Mehmet KASAP

ALÇAKLIKTAN İLİM, BİLİM, SANAT, KÜLTÜR, MEDENİYET İLE KURTULMA

Mehmet KASAP

İnsan ihtiyaca, gerekenlere, lazım olana göre eğitilip- öğretilmeli. Daha doğrusu öğretilip, eğitilmeli. Çocukları, gençleri yarınlara hazırlamalı. Hayatında olabilecek zorlukları aşabilecek; yetenek, beceri, ilim, bilim, sanat, kültür, medeniyet, teknoloji, bilgi, beceri kazandırmalı. Sevdirerek, saygı duyarak, kolaylaştırarak, güçleştirmeden, kolaydan, basitten başlayarak, bilgi verilmeli. Bilgiler birbiri ile bağlantılı olmalı. Herkes aynı bilgiyi kavrayamayabilir. Kavrayamayanlara özel olarak öğretim yapmalı. Sevdirerek, nefret ettirmeden, ödüllendirerek dersler kavratılmalı. Öfke, şiddet, dövme, azarlama, maddi- manevi psikolojik baskı yapmamalı. İncitmeden, kırıp dökmeden dersler öğretilmeli. İnceleme, araştırma, geliştirme, gezi, gözlem, irdeleme, buluş yapma, mucit olma, keşfetme becerisi ve alışkanlığı kazandırmalı. Kişisel farklılıkları göz önüne alarak ödev vermeli. Herkes aynı konuda, derste başarılı olmayabilir. Herkese gücü, kapasitesi doğrultusunda işlem yaptırılmalı. Merak uyandırmalı. Dikkat çekmeli. Yormadan, dikkat bozmadan ders anlatmalı. Öğrencinin dikkat süresi farklıdır. Bunu göz önüne almalı. Kolaydan zora, basitten karmaşıklığa doğru yol izlemeli. Bir sınıfın en az %80’i konuları tam kavrayabilmeli. Öğrenci başarılı ise öğretmen başarılıdır. Her eksikliği öğrencide bulmamalı. Anne, baba, arkadaş, çevre etkisini de göz önüne almalı. Bugün öğrencilerin başarısız olmasında en büyük etken; öğretmenlerin derslere hazırlıksız girmeleridir.

                Mesleği severek, saygı duyarak, ilgi, bilgi, merak, sevap olarak yapmalı. Merhamet, şefkat, müşfiklik, sevecenlik, sabırlı olma, sakin olma, anlayışlı, duygudaş olma ile ders vermeli. İlme, dine, hikmete eksiksiz uymalı. Zalim, zulmeden asla olmamalı. Halk ve Hak sevmeli. Peygamberimizin Suffe adlı Mescidi Nebevi de olan okulu düşünmeli. Sevgi, ilgi, sevap diye yapılan eğitim ile bir cahiliye toplumu âlim bir toplum oldu. Cehaleti yendiler. Bilgisizliği, karanlığı aydınlığa çevirdiler. Oysa bugün aydınlık kötü öğretim- eğitim ile karanlığa, zifiri karanlığa dönüştürülmektedir! O günün kalabalık okulunda insanlara İslam dinini öğretip; vahşetten, dehşetten, korkunç cehaletten medeni bir toplum oluşturdular. Öğreticiler, eğitimciler ihtiyaç duyulan her bilgi birikimi kazandırdılar. Hafız yetiştirdiler. Âlim yetiştirdiler. Akşamları dini ve milli sohbetler yaptılar. Eksiklikler sohbetlerle de giderildi. Din, fıkıh, Kur’ân öğrettiler. Okuma- yazma öğrettiler. Spor yapmayı benimsettiler. Ok atma, yüzme, aritmetik yapma, tıp, sağlık bilgisi, astronomi, din- iman öğrettiler. İslam dininin temel ilkeleri öğretildi. İnsanlık, mümin, Müslümanlık öğretilip, benimsetildi. Uygulanıp, yaşam biçimi yapıldı. Tarım, hayvancılık, ticaret, ev işleri bilgileri verildi. Savaş, çatışma; barışa dönüştürüldü.

