Kahpelikten Medet Uman, Kahpeler…
Kahpelikten Medet Uman, Kahpeler…
Bu başlık aslında Karamürsel'de son günlerde yaşanan olayların bir çoğuna tam oturan bir başlık. Lakin nereden çıktı bu şimdi zaten herkes her şeyin farkında neden bu köşe yazışı diye soracak olursanız ?
Anlatayım hemen.
Karamürsel'de mümkün oldukça sabah erken saatlerde tek başıma sahil boyunda sabah sporumu yaptıktan sonra eve gelir, kahvaltımı yapar çocuklarımın bakıcılarının gelmesini bekleyip 09:00 ile 10:00 arasında gene çarşıya çıkarım.
Lakin ilçemizde yazdığımız, çizdiğimiz birçok sorunu dile getirebilmek için ne kadar sahalarda gözükürsek sorunları yerinde incelersek o kadar halka hizmet edebileceğimin bilincine varalı çok olmuştur.
İlçemizde düzenli olarak haber yapan ve gazete çıkararak habercilikte büyük yol almamızın en büyük nedeni de budur işin doğrusu. Çünkü Karamürsel'de gazetecilik yapıyorum diye bilmek için Karamürsel vergi dairesine kayıtlı olup Karamürsel'de yaşamanız gerekmekte olduğunu düşünüyorum.Yada en azından bir ulusal basın kanalının temsilciliğini yürütüyor olmalısınız.
Lakin öyle İzmit'ten , Yalova'dan buranın haberini ancak burada haber yapan insanlardan çalmakla, yada haberle alakası olmayan resimler koyarak yapılan, yazılmış haber metninin altını üstünü değiştirerek yaparsınız ki o da siz insanlar bunları yiyor zannetseniz de kimsenin bir şeyi yediği yoktur zaten.
Çünkü bir çok takipçimiz siz haberi yaptınız fakat sizden birkaç saat sonra şurada gördüm farklı bir resim vardı, nasıl oluyor ? Diye sorduklarında gazetemizdeki arkadaşlar açıklamasını yapıyor zaten.
Çünkü bizim insanımız çok zekidir.
Çok duyarlıdır.
Çok duygusaldır.
Çok bilinçlidir.
Çoğu zaman konuşana değil delil ispat ile ortaya bir şey koyana bakar, gerekli notlarını alırlar, sonra gereken cevap, yeri ve zamanı geldiğinde verilir zaten. Günümüzde bu güzelim mesleği tetikçilik olarak kullanan o kadar varlık var ki. Ama ilahi adaletin varlığını çoğu zaman unuttukları için ellerinde ne var, ne yok uçtu gitti zaten. Hazımsızlığın en büyük nedeni bu sanırım, biz elimizde olan ajansları kaybettik, gazete yok oldu ama bu adam deli gibi vura, vur gidiyor...
Karamürsel'de raflarda artık Karamürsel gazetesi görüyor olmak, dağ köylerinde bile kahvelerde gazetemize denk gelmeleri öyle çıldırttı ki bazı kesimleri...
Baktılar çözüm bulunamıyor tehditler, iftiralar, aşağı görmeler.
Madem bu kadar canınızı sıkmıyor neden her daim gündeminiz de ?
Kusura bakmayın ama bizler aslanlar gibi bu mesleği layığı ile yapmaya devam edeceğiz, lakin bu memlekette sorunu derdi olan insanların çalabilecekleri bir kapı olmaya, sesleri olmaya devam edeceğiz. Kimseyi tekme tokat kapımızdan kovmadan, kimseyi konuşarak değil, kaba kuvvetle susması için tehdit etmeden, herkese açık ve tarafsız bir duruş sergilemeye devam edeceğiz.
Bir bakıyorsunuz memleketi Alis Harikalar Diyarında gibi göstermek için dünyanın parasını indirdikten sonra ceplerine, ne halkın sorunu, nede kimsenin derdi umurlarında olmuyor bu varlıkların.
Varsa, yoksa para…
Nereden çıktı bu ne alakası var ?
Girin www.alexa.com adresine gazeteciyim diye ortada gezinen şarlatanların yazın internet sitelerini bakın.
Çok değil üç, beş saniyenizi alır.
Sitelerimizin ve inanılmaz yükselişimizin durdurulamamaması çıldırtıyor bir çok kişiyi.
Ama yok biz gerçeklere yada gözümüzle gördüğümüze, duyduğumuza değil söylenen palavralara inanırız diyorsanız, devam edin sizin gibi birkaç kişi daha var zaten…
Yalan konuşmak, iftira atmak, gıybet etmek bu acizlerin en büyük savunma mekanizması.
Siz bilmezsiniz o 10 yıl önce şunu yaptı, bunu yaptı…
Kendi konuşmalarını bile inkr edemeseler de, tetikçiliklerini yaptıkları kişi ve kurumların yalaka tayfaları hemen sahip çıkmaya çalışıyor.
Yav diyor kardeşim bu varlıkların elle tutulacak hiçbir şeyi yok ki.
