzaklaşıp, iyeliği yozlaşma ve yozlaştırma kültürüne dönüşür.

Bence, günümüzde küresel siyaset geçmişe oranla, sanki parçacık fiziği gibi, çok karmaşık bir yapıya dönüşmüştür..

Ortaya atılan muhtelif problemler, varlığı hem karıştırıp, hem de dikkatleri farklı noktalara çekmek için tasarlanmış, bir akış diyagramı gibi programlanmış olduğunu düşünmek istemesem de, düşünmek zorunda kalıyorum.

Bu süreç, öyle ki; Çok alternatifli akış diyagramının tek bir sonuca götüren ilerleme parametrelerine ilişkin denetim  noktaları kodlanmış olup,  insanlığın seçeneksiz seçeneği olarak dayatılıyor maalesef.

Problem olarak ortaya atılan her yeni bir koşul, eğer doğrudan veya dolaylı olarak seni bağlıyorsa, işte o zaman bir karar vermek zorunda olduğunu fark ediyorsun.

Evet “ veya “Hayır”

Varsayalım ki; Problemi ortaya atan, hedef kitle veya kitlelerin sosyal altyapısını herhangi bir biçimde topolojik bünyeye uygun hale getirmek arzusunda olsun..

Böyle bir varsayım doğrultusunda söz konusu algoritmanın tasarımı, rol gereklerinin yerine getirtilmesi amacı ile nasıl bir oluşum derleneceği, nasıl bağıntı kurulacağı, iletişimin nasıl sağlanacağına ilişkin yapısal nitelik ve nicelikler önem taşır.

Öyle ki; Gerektiğinde toplum dinamiklerinin yön-eylem tepkisine ilişkin, yön-eylemi etkilediğini düşünülen faktörlerin değişimi neticesinde ortaya çıkan ve beklentisi esas olan unsurların eğilimi, karar mekanizmasının hemen çalışmasına veya yeniden bir sistematik algoritma kurup uzun vadede hayata geçirilmesi maksadı ile kuluçka dönemine sokulur.

Bu bağlamda tasarlanan bir algoritmayı, yani akış diyagramını programlayıp onu bir süreç olarak insanların önüne sürebilmek, ancak muktedir olunan sürekli yenilikçi erk ile mümkündür.

Tuğlaları yükseltebildiğin kadar yükselt, eğer ördüğün tuğlanın içerisinde kalıyorsan hiçbir anlamı olmaz.

Sonlu kavramlar döngü halini alırsa, sonsuz kavramlar niteliği o zaman topolojik düğümün işlevi halini alır. 

Oluşum ile değişim süreci sonucunda, azınlık veya çoğunluk olarak bireyler üzerinde her noktada gerçeğe aykırı olarak sezgilerde çelişki oluşturup,  düşüncelerde de aykırılık yadırganmaz bir hal almışsa, toplum tepkisinin dışavurumu istenilen değer yargısına erişmiş demektir.

 “Günümüzde küresel siyasi topolojinin izdüşümü gelecekte ne olur? “ sorusuna yanıt aramak istiyorsak, her yönü ile geçmişten günümüze gerçekleşen olaylara ve gerçekleştirilmek istenen hayallere muktedir olmak şarttır.

Muktedir olmadan, yedeklenerek bir başka geminin dümen suyunda iktidar olunmaz, hal böyleyse ancak ve ancak namlunun ucunda ördek gibi olursun. Yani savunmasız.

Arşivler, arşivler..

Yok, yok telaşlanmayın.. Bu yalnızca ülkeler üzerinde etkili olan kuvvetler ayrılığına dair bir varsayım olarak matematiksel mantık modelin konum – zaman içeriğine göre muhtemel farklı veya alternatif akış diyagramına ilişkin sürekli, derlenebilen siyasal topolojinin öncü sarsıntıları hakkında aydınlatma niteliğindedir.                                                            

 Y. İşl. Yön.Org. Uzm. Vahit SUNAR

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
03Nis
14Mar
06Mar
01Mar

Aklın Şifreleri

20Şub

Uluslararası Portföy