                İnsan çok ciddi, somurtkan, şımarık, serseri tipli, palavracı, çok şaka yapan olmamalı. Konuşurken yerine göre ince espri yapıla bilinir. Şakacı, güleç, sıcakkanlı olmalı. Vefalı, cömert, sırdaş, yoldaş, arkadaş, yandaş olunabilir. Diğerkâm, seven, sevilen, sevecen, babacan olmalı. Kibar, nazik, tatlı dilli, güler yüzlü, teselli eden, umut evren, ümit var olan olunur. Sır herkese söylenmez. Herkese söylemediğimizi bazen eşe, kardeşe, babaya, anneye bile söylenmeyebilir. Söylenecek olanı, olmayanı bilmek gerekir. İnsan sırrının kölesi yapılır. Nükteli sözler asla incitici olmamalı. Bazı kişiler nükteleri ile incitip, kırıyor. Böyle olmamalı. Her şeyin haddi, sınırı, yolu, yordamı, hakkı- hukuku var, olmalı da! Davete icabet etme, uygun ise katılana bilinir. Gece davetleri iyi değildir. Gece gezmeleri de iyi değildir. Paylaşmak, hediye vermek, ikram etmek iyidir. “Ama kadınlar erkeklerden ikram, hediye pek almamalı. Kadınlarda ikram, hediye erkeklere pek vermemeli. Her işimizi düşünerek yapmaya çalışmalı. Bazı işlerimizi kimse bilmez, bilmemeli. Vatan, millet, devlet, bayrak, din -iman düşmanlarına hoş bakmamalı. Sır söylememeli. Her zaman iyiliği teşvik edip, kötülüğü engellemeli. Olgun insan bunu her alanda ve her yerde yapmaya, müdahale etmeye çalışmalı. Ama her şeyi usulünce, uygun ve açık- gizli şekilde yapmaya çalışmalı. Her şeyin ardını, önünü, önünü iyice düşünüp, taşınarak yapmalı. Vatan, millet, devlet, memleket, bayrak, din- iman düşmanlarına asla hoş bakmamalı. Hoşgörü, tolerans, müsamaha göstermemeli. Müsamahakâr davranmamalı.

                Bazı hayvanlardan zarar değil yarar gelir. Yararlı, değerli hayvanlardırlar. Hayvanlardan daha adi, aşağı olanlardan binlerce zarar gelir! Bu aşağılıkların vefası, insanlığı, Müslümanlığı, diğerkâmlığı, cömertliği, yararı, önemi, değeri, iyiliği, hayrı, fedakârlığı, duyarlılığı, nazikliği, hatır sayması, saygısı, sevgisi, ilgisi, sahip çıkması, iyi huyu, nezih olması yoktur. Bir it dediğimiz köpek, kedi kadar sahiplenen, sevecen değillerdir. İnsani ve İslam’ı değerleri, yaşayışı yoktur. İyiliği, doğruluğu, güzelliği, hayrı, yararlılığı teşvik etmezler. İnsanlık, İslam, Müslüman düşmanıdırlar. İnsanları da bir akrep, yılan, timsah, sivrisinek, eşek arısı, kene, Komodor canavarı, kedi familyasından olanlar gibi yok eder, öldürürler! Bugün insanlığın yüzkarası, hayvanların aşağısı olanlar, bu yaratıklardan çok daha fazla zarar vermektedir.

                Allah cc. İçin yaşayın. İnsanlığa hizmet edin. İyilik önceliğiniz olsun. Rab olan Yüce Allah’a kulluk edin- ibadet edin- teslim olun. Fedakârlığınız, vefanız, cömertliğiniz, sevecenliğiniz, babacan oluşunuz, duyarlılığınız, diğerkâmlığınız, harikuladeliğiniz olsun. Sevgi, saygı, muhabbet, yardımsever, paylaşma, destek olmanız güzel olsun. İslam ve insani değerlerle dolu olun. İlmin, bilimin, güzelliğin fazilet değerlerini yaşayın. Hak- hukuka eksiksiz uyun.