Nasıl bu varlıklara yaptığımız para yardımlarının bir açıklamasını yapacağız diye çırpınsalarda güç bizde, kimseyi konuşturmayız değip susuyorlar.
Düşünsenize Belediyenin parasını dağıtıyorsunuz, diyorlar ki, yahu biz bu adamları ne olayda, ne sokakta görmüyoruz neden bu paralar bu adamlara veriliyor?
Cevap yok.
Savunma ne ?
Susmak.
Eeeeee susalım o zaman hep beraber.
Kimse konuşmasın.
Konuşanı üç kişi yollar dağa kaldırırız nede olsa.
Yanımıza gelene saldırır kapı dışarı ederiz.
Oh, al sana çözüm.
Unutmamak gerekir, zulme sessiz kalan, zulüm yapanla aynı görülür.
Şimdi rahat, rahat oturup makamlarınızda bize dokunmayan yılan bin yıl değil, yüz bin yıl yaşasın diye koltukların keyiflerini çıkarmaya devam edin bakalım.
Fakat unutmayın yangın kıvılcımdan çıkar.
Gelelim işin kahpelik boyutuna.
Bundan iki gün önce çarşının tam ortasında bana bir mesaj yollandı.
Tam arabama biniyordum ki arkadan yaklaşan çam yarması, bakar mısın diyen kişi, bana ulaştırılmak için yollanan mesajı tam iletemeden gözden kayboldu.
Lakin mesaj yollayanın mesajını tam idrak edemeden gözden kaybolduğu için mesaj yarım kaldı.
Onca yapılan senaryo ellerine, yüzlerine bulaştı.
Ama sosyal medyadan hemen toparlamaya çalıştılar.
Neyi ?
Yapılan kahpeliği?
Şimdi size soruyorum?
Kahpelikten kim hoşlanır?
Kim kahpelikten medet umar?
Kim kahpeliği beğenir?
Evet, evet bende aynı fikirdeyim.
Kahpeliği, kahpeler destekler ve yayarlar.
Yahu bunun nesine kızıyorsun?
Kalleş, adam kahpe adam zaten ortaya çıkacaktır.
Sanal ortamdan bir gazeteciye tır çarpmış, yok öyle duyduk, yok adam yoğun bakımda, ölmek üzere …J
Bu kahpeliği duyurmaya çalışmak için gösterdikleri inanılmaz çaba ve bu çabaya alet olan zavallı varlıklar.
Biraz duyarlı olalım, hadi onu beceremedik biraz insan olalım.
Kahpelikten medet uman, bir varlığın o kahpeliği yapandan ne farkı olur, ya da vardır?
Ben yazdığım her şeyi alenen yazıyorum.
Benle konuşamayacak, anlaşamayacak hiç kimse olamaz. (Adamsa)
Neden mi?
Ben kahpelik yapamam!
Kimseyi sırtından vurmam!
Kimse için tetikçi tutmam!
Zaten düşmanım bile en azından mertliğimi anlamış ya, en büyük tesellim bu.
Doğrular acıdır…
Kimsenin hoşuna gitmez.
Ama unuttuğunuz bir şey var.
Ben KARADENİZ'liyim.
Bana ne kadar göz dağı vermeye çalışırsanız o kadar ters teper.
Bir daha mesaj yollarken tek kişi ile yollamayın.
En az iki olsunlar ki " LAZ" olduğum için çabuk anlayamıyorum.
Son üç gündür ofisime bile uğramadım, çarşının göbeğinde, Karamürsel'de mahalle aralarında tek başıma gezdim durdum.
Neden mi?
Bu memlekette kahpelik yapan, yaptıran varlıklar var ise.
Bu memlekette onlara ben buradayım diyecek bir delikanlıda var diye.
Şimdi bakalım o imknlarını kullandığın makamından organize ettiğin bu kahpelik tamamıyla ortaya çıkınca sen nasıl geze bileceksin bu memlekette onu da hep beraber göreceğiz…
Not: Masallara bu kadar kafa takan, bu kadar önemseyen arkadaşlar, nedir bu kuyruk acınız yahu? Herkes gülüp geçiyor neşeleniyor; siz neden bu kadar kafa takıp moralinizi bozuyorsunuz? Bu memlekette birçok dizi ve sinema filimi masallar üzerine kuruluyor kimse kafaya takmıyor da. Yoksa siz onları gerçek mi sandınız?
Hayal yahu…
Onları okuyup eğlenen binlerce insan var…
Sizde madem okuyorsunuz keyfini çıkarın, deyin ki adam ne güzel masal anlatıyor, ALLAH'tan bunlar gerçekten olmuyor, yoksa neler olurdu deyip gülün, geçin.
Şimdilik kafanıza takacağınız tek sorun oturduğunuz koltuk olsun. Bu memleket çok masallar dinlemiş çok masallar duymuş, bırakında benimde yazdığım masallar biraz okunsun, biraz duyulsun, siz böyle çok fazla önemseyip, çok fazla dikkate alınca insanlar merak ediyor, bu büyük tepkilerin nedeni ne diye…