Mehmet KASAP

SAPIK FELSEFEDEN ZALİM İDELOJİYE!

Mehmet KASAP

  “Doğru düşünmek için; doğru ilim, bilimsel bilgi, güzel sanat,  iyi kültür, yararlı beceri edinmek gerekir.  Altı duyu organını en güzel biçimde değerlendirip, kullanmalı. Doğru düşünmek, doğru bilgi ile olur. Doğru bilgi edinen, doğru düşünür. Doğru düşünenin eylemleri doğru, yararlı olur. Bilgi edinmede doğruyu kazanım haline getirme, gerçeği yakalama esastır. İnsan ne kadar doğru, gerçek bilgi edinirse, o kadar hakkı hakikati yakalar.” Neleri bildiğini, neleri de bilmediğini öğrenmek gerekir. Öğrenmeyi, doğruyu, gerçeği, evreni bilmeden; doğru konuşmak mümkün olmaz. Öğrenmeyi bilmeyenler; neyi, nasıl, neden, niçin, nereden, ne kadar bileceğini de bilemezler.  “Bilmeden; bilgin, bilge olunmaz. Bilmeden doğru konuşulmaz. Allah’ı, peygamberleri, İslam dinini, ilmi, bilimsel gerçekleri, sanatı, güzel ahlakı, dünyayı, ahireti bilmeden; doğru konuşmak, gerçekleri anlatmak asla mümkün olmaz.”

                “İyi, güzel, doğru, yararlı, hak, hukuk, hakkaniyet, adalet, güzel ahlak, bilimsel bilgileri bilmeden; olgun insan olunmaz. Bu değerler ruhta kendini gösterdiğinde; insan olgun, güzel, iyi, yararlı insan olur. İyi, güzel, doğu, yararlı olmayı hedeflemeyen insan; bu güzelliklere ulaşamaz. İlmi değerler olgunluğu oluşturur. Fazilet değerleri iyiliği getirir.” İlkeli, kurallı, esaslı davranılmadığında, bilsen de yararı olmaz. Dünyada o kadar bilgin, bilge insan vardır ki; zarardan, ziyan vermekten başka bir işe yaramazlar. “İlim, bilim, sanat olmadan medeniyet olmaz.” Eleştirmeden, sorgulamadan, yargılamadan, özeleştiri yapmadan doğruya ulaşılmaz. Onlarca bilim dalını bilip, medeni yaşamalı. Bildiği doğruları yaşama uygulamalı. Aksi halde bilmenin bir değeri, önemi, yararı olmaz. Yaşayarak olgunlaşmalı. Doğru düşünmeden, doğru sonuca ulaşılamaz. Hele ortak doğru uzman aklı kullanmak; hakkı, hakikati, doğruyu, gerçeği yakalamayı getirir.

                Bilgi ahlaklı olmalı. Sanat ahlaklı olmalı. Siyaset, öğretim, bilim, ilim, kültür, estetizm, din ahlaklı olmalıdır. İnsan ahlaklı olursa değer kazanır. Bilgi, ilim, bilim, sanat, kültür, siyaset, estetizm, din; ahlaklı olmalı. Ahlak olmadan güzellik, iyilik, yükselme, değer olmaz. İnsan kendine ve başkalarına yetecek kadar ilim, bilim, kültür, sanat bilmeli. “Bilgi, ilim, bilim,  İslam, din- iman çatışmamalıdır. Çatışıyorsa, ilim ve din edinmede sorun var, demektir.” İnsan öğrendikleri ile faziletli, değerli, yararlı olmalı. İyi, güzel olmalı. Olmuyorsa, o ilim, bilim, sanat olmaz. “ İslam dini ile ilim çatışmaz. Çünkü ikisinin de kaynağı Allah’tır.” İlim hikmettir. İlim fazilet değerleri taşır.