                Olgun, mükemmel insan olmalı. Çocuklarına, eşine, anneye, babaya, kardeşlere, akrabaya, komşuya, mümine, insanlığa sahip çıkılmalı. İlgili, yardım eden, hassas, sorumlu, şefkatli, merhametli, infak eden, sabırlı, fedakâr, kucaklayıcı olmalı. İncitip kırmamalı. Başkalarına muhtaç, isteyen, dilenen yapmamalı. Özenle sahip çıkmalı. Eşek olmamalı. Eşek, kedi, köpek dedik de, onları küçümsemek olmasın. Onlar yavrularına sahip çıkmasa idi milyarlarca yıl nesillerini sürdüremezdi. Akıllı olmalı. İslam’ı ilimleri, aklı ilimleri, doğa ilimlerini yaşama uygulamalı. Akılsız, cahil –cühela, serseri, paranoyak, manyak olmamalı.

                Toplumuzda boşanmalar %20’ye ulaşmış. Akılsızlık bacayı sarmış! Edep, güzel ahlak, yaşama kültürü, sevgi, saygı, muhabbet ortadan kısmen kalkmış. Bu olay 1970 yıllarından sonra artmaya başladı. Batılının batıl sapıklığı bizim toplumun ruhuna ancak işlemeye başladı. Din yaşam biçimi olmaktan çıkınca, sapıklık bacayı sardı! Zehirli duygu, düşünce, davranışlar hayatı berbat etti! Allah cc. Akıl, fikir versin, derler ya! İnsan akıl fikir istemeyince, Allah cc. Akıl, fikir vermez. “Akıl istemiyoruz. Para, huzur ve mutluluk istiyoruz, diyenler çok var. ”“Aklı olmayanın, huzur ve mutluluğu olmaz, oluşmaz.” Önce akıl, doğru bilgi olmalı. Bu bilgileri yaşamalı. Öyle akılsız baş ile bilgisiz kalp ile boş beyin ile umursamaz kafa ile bu dünyada huzurlu, mutlu olmak mümkün değildir. Ahirette de rahat etmek bu akılsızlıkla sağlanamaz, elde edilemez.

                Müslüman hem dine, imana, dini ilimlere uyar. Hem de aklı, nakli, müspet, fen ilimlerine, sosyal ilimlere, sözel ilimlere, sayısal ilimlere, kültür bilgisine uyar. Sanat, meslek öğrenir. Tüm ilimler, bilimler Allah’ın ilmidir. İlimler Allah cc. Katındadır. Allah cc. Yaratmasıdır. Bunun için biz hem ilimlere hem de bilime uyarız. Bir ayrım yapmayız. İlim, bilim, hepsi Allah’ındır. Müslüman tüm ilimlere, bilimsel bilgilere, hikmete, marifete, değer yargılarına, fazilet değerlerine uymalıdır. İlim, bilim ayrımı yapılmamalı. Bugün Müslümanların bazıları bu ayrımı yapmaktadır. Münafık ve gâvurlar ise dini ilmilere zaten inanmamaktadır. Bunun içinde domuzluk, zalimlik yapmaktadırlar!

                Sizlere Müslümanların bazı özelliklerini, niteliklerini, sıfatlarını anımsatmak, hatırlatmak istiyorum. Şöyle ki: “Müslüman dindar olur. Dindarlara uyar. Has önder, lider, öncü seçer. Müslüman imanlıdır, dindardır, bilgilidir, bilgindir, bilgedir, samimidir, ihlaslıdır, hak ve hakikat yanlısıdır. Müslümanlardan ve İslam’dan yanadır. Doğrudur, gerçekçidir, haklıdır, hakikatten yanadır. Yalan söylemez, gereksiz yemin etmez. İyiliği başa kakmaz. Sahtelik, sahtekârlık yapmaz. Gıybet, dedikodu, söz taşıma, gıybet etme, münzevi olma durumuna düşmez. Kibir- gurur içinde olmaz. Büyüklük taslamaz. Yalan, iftira atmaz. Çalmaz, hırsızlık yapmaz, rüşvet almaz, faiz alıp vermez. Büyü, sihir, ara bozma için girişim içinde olmaz. Bu gibi kötü, çirkin, zararlı davranışları yapma haramdır. Büyük günahlardandır. Kumar, içki, şans oyunları, zamanı boşa harcama yapmaz. Zina etme, mahremiyeti açıp- saçıp savurma haramdır. Riya denilen gösteriş için iş, ibadet yapma haramdır. Başkalarını küçük düşürme, çekemez olma, savurgan olma haramdır. Müslüman’ın böylesi binlerce yapması ve yapmaması gereken hal, hareket, davranış vardır. Müslümanlıkta yararlı davranışları yapmak mubah, farz, sünnettir. Zararlı, kötü, çirkin, yanlış, pis davranışları yapmak; haram, günah, mekruhtur. Akıllı insanlar bunu bilir ve iyi, güzel, doğru, yararlı, önemli, değerli, iyilik olan hususlara uyar.

