İnsanlık Dramı Hocalı - Emre ATEŞ

İnsanlık Dramı Hocalı


Yıl 1992. Şubat 25'i 26'ya bağlayan gece. İnsanlığın yaşamını yitirdiği gece. Tüm Dünyanın sessiz kaldığı gece. Resmi kaynaklarca, sadece milli kimliklerinden dolayı, Türk oldukları için 613 sivilin katledildiği gece. 487'sinin sakat bırakıldığı; 1275'nin esir alındığı; 150'sinin akıbetinin bilinmediği gece. Sağ kurtulup bugünleri görenlerin ise travmadan çıkamadığı gece. Eline kan değmiş, şu an Devlet Başkanı olan Alçak Sarkisyan'ın : "Türkler şaka yaptığımızı, sivil halka el kaldırmayacağımızı sanıyordu. Biz bu algıyı yıktık." sözleriyle işaret ettiği gece. Fransız Gazeteci Junet'in:"Pek çok savaş hikayesi dinledim. Ama böyle bir vahşet görmedim." sözleriyle anlattığı gece. Ermeni Gazeteci Kheriyan'ın: " Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Gelen son kamyonda ise bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ve yüreğini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli asker onu tuttuğu gibi cesetlerin üzerine fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana ateş içinden bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim birşey yoktu." diyeceği gece. Hamile kadınlar üzerinden "Kız mı, Erkek mi" iddiaya tutuşulup karınların deşildiği gece. Bir Türk Çocuğu kan kaybından kaç dakikada ölebilir diye deney yapan Şerefsiz doktarların anılarına konu olan gece. 5 yaşındaki kızı ile kaçan ve yaralı olan bir babanın ona son kez sarılıp öptükten sonra sen git kızım ben sana yetişirim diye yalan attığı gece. Karabağ'ın kuzeyi ile güneyini birbirine bağlayan, havayolu ulaşımının sağlandığı tek bölge olan ve stratejik öneme sahip Hocalı, elbette ki tek geceden ibaret değildir. Öncesi de vardır sonrası da. Kendilerini var edebilme kaygısı taşıyan Ermeni Komitacılarının sabıkalarından sadece bir tanesidir. Ermeniler ile Rus 366.ncı Motorize alayının yapmış olduğu bu vahşet, aradan geçen 24 yıla rağmen tam anlamıyla dile getirilememiştir. Tarihi Hafızaya sahip olmadığımızdan Bayırbucak'tan dolayı yeni Rus düşmanı olduk. Bayırbucak'ı ilk sandık. Oysa ki ne Hocalı ilkti ne de Bayırbucak. Rus hep Rus'tu. Yine Rus. Yıllarca tek millet iki devlet dedik. Lakin Meksika'nın dahi meclisinden geçirdiği yasayı, biz Türkiye Devleti olarak maalesef geçiremedik. SOYKIRIM YAPILDI diyemedik. Bir Meksika, Pakistan, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Bosna Hersek, Peru, Honduras, Sudan kadar olamadık. ABD'nin dahi onca eyaleti soykırım dedi. Ondan da utanmadık. Rahmetli Dava Adamı Ebulfeyz Elçibey'in naaşlarını almak için istediği 2 helikopteri bile çok gördük. Rusya'nın hışmından korktuk. Günümüzde ise eli kanlı katillerle oturduk maç izledik. Yaşananlardan biz mahçup olduk. Ülkemize davet ettik. Küsmesinler diye Bursa'da stada Azerbaycan bayrağı sokmadık. Van Akdamar'da kilise onardık. Ama aynı adaya Ermenilerce Van'dan getirilen Türk Kadınlarını ve ve bu Türk Kadınlarının iffetini koruması için canına kıydığından haberdar olmadık. Göle atlayan bu kadınlar için o adaya bir iffet anıtı dikemedik.

Bir gün Karabağ’a Azerbaycan Bayrağı dikmek ümidiyle…

saygılarımla

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
31Mar

TARİHİN TETİKÇİLERİ

29Kas

AB/SANGHAY/TURAN

01Ekm
24Eyl

ABDÜLHAMID

11Eyl

UYUŞTURUCUDAN UYANIŞA