ÇOCUKLARIMIZI NASIL YETİŞTİRMELİYİZ? - Mehmet KASAP

ÇOCUKLARIMIZI NASIL YETİŞTİRMELİYİZ?


Çocuklarımızı yetiştirmeden önce kendimizi yetiştirmeliyiz. Kendimizi yetiştirmeden, çocuklarımızı yetiştirmek mümkün değildir. Çocuk sahibi olmadan tövbe edip, maddi- manevi kirden, pislikten, haramlardan, suçlardan, günahlardan arınmalıyız. Zira temiz tabiatlı çocuk ancak temiz bir bedenden çıkar. Temiz bedenden çıkan çocuk; eğitim- öğretim, terbiye, güzel ahlak ile güzel, iyi, temiz, doğru, yararlı olacak şekilde yetiştirilebilir.

                Başarılı, sağlıklı, dürüst, mutlu bilge ailelerde çocuklar daha iyi, güzel, doğru, yararlı olabilecek biçimde yetiştirilir. Sağlıklı nesil, sağlıklı ailelerde, çevrede, toplumda, devlette yetişir. Bu ortamlarda zihinsel, duygusal, düşünsel, ahlaksal yapı yoksa ideal çocuk yetiştirmek mümkün olmaz. Hep oku! Diyorlar. Ama okuyanları görüyoruz. Okumamışlardan çok daha zararlı olabiliyorlar! Ne okuması gerektiğini de söylemeli. Gençlerin elindeki kitapları görüyorum. O kitaplardan on bin tane bile okusa, bir kazanımı olmaz. Bir kitabı niye, niçin, neden, nasıl okuyacağı, kimi okuyacağı, kazanımları bilinmeli. Oku! Marks, Hegel, Lenin, Stalin, Troçki, Mao, Musolini, Adolf Hitler varı kitapları oku! Okunursa faşist, sapık ve komünist terörist olunur! Ya da sapıkların din adına yazdıkları kitapları oku! Cahil, katil, serseri, Fetö’cüler, PKK, Daeş vb. olur, çıkılır! “Türkiye’mizde 123 tane kanlı terör örgütü vardır! Bunun 86 tanesi 2013 Gezi Terör Olaylarında terör yapmıştı! Bu durumu kapsamlı olarak sorgulayalım.” Bu terörist örgütlerin resmi, yasal uzantıları olduğunu da asla unutmayalım.

                Çocuklar doğru, bilimsel bilgilerle, dosdoğru dinsel bilgilerle yetiştirilmeli. Ama önce öğreten- eğiten, terbiye eden, olgun bilge olmalı. Milli, manevi, bilimsel, evrensel değerler ile çocuklar yetiştirilmeli. Bu değerler benimsetilmeli. Özümsetilmeli. İçselleştirilmeli. Yaşam tarzı haline getirilip, kazanıma dönüştürülmeli. Sevgi, saygı, duygudaşlık ile yetiştirme yapılmalı. Bilim üretme, teknoloji kazandırma olmalı. Çocuklarla doğru iletişim, diyalog, duygudaşlık kurulmalı. Öküz gibi hareket etmemeli! Çocuklar özgüven içinde dosdoğru, dürüst, vatan, millet, devlet, bayrak, insanlık sevgisi ile yetiştirilmeli. Okunan kitaplar her ihtiyacını karşılamalı. Hayata hazırlamalı. Bugün başta ebeveyn, öğretmen, imam; çocuğa gerekli bilgileri verip; birikimli, donanımlı yapamamaktadır. Eğiticilerin çok büyük çoğunluğunda zaten bu ideal yok! Öğretmenevi ve diğer kumarhaneler oyun oynayan öğretmenlerle doludur! İmamlar evlerinden çıkmazlar! Topluma karışmazlar! Ebeveynler park, bahçe, sokaklarda gün öldürürler! Sonuç; Türkiye ve İslam dünyası illet, zillet, rezil, rüsva, perişanlık manzaraları!