                Müslüman öyle cahil- cühela, yalan, yanlış, kötü, çirkin, zararlı yolda olamaz. Basitleşmez. Adileşmez. Kendini gururlu, kibirli, büyük göremez. Gerçek ve doğru düşünmeli. Ne olduğuna doğru karar vermeli. Dosdoğru ve adil olmalı. Zarif ve zarafet içinde nezaketli, kibar, efendi olmalı. Nazik, nezih, müşfik, şefkatli, merhametli, acıyan olmalı. Yumuşak huylu olmalı. Bir alametifarika olmalı. Yalansız olmalı. Yemin etmemeli. Anlamlı, doğru, düzgün, gerçekçi konuşmalı. İlim sahibi olmalı. Müslüman cahil olamaz. Olmamalı. “İbadeti peygamberimiz gibi yapmalı. Her şey ibadet olmaz. İbadet, Allah’ın istediği, peygamberimizin yaptığı gibi olur.” Müslüman cömert olmalı. Ailesine, çocuklarına, dostlarına ikram, hediye, yardım da bulunmalı. İlim, bilim, doğru akıl ile amel eden olmalı. İlim sahibi olup da amel- ibadet etmeyenin ilminden bir yarar gelmez. Eşeğin sırtındaki ilim kitaplarına benzer.”

                Dini öğrenirken, sadece sözcüklerin sözlük anlamına bakılarak karar verilmez. Günümüzde bazı sözde ilim adamları dini kelimelerin sözlük anlamları ile konuşmaktadır. Oysa dini kelimelerin bazıları Arapça, bazıları Farsçadır. Kelimelerin sözlük anlamı ile gerçek anlamları farklıdır. Arapçada bir kelime pek çok anlama da gelmektedir. Türkçeye geçişte anlam kayıplarına da uğramaktadır. Namaz kelimesinin Türkçesi yoktur. Namaz, salah kelimesi pek çok anlama gelmektedir. Kelimelerin bir de sözlük anlamı dışında “ıstılah” anlamı vardır. Istılah; “bir deyim, tabirdir. Bir kelimeyi sözlük anlamı dışına çıkararak, başka bir anlamda kullanmaktır.” Kelimeleri, kavramları, tabirleri doğru bilip, öyle kullanmalı. Her şey sözlüğe bakılıp, konuşulmaz. Kelimenin kullanılış şeklini de bilmeli. “Istılah, özel bir anlam ifade eder. İlim dalında kazandığı farklı bir anlamdır.” Dini sözcükleri, ıstılahları, deyimleri, kavramları, terimleri, tabirleri de doğru bilip, kullanmak gerekir. Bugün din alanında uzman olmuş kişiler bile sadece kelimelerin sözlük anlamları ile konuşuyor. Namaza dua diyor. Oysa peygamberimizin namazı nasıl kıldığına, nasıl, ne yaptığına da bakmalı. “Yarım hoca insanı dinden, yarım doktor insanı canından eder,” derler ya! Bugün İslam dünyasında bu yapılmaktadır. Sapıklarda bu açığı cehaletle, batıl ile küfür ile inkâr ile doldurmaktadır.” Kur’ân-ı peygamberimizin hadis ve sünnetleri ile ilim ile anlamaya çalışmalıyız. Özeleştiri, nefis muhasebesi yapmalıyız. Bilmediğimizi farklı yol ve yöntemlerle mutlaka öğrenip, yaşamalıyız.                     

                10.12.2016 günü İstanbul’da olan bombalı terör saldırısını ve her terörist saldırıyı, vahşeti, korkunç dehşetleri, katil vahşileri, anarşistleri, bozguncuları, münafıkları en şiddetli biçimde kınıyorum. Lanetliyorum. Yeriyorum. Hak- hukuk karşısında hak ettikleri cezaya çarptırılmasını diliyorum. Teröristin yetişmeyeceği eğitim- öğretim, ahlâklandırma ortamı, durumu oluşturulmasını temenni ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları