Karne alan çocuklara nasıl davranılmalı?
Uzman Psikolog Pınar Hocaoğlu, İyi ve kötü karneye ailelerin yaklaşımları nasıl olmalı konusunda bilgi verdi
Karne alan çocukların psikolojik sağlıklarını olumsuz yönde etkilemeden nasıl yaklaşılması gerektiği hep merak konusudur. Çocukların kaygı bozukluğu yaşamaması, akademik motivasyonunun bozulmaması, çocuk ile arada rüşvet ilişkisinin gelişmemesi, çalışma alışkanlıklarının olumsuz yönde etkilememesi, zayıf benlik saygısı geliştirmemesi hatta uzun vadede depresyona girme riski yaşamaması adına karne sürecinin dikkatle ele alınması gerektiğine dikkat çeken Uzman Psikolog Pınar Hocaoğlu, İyi ve kötü karneye ailelerin yaklaşımları nasıl olmalı konusunda bilgi verdi.
KARNEDE SADECE DERS NOTUNA ODAKLANMAYIN
Karne ile ilgili unutulan durumlardan birisi karnenin sadece ders başarısı ile bağlantılı olmadığı, çocuğun ders katılımı, arkadaş ilişkileri ve ilgi alanlarıyla ilgili bilgilere de yer verdiğidir. Bu anlamda karne değerlendirilmesinde sadece çocuğun başarı durumuna odaklanmak, çocuğun diğer olumlu özelliklerinin gözden kaçırılmasına neden olmaktadır. Ebeveynlerin çocuğun sadece başarılı ve başarısız notlarına odaklanması ve bunun üzerinden söylemlerde bulunması, çocuğun ders başarısını kendilik değeriyle eşleştirmesine neden olabilmektedir.
KENDİSİNİN YETERSİZ OLDUĞU MESAJINI VERMEYİN
Aile tarafından başarılı görülmeyen notlar, çocukta dersi yeterince öğrenemediğinden çok kendisinin yeterli olmadığı yorumuna neden olmakta, çocuğun özgüveninin zedelenmesine yol açmaktadır. Alınan her karne ile çocuklar da “bu dönem dersleri nasıl öğrenmişim?” sorusu değil, “ben nasıl biriyim?” sorusuna yanıtlar oluşturabilmektedir.
ÇOCUĞA ÖZGÜVEN NASIL KAZANDIRILIR?
ÇOCUĞUN ANNE VE BABASINA LAYIK OLMADIĞINI HİSSETTİRECEK CÜMLELER KURMAYIN!
Ebeveynler olarak çocuğu övmek amaçlı kullanılan bir takım cümleler süreç içerisinde çocuğu desteklemekten çok kendi egolarının yüceltilmesinden öteye gitmemektedir. ‘Ben kızım/oğlum!, Tabi ki başarılı çocuğumuz!' gibi cümleler her ne kadar destekleyici ve çalışmayı takdir edici görünse de alt söylemde çocukların kendi değerlilik algılarında notların önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Bu söylemlerle yetişen çocuk kendini değerli görebilmek, sevilebilmek ve onay görebilmek için başarılı olması gerektiği ön koşulunu içselleştirebilmektedir. Böylesi bir yaklaşımda çocukların kendi özerkliklerini benimsemekte zorlandıkları, çalışma ve başarı sağlamayı öğrenmekten çok ailesi tarafından sevilmek ve değer görmek amacıyla sürdürdükleri görülebilmektedir. Bu güdüyle çalışan çocuklar başarısız olduklarında ise kendilerini anne-babasına yakışmayan, değersiz ve yetersiz kişiler olarak görebilmektedir. Çalışmayla ilgili vurgulanması gereken temel konu kişilerin öğrenmek için çalıştıkları ve öğrenememeden kaynaklanan başarısızlıkların kişisel değerlerle bağlantılı olmadığı, çocuğun kötü bir karneden bağımsız bir şekilde değerli ve biricik olduğudur.
ÇOCUKLARINIZ SÜREKLİ KAVGA EDİYORSA...
ABARTILI HEDİYELER ALMAYIN
Başarılı bir karneye nasıl davranılması gerektiği de, en az olumsuz bir karneye verilen tepkiler kadar düşündürücü bir süreçtir. Bu süreçte söylenecek sözler, vaad edilen ve alınması planlanan hediyelerle ilgili kafa karışıklıkları yaşanması olası bir durumdur. Karneyi kutlama sürecinde odaklanılması gereken çocuğun bu sürece verdiği emeğin tebrik edilmesidir. Bu nedenle iyi karne getiren bir çocuğa abartılı hediyelerden ve abartılı takdirden ziyade, çocuğun bir yıllık süreçteki çalışma performansıyla ilgili geri bildirimlerde bulunulması gerekmektedir.
Çocuğun başarısına abartılı takdirlerde bulunmak, çocukların sonrasındaki her başarısının aynı şekilde takdir edileceği şeklinde bir yanılsamaya yol açabiliyor. Buna alışan bir çocuk beklediği takdiri göremediği zaman, motivasyonu çabuk bozulan, küçük övgülerle yetinmeyen, kolay mutsuz olan ve küçük başarısızlıklara tahammül edemeyen bir çocuk haline gelebilmektedir. Aksi şekilde çocuğun karnesine önem vermemek, karneyle ilgili yorum ve değerlendirmelerden kaçınmak ise çocuğun değersiz hissetmesine neden olmakta ve çocuğun benlik saygısında azalmaya neden olabilmektedir.