                Çocuğu 6 duyu organına, tüm vücut bölümlerine hitap ederek, yetiştirmeli. Atasözlerimizde derler ya! “Armut dibine düşer.” “Üzüm üzüme baka baka kararır.” “Anasına bak, kızını al!” İşte eğitimcilerde güzel örnek olmalı. Bugün ülkemizde 23 milyon öğrenci var. Ama milletin bir kısmı vatan, millet, din iman düşmanıdır! Hele devlette olanların daha büyük kısmı vatan, millet, devlet düşmanlığı yapmaktadır! Fetö’cüler yanında komünistler! Bunlarda dini ve insani hiçbir değer yoktur. Bu insanlık düşmanları bu ülkede yetişti, yetiştirildi! Birey, aile, devlet, toplum kendini sil baştan yenilemeli. Artık aileler çürüyüp kokuşmakta, bireyler insaf- vicdan kaybetmekte, devlet sapıklık üzerinde yol almakta, toplum şaşırmış sapıtmış durumdadır! Laik, seküler, sapıklık durum ve cehalet her gün pisliği daha da artırmaktadır!

                İyilik etme, temiz olma, hak sözlü, davranışlı olma, Allah’ın emir ve yasaklarına uyma, Allah cc. Yolunda yaşama, iyi, güzel davranma, adil ve hak- hukuk ile davranma, güzel amel işleme, dürüst olma, haksızlık yapmama, olgun olma pek kalmadı! İyilik, doğruluk, dürüstlük, infak, iffet, dostluk, kardeşlik, sevgi, saygı, hoşgörü, bağışlama, sabretme, alçak gönüllük ve ağırbaşlılık, görgülü olma, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, yalan söylememe, emaneti koruma, insanları ve yaratılanı gözetme pek kalmadı. İsraf, gösteriş ve iflaslar arttı. Kendi yemeğini bile yapmayıp, dışarıda yemeler çoğaldı. Sonunda her yıl 130 bini aşkın aile dağılmaktadır! Yüzbinlerce çocuk ailesizdir! Bu durumdan temiz toplum, güzel devlet yönetimi, harika, harikulade ideal aile ve birey çıkar mı?

                Öyleyse ne yapalım? – Önce biz, kendimiz iyileşip, düzelmeliyiz. Kendimizden, merkezden, kendi kalp ve beynimizden işe başlamalıyız. Tövbe edip, arınmalıyız. Yeni temiz bir sayfa açmalıyız. Önce dini eserlerle işe başlamalıyız. Ama cemaat, tarikat, sapık, solcu, komünist, boş, zararlı kitaplardan sakınmalıyız. Bunlar doğru, bilimsel, hakça yazmazlar. Çünkü hakkı hakikati bilenler, bunlardan uzaklaşır. Kendileri sapıktır, kaçıktır, yalandır, yanlıştır, aldatmacadır, fitne ve bozukluktur. Diyanet Başkanlığı’nın çıkardığı yüzlerce güzel dini eser vardır. Bazıları da bedava, hediye verilmektedir. Örneğin:            “ İnancım,” “ İbadetim,” “Peygamberim,” “Ahlakım,” alıp mutlaka okumalıyız. Müftülüklerin, belediyelerin, Halk Eğitim Müdürlükleri’nin açtığı kurslara mutlaka devam etmeliyiz. Çocuklarımızı yaz tatillerinde camilere göndermeliyiz. Kendimizde kurslara ve camilere gitmeliyiz.

Okullar açılıyor. Okulların her birinde İslam dini ile ilgili isteğe bağlı 5 ayrı ders, her biri haftada 2 saat verilmektedir. Çocuklarımız bunlardan mutlaka 2 tane seçmeli. Zaten “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi Müslüman çocuklarına zorunludur. Bunun dışında “Kur’an-ı Kerim,” “Temel İslami Bilgiler,” “Siyer- Peygamberimizin Hayatı,” “Arapça” dersleri verilmektedir. Yazın da camilere göndeririz. Yine yeterli görmesek, İmam –Hatip okullarına göndeririz. Göndermesek ne oluru, bizler çok iyi biliyoruz. Zira bendeniz en az 10 kamuya yararlı dernek statüsünde olan derneklerde gönüllü çalıştım, çalışıyorum. Geçim güçlüğü, madden- manen kötü durum, fakir, yoksul, geçimsiz, uyumsuz, yardıma muhtaç, bakanı, ilgileneni olmayan, aile içi şiddet, boşanma, alkol, kumar, uyuşturucu kullananlar çok var! Aile içi geçimsizlik, aile dağılması, anne ve babaya bakmama, kötülük yapma, çevre ile uyumsuzluk, hak- hukuk tanımama, katletme, yalancılık, işe yaramazlık, zararlı olma, sorumsuzluk; hep dini yaşamamadan kaynaklanmaktadır. Cehalet içinde bedensel, zihinsel, sosyal sorunlar oluşmaktadır.

Cemaat, tarikatlardan övgü ile söz etmiyorum. Zira bendeniz en az 10 tarikat ve cemaat içinde bulundum. Artık o eski cemaat, tarikat olayı yok. “Şah-ı Nakşibendi Hazretleri, Abdülkadir Geylan’ı Hazretleri, İmam-ı Rabbani Hazretleri, Mevlana Hazretleri, İmam- Azam Hazretleri, Eş’ ari Hazretleri, Maturidi Hazretleri, Ahmet Yesevi Hazretleri, 12 İmam yok artık! İmam Şafi, Hanbeli, Maliki, İmam-ı Gazali, İmam-ı Rabbani, Hac Bayram Veli, Üftade Hazretleri, Emir Sultan Hazretleri, Yahya Efendi, İmam Buhari, İmam Müslim yok artık!” Artık eski âlimlerin yerini zalim sahtekârlar almış! “Gördüklerim arasında okur- yazar olmayanlar, Fetö gibi beddua edenler, hiçbir şey anlatamayan, konuşmasını bilmeyenler bile var! Babadan oğula geçen bir sömürü, aldatma, tefrika halini almış durumdadır. Bugün ki durumu ile cemaat ve tarikatlar tefrikadır. İslam, ümmet bütünlüğünü bozmaktadır.”

 “Peygamberimiz, İslam cemaati demiştir.” Bunu “ümmet” anlamında kullanmıştır. Şimdi ise cehalet içinde olanlar, kendine bağlı uşaklara “ihvan- kardeşler” demekte, kendi cemaati olarak tanımlamaktadır. Adnan Oktar, İskender Evrenosoğlu, Ömer Öngüt, Müslim Gündüz, Ticani, Haydar Baş, Fetö, İhsan Eliaçık, Yaşar Nuri Öztürk, Z. Beyaz vb. yüzlerce cemaat, tarikat! Tamamen bir ayırma, tefrikadır. Ruhsal durumu kötü olanlarda kendini “mehdi” diye tanımlamaktadır. Nerede bir sapık, cahil, kafayı yemiş varsa, “mehdilik” taslamaktadır. “Mesih- İsa” olanı bile çıkmaktadır. Hatta kendine ayet, mesaj geldiğini söyleyen bile var. Bunlardan kitap yazdım, diyeni de var!

Komünistler dini cemaat rolüne girmiş! Lavrens rolünde oynayanlar çoğalmış. Türk olmayanlar, Türk milliyetçiliği- şovenliği yapar olmuş. Kürt olmayanlar, Kürtçülük- Kürt ırkçılığı yapmaktadır! Bütün bunlar halkımızın cehaletinden yararlanmaktadırlar. Oysa bilgili, bilinçli bir şekilde “elhamdülillah Hakk’a mümin ve Müslüman’ım” denilebilirse, ortada bu sapıklıklardan, sapkınlıklardan, gâvurluklardan, katillerden hiç biri kalmaz.

Önce kendimizi önemseyip, değer verelim. Sonra çocuklarımızı önemseyip, iyi değerlendirelim. Allah cc. Katında ancak hak din İslam’dır. Diğer saçmalıkları, ideolojileri, bozuk felsefi görüşleri atalım. Sadece bilimsel doğru bilgi ve hak dinimizi hakça öğrenelim ve de yaşayalım. Bilgi ve teknoloji üretmede en önde olalım. Hedeflerimizi doğru koyup, Hakk’a yönelelim.

                                                                                                             Mehmet KASAP

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
12Haz
20Ağs

İSLÂM VE MÜSLÜMANLIK NİMETTİR

13Ağs
02Ağs

AKLINI YANLIŞ KULLANANLAR!

23Tem