Ben iman ederim; alemlerin Rabbi olan yegâne Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölümden sonra dirilişin hak olduğuna, yine ben şahadet ederim ki; Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şahadet ederim ki, Hazreti Muhammet, Allah’ın kulu ve son elçisidir.
Mümin aklını, kalbini, ruhunu İslam ile terbiye edip, güzel ahlaklı olmalı. İbadeti sadece Yüce Allah’a hakkıyla ve layığıyla yapmalı. Niyeti güzel, ibadeti, gayesi hak olursa, tüm hayatı ibadete dönüşür. Hakça yapılan ibadet, mümin ile Allah’ın, insanların ve tüm varlıkların ilişkisini güçlendirir. Hayata değer, önem, anlam, huzur, mutluluk, iyileştirme, yüksek ahlak, güzel alışkanlıklar, sabır, sebat, güven, sorumluluk katar. İnsani her türlü kötülüklerden, çirkinliklerden, olumsuzluklardan alıkoyar. Toplumsal yardımlaşma, kaynaşma, paylaşma, dayanışma, sosyalleşme sağlar. Böylece Mümin, Allah’ın dostu olur.
İslam dininin farz, vacip, sünnet, müstehap, mubah, haram, mekruh, müfsit hükümlerini akıllı, ergin kişi yapmakla sorumlu, yükümlü, görevlidir. Bu 8 davranış yapılmalı ki, mümin gerçek anlamda olgun Müslüman olsun. İslam dininde yapılması gereken yaklaşık 1,000 hüküm olduğu gibi yapılmaması gereken de 1,000 kadar hüküm vardır. Bunlar öğrenilip, eksiksiz yerine getirilmeli. Öncelikle farzlar, vacipler, sünnetler yapılmalı. Haram ve günahlardan sakınılıp, kaçınmalı. Maddi, manevi anlamda tertemiz olmalı. Temizlik olmadan pek çok ibadet olmaz. Namaz abdesti, boy abdesti, üst baş, giysi, mekân, yer temizliği yapılmalı. Temiz insan, temiz Müslüman, temiz toplum, temiz devlet oluşturmalı. İslam ahlakı, terbiyesi, görgüsü, adeti taşımalı. İman, hakça ibadet, güzel ahlak, yararlı, olumlu davranış sergilemeli. Ahlak fıtrattan gelir. Öğrenme ve eğitimle geliştirilir. Güzel ahlakı ve islam’ı yaşayışı Yüce Allah’ın kitabından, peygamberimizin sünnetinden öğreniriz.
Tüm peygamberler ve peygamberimiz hak, hukuk, doğruluk, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, olgunlaştırma mücadelesi vermiştir. Peygamberimiz hep mazlumların, mağdurların, haklıların yanında oldu. Hilfü’l- fudül (Erdemliler Topluluğuna) 20 yaşlarında katıldı. Suffe okulları açarak halkın öğrenim, eğitim görmesini sağladı. Mescitleri bir okul, öğretim- eğiitm, terbiye mekânı olarak da kullandı. Medine Vesikası imzaladı. Haksızlık edenlere ve savaş açanlara karşı meşru müdafa mücadelesi verdi. Kendi “Emin- Güvenilir” sıfatı ile tanındı. Allah’a ve topluma karşı en güzel şekilde görevini yaptı. Her ibadete önem verdiği gibi en çok iman ve namaza önem verdi. İslam ahlakının öngördüğü model, örnek insan oldu. Halka öncelikle Allah’ın varlığını, birliğini, sıfatlarını, güzel adlarını tanıttı. “Allah cc. vardır. Başlangıcı ve sonu yoktur. Sonsuzdur. Eşi, benzeri, ortağı yoktur. Yaratılmışlara benzemez. Ona denk, benzer varlık yoktur. Hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Diridir. Ölüm O’nun için söz konusu değildir. İlmi sonsuzdur. Her şeyi duyar, işitir, görür, yapar, yaratır. Yarattıkları ile iletişim kurar. Dilediğini dilediğince yaratır.”
Müslüman namaz kılar. Her türlü kötülükten, çirkinlikten, olumsuzluktan, haramdan, günahtan uzak kalır. İyiliği yayar, kötülüğü önlemeye çalışır. Kötülüğe destek olmaz. İffetini, günah ve kabahatlardan uzak durarak korur. Emanetleri korur, kollar. “Emanet ve İffet kavramı çok geniş bir kavramdır. Buna tüm değerler girer.” Müslüman kardeşliğine ve insan, beşer kavramına değer ve önem verir. Sabır, adalet, hoşgörü, empati, alçak gönüllük, hak sözde durma, görgülü olma, iyi davranma gibi binlerce İslam değerini yaşar. İnsanları hakka hukuka davet eder. Yaşantısı Kur’an ve sünnet, ilim ve medeniyet olur. Sadakasını, zekâtını, fitresini, fidyesini verir. İnsan haklarına, yaşama ve sağlık, eğitim, öğrenim, inanma, ibadet, sosyal, kültürel, ekonomik, sosyal haklara saygılı olur. İnsani değerlere karşı çıkarak zalimlerden olmaz. Tüm mücadelesini zalimlere karşı verir.
Allah’a, peygamberlere, kendimize, aile bireylerine, hısım, akraba, komşu, sosyal çevreye, meslek arkadaşlarımıza karşı sorumluluklarımızı eksiksiz yapmalıyız. Vatana, millete, devlete karşı görev ve sorumluluklarımızı harfiyen yerine getiririz, getirmeliyiz. Aksi halde kuru kuruya, boş yere sadece “elhamdülillah Hakk’a mümin Müslümanım,” demekle Mümin Müslümanlık olmaz.
Öncelikle İslam’ın istediği imana sahip olmalı. Hemen ardından sorumlu tutulduğumuz, İslam ile mükellef olduğumuz ibadetleri yapmamız gerekir. Salih amel yapmamız gerekmektedir. Salih amel: “ İyi amel, yararlı iş, Allah’ın emrettiği, razı olduğu, beğendiği iş, ibadet,” demektir.Müminin süresi 40. Ayette; “cennete salih amel işleyenler girecek,” buyurulmaktadır.Kehf süresi 110. Ayettede; “ Rabbine salih amel işleyenler kavuşur,” diye buyurulmaktadır. Buna benzer pek çok ayet bulunmaktadır. Herkes aklını, zekâsını, doğru bilgisini doğru kullanmalı. Tek doğru, en doğru, dosdoğru bilgilerle dosdoğru, en doğru hareket edip, gerçek olana ulaşmalı. Hakkın, hakikatin, tek doğrunun karşıtı, zıddı, tersi davranıp; sapıklığa, batıla, küfre düşmemeli! Bizden sadece tek doğrunun, gerçeklerin açıklaması!