OKULLARDA KARNE HEYECANI!
Günümüzde en sık karşılaştığımız durumlardan birisi karnenin ebeveyn ile çocuk arasında vaatleri içeren bir kontrat haline dönüşmesidir. Çocuğun çalışmasını sağlamak adına aile, iyi karne getiren çocuğa istediği şeyleri almakla ilgili vaatlerde bulunabilmektedir. Böylesi bir süreçte çocuğun ödülü elde etmeye yönelik çalışması, çocuğun öğrenme sürecini algılamasının ve kendi kendini motive edebilmesinin önüne geçmektedir. Ödül odaklı çalışan çocuk, öğrenmesinin keyfini alamadığı gibi, artık çalışmasının maddi bir karşılığı olması gerektiği inancını geliştirmektedir. Gittikçe artan istekler sonucunda çocuğun erken dönemde kendi gelişiminin ötesinde taleplerde bulunmasına neden olabilmekte, bunların sürekli olarak temin edilmesi ise çocuğun gittikçe doyumsuzlaşan ve kolay mutsuz olan bir çocuk haline dönüşmesine neden olabilmektedir. Çocuklarının artan istekleri yerine getirememeye başlayan ebeveynler, çocuklarını çalışmakta motive edememeye başlamakta ve çaresiz hisseder hale gelebilmektedirler. Unutulmaması gereken çocuğun karnesine verilecek en değerli hediyenin anne ve babanın takdiri olduğudur, eğer maddi bir hediye de verilmek isteniyorsa, verilen hediye sembolik ve maddi değeri fazla olmayan, anlamlı bir hediye olabileceğidir. Çocukların çalışmasını sağlamak ve onları motive edebilmek adına tutulamayacak sözler verilmesi, çocuğun ebeveynlerine olan güvenini zedeleyen bir sürece dönüşebilmektedir.
ARKADAŞLARININ KARNESİYLE KIYASLAMAYIN
Karnesi kötü olan çocuğun içerisinde bulunduğu duygu durumunun ele alınması önemlidir. Çocuğu akran gruplarının karneleri ile kıyaslamak, aşağılayıcı ve katı eleştirel söylemlerde bulunmak, çocuğun gelecek başarı motivasyonlarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Ebeveynlerin kızgınlıkla ifade ettiği söylemler çocuğun bunları içselleştirmesine, kendini değersiz görmesine ve benlik saygısılarının azalmasına neden olabilmektedir. Değersizlik hissini içselleştiren çocuk, sonraki dönemlerde de başarısız olacağına inanabilmekte, çalışmaya dair motivasyonunu kaybedebilmektedir.
Karnenin beklenildiği gibi gelmemesi durumunda sözel ya da fiziksel şiddet uygulanması çocukta ciddi psikolojik sıkıntılara neden olabilmektedir. Çocuğun ileriki süreçte kaygı bozuklukları geliştirebilmesine ve depresif bir duygu durumu içerisine girebilmesine yol açabilmektedir.
KÖTÜ KARNEYE YAKLAŞIM
Elinizde kötü bir karne var ise öncelikle çocuğun bir yıllık eğitim sürecindeki durumu, çevresel koşulları, motivasyonu ve öğrenme süreçleri iyi değerlendirilmelidir. Karne sadece çocuğun ne kadar başarılı olduğunu göstermemekle birlikte, ailenin çocuğuna çalışma bilincini ne kadar aşılayabildiğini de göstermektedir. Bu noktada karne aile içinde kendini değerlendirebileceği bir ölçüttür. Anne ve babanın çocuğa çalışma konusunda ne kadar örnek olduğu, destek verdiği, ilgili olduğu, çocuğun çalışabilmesi adına sağlıklı bir aile ortamı verip veremediği ile ilgili bilgileri de vermektedir. Kişisel değerlendirme yapıldıktan sonra çocuğun öğretmenleri ile görüşmek, çocuk ile ilgili geri dönüşleri almak, çocuğun başarısını etkileyen faktörleri keşfedebilmenizde yardımcı olacaktır. Çocuğun çalışma alışkanlıklarının gözden geçirilmesi, eksik olduğu konuların belirlenmesi sonraki öğrenme süreci için fayda sağlayacaktır. Eksik olduğu düşünülen ya da iyi öğrenilmediği fark edilen konular yaz tatilinde yeniden ele alınabilmektedir. Fakat unutulmaması gereken çocuğun dinlenmeye ve tatilin tadını da çıkarmaya ihtiyacı olduğudur. Bu nedenle çalışmalar okulların açılmasına yakın aralıkta ve minimal düzeyde planlanmasıdır. Yaz programının çocuk ile beraber hazırlanması, çocuk – ebeveyn arasındaki ilişkiyi pekiştirirken, kötü karnenin bir sonuç değil, süreç olarak değerlendirilmesini sağlar.