                Bazıları sadece konuşuyor. Bu dediğim uygulama alanı bulur mu, diye düşünemiyor. “İnsan Rabbini, haddini, kendi sınırlarını, varlığı, dünyayı, evreni, her yararlı bilgiyi, dini, ilmi, bilimi, sanatı, kültürü, siyaseti, yönetmeyi, üretmeyi, hakkı, hakikati, doğruluğu, adaleti, güzel ahlakı hakkıyla bilip, uygulayabilmeli. Bilmeden olgun olunmaz. Bilgiyi yaşamadan gelişme, yükselme, olgunlaşma olmaz. İnsan eşitlik, adalet, özgürlük, fazilet değerleri, kardeşlik anlayışı ile huzurlu, mutlu yaşamalı.” “Sadece dini bilen olgun mümin Müslüman olmaz.” “Sadece bilimi bilen, olgun yararlı insan olmaz.”  Bu iki ilimde bilinmelidir. Her ikisi de Allah’tandır. Her ikisinin kaynağı da Allah’tır. En önemlisi bilinen değerleri yaşamaktır. Yaşamayınca bilmenin de pek önemi, değeri olmaz. İlmi, bilimi, dini öğreneceksin. Öğrendikten sonra uygulayacaksın. Bilim ile üretim yapacaksın. Önemli olan budur. İlmi yaşamak, uygulama yapmak, üretim yapmak, esas olan doğru budur. Bilim üreteceksin. Bilim ile icat, keşif yapacaksın. Üretim yapacaksın. Asıl olması gereken budur. İslam dinini öğrendin. Yaşamadıktan sonra yararı olmaz. Bilim öğrendin. Kullanmadıktan sonra pek faydası olmaz.

                “Sadece din ilmini öğrenmiş kişiyi dinliyorum. Bazen de tartışıyoruz. Olur, olmaz, yerli, yersiz, doğru, yanlış, düşünceleri uygulamada yer bulur- bulmaz anlatıyor. Dünyayı tanımıyor. Görev anlayışı, geniş görüşlülük, yetenek, beceri, maharet yok! Bunlar uygulamada yer bulur mu, düşünemiyor. İyi, kötü, insaf, vicdan, mutlu olmak için yapılacakları beceremiyor. Sadece anlatıyor, konuşuyor. Ufuk yok, geniş görüşlülük yok! 5N 15 ile sorgulama yapamıyor.

” İyi, yararlı, dürüst insan yetiştirmeli. İdeal duruma erişmeli. Her alanda doğru, gerçek, etik durum, yükseklik yakalanmalı. Her söylenene balıklama, çivileme atlamamalı. Bilgi sorgulanmalı. Eleştirilmeli. Kuşku duyulmalı. Merak edilmeli. Şüphe duyulan yönler araştırılıp; doğru, gerçek öğrenilmeli. Birisi, “biz maymundan türedik, üredik,” dedi, diye; nakarat ile bunu söylememeli. Bir başkası, “ insan konuşan hayvandır,” dedi, diye bunu avaz avaz bağırarak söylememeli! Bir başka Afrikalı da; “insan, çekirgeden türedi,” dedi, diye hemen inanmamalı.  

                Dinsiz, imansız, Allahsız, geri zekâlı, düşünce fukarası kişilerin sözlerine aldanmamak gerekir. Onların tümü, bizim gibi insanların bir makalesinin bir tümcesi bile etmez. Hegel, Karl Marks gibi sapık kişiler, birbirine zıt, boş şeyler söylerler. Birleştikleri yer sadece sapıklık, sapkınlık, düşünce bozukluğu, yanlışlık, hak, hakikat karşıtı olmalarıdır. Her biride düşüncelerinde doğru, gerçekçi, tutarlı, sağlıklı değildir. Maddeci, materyalisttir. Fikir, ideal, gerçekçilik, doğruluk yoktur. Ama kapitalizm ve din karşıtları bunların saçmalıklarını hemen almaktadır. Bozuk Hıristiyan, Musevi, eski Yunan saçmalıklarını reddeden bu kişiler, kendi saçmalıklarını ileri sürmektedirler. Kendilerine göre felsefe yapmaktadırlar. Bunların hiç birinden âlim, bilgin, bilge, filozof olmaz. Müslümanın sesini çıkaramadığı yerde; kargalar, çakallar ötmekte, bağırmaktadır! Bunlarda erdemlik- olgunluk, doğru görüş, sağlıklı düşünce, sağlam irade, ideal yoktur. Felsefe yapanların büyük bir kısmı Yahudi, Hıristiyan inancı ile büyümüş. Sonra bu inancı beğenmeyip, vazgeçmişler. “İnançsızlığı inanç edinmişlerdir. Kendi sahtekârlıkları ile sahte bir inanç- din oluşturmuşlardır.” Bunlar kısacası dinsiz, imansız, Allahsız, ateist yaratıklardır. Charles Darvin de bunlardandır. Sigmund Freud de bu sapıklardandır.  Hepsi ateist ekolun köleleridir.

                Bunların her şeyi yanlıştır. Doğruları yoktur. Onları doğru anlıyorum ve sapkın, sapık, bozuk, eğri, saçma olduklarını söylüyorum. Komünist cunta despot rejimle, başkalarının yaşamını da karartmışlar. Rejimin tutsağı olmuşlar. Başkanlarının yaşantılarını berbat, haşat, rezil, çekilmez yapmışlardır. Komünist kafadan, faşist anlayıştan, dinsiz imansız Allahsız ateist beyinden kimse yarar, iyilik, güzellik, mutluluk görmeyecektir. Şimdiye kadar görende hiç olmadı. “Bunlarda iyi durum olmadığı için ahlakta yoktur.” “ Güzel kavramına yer verilmediği için sanatta yoktur.” “Doğru, gerçek, hak, hakikat bilgiye yer verilmediğinden; bilgide doğru değildir.” “Estetizm, güzel ahlak, edep, hayâ, fazilet değeri, yargı değerleri de yoktur.” “Gerçek, doğru bir yargılama, sorgulama, eleştirme, özeleştiri yapma, akıllı davranma durumu yoktur.” Dünyaya boş geldiler. Leş, mundar gidecekler!

                Bunların zalim, zorba komünizminden, vahşi kapitalizminden, insanlık dışı faşizminden, milliyetçi- ırkçı- şoven anlayışlarından insanlık yarar bulmadı. Huzurlu, mutlu olmadı. İnsan doğasına uygun bir düşünce sistemi ortaya koyamadılar. Doğru düşünce, fikir üretemediler. Algılar hep yanlışlar üzerinden devam ettirildi. Doğru ve gerçek düşünceler hep insanlardan gizlendi, saklandı. Anlamalar hep yanlışlarla yapıldı. Açıklamalar, bozuk anlama üzerinden sürdürüldü. Hak dinsel bilgiye yer verilmedi. Hak dini bilgiler ateizm ile toptan reddedildi. Göze, kulağa, beyne, algıya hep yanlışlar sunuldu. İlmi, bilimsel bilgi yerine; bozuk felsefi bilgiler insana aktarıldı. Mantık, sağduyu, doğru bilgi gizlendi. İnsan ve yaşam iyi düzenlenmedi. Anlamada hep yanıltma, aldatma, kandırma, tuzak kurma yapıldı. “Kötü, çirkin, yalan, yanlış bilgiler; doğru bilgi olarak verildi.” Allah’ın reddedildiği yerde sadece pislik ürer, türer, çoğalır, artar ve evreni kaplar. Bunların pislikleri ile dünyanın tamamına yakını kaplanmak üzeridir! Bunlarda Allah kavramı ya yoktur ya da tamamen yanlıştır. Buradan rahmet, bereket, feyiz, fazilet, değer çıkmaz. Pislikte hoş koku, seda, varlık oluşmaz. Pislikte virüs, bakteri, mikrop, zararlı varlıklar ürer, türer, çoğalır!

                Bu azgın, sapkın, sapık ateistler ve sapıklar; aklı, mantığı, sağduyu, doğru bilgiyi kullanmazlar. Tutarlı değillerdir. Gerçek ve mutlak doğruları beyinsizlikleri ile hep eleştirirler. Hep yanlış sorgulama, beğenmeme yaparlar. Objektif, gerçekçi, bilimsel, bütüncül değillerdir. Evrensel değerleri yoktur. Sistemli, tutarlı, kararlı, nesnel, doğru bilgili değillerdir. İnsan hayatına değer vermezler. Çıkarı, menfaati, zevki, keyfi öncelikle tutarlar. Vahye inanmazlar. Onların sahte dinleri de vahye inanmaz. Bozuk felsefeleri de dine, vahye inanmaz. Duygularla hareket ederler. Apaçık, doğru, gerçek, uygun, doğal, hak, hakikat bir düşünce sistemleri yoktur. Yarardan çok zarar verirler. Dünyayı bu kötü duruma düşüren, bu alçak kişilikte olanlardır. Ölçütleri yoktur. Boş felsefe yaparlar. Felsefelerinde bilgi, bilim, ilim, vahiy, doğruluk, gerçeklik, değer yargıları bulunmaz. Düşünmede aklı, zekâyı, zihni doğru kullanamazlar. Bugün ateizm, Musevilik, Hıristiyanlık, Budizm, Hinduizm gibi düşünce ve felsefe sistemleri tamamı ile saçmalıklarla doludur. Akıl, vahiy, doğru bilgi, sezgi, olumluluk, analitik düşünme yoktur.

                İnsan zihnini doğru ve gerçek bilgilerle doldururken, yararlılıklarına ve uygulama alanına da bakıp, ona göre seçme yapmalı. İnsan, zihnini boş, fuzuli, gereksiz, yararsız, yalan, yanlış, kötü, çirkin, olumsuz bilgilerle doldurmamalı. Çünkü belleğimizin belli bir kapasitesi vardır. Bunu yararsız, boş bilgilerle doldurmamalı. Düşünme, algı, anlama, açıklama, aktarılanlar doğru ve yararlı olmalı. İlmi, bilimsel, teknik, sosyal, fen, sayısal, sözel, edebi, varlık, dinsel bilgilere yer vermeli. Gündelik bilgiler, aklı bilgiler, vahyi bilgiler, teknik bilgiler, nesnel bilgiler, kullanacağımız bilgileri kazanım haline getirmeliyiz. “Bize lazım olan bilgileri çağın gereksinimlerine göre seçmeyiz.” Teknik bilgi, gündelik bilgi, sanat, meslek, zanaat bilgisi, dinsel hak bilgi, bilimsel, ilmi bilgileri muhakkak yeterince kazanmalıyız.  “Gidip de saçma sapan laf söyleyen şaşırmış, sapıtmışların sözlerini bilgi diye almamalıyız. Bilginin kaynağı doğru, net, iyi, güzel, güvenli olmalı.” Varlık, dünya, âlem, evren, var oluş, gerçekçilik, doğruluk, din, inanç, bilim konusunda doğruyu yakalamalıyız. “Gerçek- reel olmayan, düşünsel- ideal olmayan hiçbir şeye değer vermemeliyiz.”

                İnsan maddi, manevi yapıdan oluşmaktadır. İnsanın fizyolojisi, biyolojisi, fiziği, anatomisi vardır. Birde ruhu, aklı, zekâsı, basireti, geçmişi, bugünü, geleceği, hayâlı, düşüncesi, duyguları, duyuları, hisleri, mantığı, sağduyusu, analiz, sentez yapması, düşünme yol ve yöntemleri vardır. Yetenekleri, becerileri, marifetleri, geçmiş ile geleceği karşılaştırması vardır. “ İnsan, Darvin sapığının dediği gibi; maymundan olma, üreme, türeme değildir.” “ Ya da Karl Mark sapkının dediği gibi; konuşan hayvan da hiç değildir.” İnsan, ilk insan ve ilk peygamber olan; akıllı, zeki, donanımlı, bilgili, feyizli, onurlu, doğru, dürüst olan Hazreti Âdem’den olma, Hazreti Havva’dan doğmadır.

                İnsan yüzlerce bilim, ilim, sanat, meslek dalında öğrenim görüp, yaratılıştan gelen yeteneklerini beceriye dönüştürebilmektedir. Cebir, geometri, fizik, kimya, matematik, biyoloji, astronomi, jeoloji, tarih, din, psikoloji, ekonomi, hukuk, teknoloji, yönetim, sağlık, edebiyat öğrenebilmektedir. Öğrenmesinde sınır yoktur. 100 yaşına kadar yaşarsa, 100 yıl öğrenimini sürdürür. Her varlık Allah’ın verdiği yeteneği beceriye dönüştürebilir. Her varlığın kendine göre yeteneği, becerileri vardır. En gelişmiş olanı da insandır. Kendini bilen, evreni anlar. Evreni anlayan evrenin yaratıcısı Allah’ı anlar. Ama kendini bilemeyip, ben maymunum, konuşan hayvanım, çekirgeden olmayım, diyenden bir nane olmaz. Sapık kaçık serseri manyak tipli bir yaratık olur.

                Batı dünyası, dine karşı soğukluk duymaya 1789 Fransız İhtilali ile başladı. Bu sadece Musevilik, Hristiyanlık değil, Müslümanlığa karşıda olmaya başladılar. İslam dinine ve diğer dinleri hedefe koyup, ateş etmeye başladılar. Sapık felsefi görüşler, ideolojiler çıkarmaya başladılar. Hegel ( 1770- 1831), Karl Marks (1818- 1883) da dine karşı dinsizliği, ateizmi ileri sürdü. Kapitalizme karşıda komünizmi türetmeye çalıştı. “Bunların ikisi de materyalist ikili olarak ortaya çıktı.” Bunların ideolojisi, düşüncesi, ideali ile binlerce zalim kral, zalim yönetici oluştu. Milyonlarca insan katledildi! Milyonlarca insan rezaleti yaşadı. Komünizmi gördüm, az da olsa yaşadım. Okudum, öğrendim, bildim ve lanet ettim.

Kapitalizm ve faşizm içinde lanet etmeye devam ediyorum. Bu ideolojilerin alayı sapık, sapkın, serseri, kaçık, kafasız, yanlış, kötü, çirkin, yaramaz, zararlı, berbat, bilim dışı, insanlık dışıdır. İnsanlığa huzur, mutluluk, rahatlık, kolaylık, refah, ferahlık vermez, vermemektedir. Hepsinin pis canı cehenneme diyorum. Bunların dini, imanı, insanlığı, acıması, merhameti, etiği, güzel ve yüksek ahlakı, edebi, hayâsı, evrenselliği, doğruluğu yoktur. Moğollardan Cengiz Han, Haçlı seferleri, 1 ve 2. Dünya Savaşları, günümüzde olan ve devam eden bu korkunç dehşet veren barbar vahşilikler; hep bu sapkınlığın, azgınlığın sonucudur.

                İdeolojiler, sapıkların serserice kendi yararlarına uydurdukları düzmeceler, kurgulamalar, ayarlamalar, baskılar, sömürmeler, azgınlıklardır. Tüm ideolojiler; zalimleri, zalim kralları, başkanları, başbakanları, zalimce hükmedenleri oluşturdu. Ahlakı eylemi, davranışı olmayanları, ahlakı sorumluluğu, görevi, ödevi olmayanları, ahlakı ve hukuki kararı olmayanları doğurdu. Ahlakı hiç bir normu olmayan ideolojiler, pislik ortamda mikrop, bakteri, virüs üretti. Bütün ideolojiler ahlakı değerden yoksundur. Değer fazilet yargıları yoktur. İnsanlığı, insancılığı, insaniyeti, merhameti bulunmaz. Kudurmuş it gibi saldırır, yok ederler!  Huzur vermezler. İyi ve kötü kavramlarından sadece kötü, çirkin, yanlış, pis yönü vardır. Bunun için hepsi ahlaksızdır. Özgürlük tanımazlar. Erdemli- olgun değiller ve de olmazlar. Ahlakı karar almazlar. İnsaf ve vicdanları yoktur.

Bu dünya komünizmi 1917 yılından 1991 yılına kadar onlarca ülkede yaşadı! Hala yaşayan bir iki ülke vardır. Faşizmi, Nazizm’i yaşadı! Mahvoldu!  Milyonlarca kurban verdi! Sefil, sefalet içinde rezalet yaşadı. İnsanlık ideolojilerin yararını hiç görmedi. İdeolojilerin kutsal, ulvi, manevi, İlahi yönü yoktur. Kendini, Rabbini, haddini, sınırlarını bilmeyenlerin sapık felsefi düşünceleridir.

“İslamcılık da bir ideolojik görüştür. 18. Yüzyıl sonlarında türetildi. İslam’dan yola çıkılarak edinilen farklı bir ideolojidir. İslam ile İslamiyet ile ilgisi – alakası yoktur. Bugün ki küresel İslamcı terör işte bu ideolojinin pisli, kirli, katil, cani, serseri ürünüdür! 1980 İran Devrimi ile Allah adına, peygamber adına, din adına katliam, vahşet, dehşet, korkunç insanlık dışı barbarlıklar işlemektedirler! 1980 yılından günümüze 11 milyon Müslüman katletmişler! 65 milyon Müslüman’ı sakat- engelli bırakmışlar! Yerleşkeleri yakıp, yıkmışlar! Müslüman’ı Allah u Ekber diyerek, katilce katletmektedir! Camileri, okulları, hastaneleri, türbeleri, tarihi eserleri, ambulansları, pazar yerlerini, köyleri, şehirleri, yaralıları, insanlığı yok etmektedirler! Bunlar Radikal İslamcıymışlar! Araştırmamda bu Radikal İslamcı terör örgütü sayısının dünyada 1,000’den fazla olduğunu gördüm. Bunların korkunç dehşet saçan vahşetleri yönü ile Komünistlerden, Nazilerden, faşistlerden, kapitalistlerden, alçaklardan hiçbir farkı yoktur. “İslamcılık= İslam- İslamiyet -Müslümanlık hiç de değildir.” Ama bunu anlayan anlar. Anlamayan sapıklıkta devam eder! Bizden sadece hakkı hakikati söylemesi, diyelim.

                İyi- kötü, güzel- çirkin, doğru- yanlış, olumlu- olumsuz, yararlı- zararlı kelimeleri kişilere göre değişmez. Bana göre iyi, güzel, doğru, yararlı olmaz. Bana göre de kötü, çirkin, yanlış, olumsuz, zararlı olmaz. Bu değerlerin ve değersizliklerin kriterleri vardır. Ona göre olumlu ve olumsuzdurlar. Bilginin bir kıstası, ölçüsü, ölçeği, ölçütü, kriteri vardır. Ona vurularak neyin ne olduğu saptanır. Her zaman hak haktır, hukuk hukuktur, doğru doğrudur, yanlış yanlıştır. Ona, buna, şuna göre değişim olmaz. İyilik, doğruluk, yanlışlık, kötülük bellidir. Bunu anlamayan geri zekâlı aptalın biridir. Ahlak felsefesinde her şeyin değeri, yeri bellidir. Ahlakı önemsemesen, bunları anlamak mümkün değildir. Biz her zaman neyin hak, hukuk, hakkaniyet, doğruluk, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ etme, güzel, dosdoğru, çirkin, kötü, iyi, yanlış olduğunu biliriz. Yanılmadan biliriz. Ölçeğimiz, ölçütümüz, kıstaslarımız vardır. Ölçeriz.

Ahlak, etik bilimini çok iyi öğrenmeli. Bende bir kitap var. 17,000 ahlakı sözcüğü, deyimi, kavramı anlatmaktadır. İnsan her zaman doğru bilgiler edinmeli. Doğru bilgilerle bilgin, bilge olmalı. Adaletli, cesaretli, çalışkan, doğru/ dürüst, ölçülü, dengeli, güzel ahlaklı olmalı. Hak, hukuk, ilim, bilim çizgisinden çıkmamalı. İstikamet hak üzere olmalı.

                İnsan, Kur’ân, sünnet, ilim, bilim, yüksek ahlak üzere yaşamalı. Ahlakı davranışlardan haz almalı. Herkesin yararını düşünüp, çalışmalı. Egoist- bencil, hodkâm olmamalı. Diğerkâm olmalı. Terör, anarşi, şiddet, yağma, kırma, dökme, kavga, savaşma, pislik peşinde olmamalı. Fanatik, akılsız, beyinsiz, düşüncesiz, cahil- cühela, kullanılan maşa olmamalı. Herkese iyi davranmalı. Dün bir dernek çalışanı bana diyor ki; şu başkan var ya! Memurlarına, amirlerine hakaret ediyor. Küfrediyor! Ne zaman ediyor? Dedim. 2004 de de ediyordu, şimdide ediyor, dedi! Böyle ahlaksızlık, alçaklık, adilik, şerefsizlik, aşağılık, zorbalık, kalleşlik, zalimlik olmamalı. Bunlar bir insan dışılıktır. Asla tasvip etmem, kabul etmem. 30 yıl memurluk yaptım. Yöneticilik de yaptım. Böyle bir şeyi ne yaptım ne de yapılmasına fırsat veririm. İşte rejim sapık olursa, rejimi işletenlerde böyle sapık, kaçık, serseri, ahlaksız olur.

                Başkanlar memurlara, amirler alttakilere, patronlar işçilere, ustalar çıraklara, komutanlar askerlere- erlere;  iyi, güzel, ahlakı davranmadığından, bu alanlarda eleman bile bulunamıyor. Böyle ahlaksızlık, kendini bilmezlik, saygısızlık, edepsizlik, kalitesizlik, şerefsizlik, insan düşmanlığı yapma asla olmamalı. Başkan ve amirlerin alttakilere iyi davranmadığını çoktan biliyorum. Ustabaşıların, alttaki elemanlara kötü davrandığını görüyorum. Ustaların çıraklarına çok fena davrandığını her zaman görüyorum. 10 yıl öncede subaylar, erlere; ana, avrat küfreder, döverlerdi! Bunun için insanlar çırak olmak istemiyor. Bu bir zelil olma, rezil olma, kepazelik, ahlaksızlık, fenalık yapmadır. İnsanı, İslam’ı değildir. Herkes kendini bilmeli. Olgun insan gibi davranmalı.

                Bugün, 26 Ocak 2017 de İstanbul’da bir esnaf, 6- 7 tane köpeği sapalı fırça ile dövüyor! Bir köpek soğuktan işyerine sığınmış. Diğerleri de işyeri önünde duruyor, diye alabildiğine dövdü, vurdu! Kamera ile görüntülenip, televizyona haber edildi. Ama adam, adam değil! Bir de Müslüman diye sakal bırakmış. Ben Müslümanlık adına sakal bırakan o zalimden yana değilim. Mazlum olan o itlerden, köpeklerden tarafım. Zalime destek olmam. Kahreder, lanetler, gerektiğinde müdahale ederim. Mazlumun hakkını alabildiğine savunurum. Zalimin ırkı, dini, mezhebi, kimliği beni ilgilendirmez. Mazluma, günahsıza, ezilene sahip çıkarım.

                Bu gibi sapık, kaçık, batıl, küfür, aklı doğru kullanmayıp, gerçeğe ulaşamayan felsefecileri okuyacağına; Farabi, Gazali, Mevlana, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre gibi İslam âlimlerini okumak gerekir. İslam olan âlimin bir sözü, batıl binlerce filozofun yaygarasından, boşboğazlığından, laf cambazlığından defalarca kat daha iyidir. Batılı felsefecilerin çoğu hak, hukuk, ahlak karşıtıdır. Materyalist olanlar, zaten ahlak, edep, hayâ, din, iman, değer yargısı tanımazlar. Ahlak felsefesi karşıtı materyalist felsefeciler vardır. Ahlak olmadan insan, insanlık, insancıllık, insaniyet, merhamet, şefkat, doğruluk, gerçeklik, güzellik, iyilik olmaz. Materyalistler güzel ahlak, iyi insan, doğru fikir, gerçek düşünceye inanmazlar. Kendileri için istediklerini başkaları için istemezler. Başkalarını yok etmek için özgürlük deyimini kullanırlar. Komünist rejimi kurduklarında köleliği, esir hayatı, tutsaklığı yerleştirirler. Dünya üzerindeki komünistler, Nazi ve Faşistler çok fazla insan katletmişlerdir!

                İnsan bir bilim dalında uzman kişi olmalı. Ama diğer bilim dallarından habersiz olmamalı.  Ekonomi, bilim, ilim, din, felsefe, sosyoloji, tarih, kültür, coğrafya, edebiyat, müzik, resim, grafik, seramik, vitray, mimarlık, mühendislik, sinema, tiyatro, tarım, hayvancılık, ziraat da bilmeli. Yanı bunları gördüğünde mal, davar gibi bakmamalı. Fikir yürütebilmeli. Estetizmden, yerellikten, evrensellikten, kalıcılıktan, ölçülülükten, sanattan, özgünlükten, biriciklikten anlamalı. İnsan yaşamı bunlardan anlamaya yeter. Her birine 50- 100 saat kursa gidildiğinde; fikir, düşünce, zanaat, beceri sahibi olunur. Zekâ, akıl, sezgi, duygu, düşünce, yetenek, beceri çok iyi kullanıldıktan sonra sorun olmaz, problem çıkmaz. Bilim insanı olmalı. Tam anlamı ile öğrenmeye çalışmalı. Zanaat, sanat, meslek, sanatkâr olmak çok önemlidir. Bunlar birbirinden farklı deyimlerdir.

                Dini ilimleri de öğrenmeli. Dünyaya boş kafa ile gelen insan, tamtakır boş paslı teneke olarak gitmemeli. Önce ilim sahibi olup, Allah’ın varlığını öğrenip, kabul etmeli. Allah’ı hakkı ile tam bilmeyenden; bilim insanı, sanatkâr, ilim sahibi olmaz. Bugün Allah’ı inkâr eden ateistlerden sadece insanlık dışı davranış görülmektedir. Bunlardan erdemli- kâmil- olgun insan olmaz. Zaten olduğunu da hiç gören olmadı.

                Allah’ın varlığını reddeden ateistlerden, ideolojik sapıklık ve sapkınlık içinde azgınlık yapanlardan hiçbir kâr, yarar gelmez. Ateistler Allah’ı tanımadığı gibi dini hiçbir değeri de tanımaz. Komünistler ateist olduğu gibi diğer ideolojik sapıklık, azgınlık içinde olanlarda ateist, din tanımaz olabilir. Çünkü ideolojiler, rejimler dine karşı alternatif olarak materyalist şekilde kurulmuştur. “Ateistler gâvurdur, kâfirdir.”  “ Hak din İslam ile birlikte başka ilah, yol, tanrı edinenler ise müşriktir.”            “ İnanmayıp da inanmış gibi gözükenler de münafıktır.” Gerçek anlamda imanlı, İslam’ı din edinmiş yüksek ahlaklı mümin; sadece İslam dinine inanır. Sadece Mümin ve Müslüman olur. Başka hiçbir din, inanç, inanış arayışında olmaz. Teizm, monoteizm, deizm, ateizm, panteizm gibi felsefi arayışlara girmez.

                Müslüman birey, hak, dosdoğru, gerçek, ilmi, bilimsel, dinsel, iman, inanç, teoloji, güzel ahlak, etik, bilim felsefesi, vahiy, tevhit, sezgilerini kullanır. Hak din İslam dinini ilmi bilgisi ile kabul eder ve de geliştirir. Araştırma, inceleme, geliştirme, öğrenme, bilme çalışmalarını sürekli sürdürür. İslam dini ve ilminde olan tüm fazilet değerlerini öğrenir ve yaşam biçimi haline getirir. Hak, hukuk, doğruluk, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ, hakça yönetim, insan hakları ve diğer varlıkların hak hukukuna eksiksiz harfiyen uyar. Meşru, doğru, helal, hukuki olan işleri yapar. Bireyin temel haklarına uyar. Her varlığın hak hukukunu gözetir. Devlete, millete, ümmete, insanlığa, varlığa sevgi- saygı gösterir. Haksızlık etmekten sakınıp, kaçınır.

                Müslüman çok zeki, akıllı, uyanık, dikkatli, edepli, bilgili olmak durumundadır. Allah cc. Âlimdir. Müslüman da âlim olmalıdır. Peygamberimiz Hazreti Muhammet sas. En güzel ve yüksek ahlaklıdır. Müminde böyle olmalıdır. Öğrenmeli. Öğrenmeyi bilmeli. Araştırmalı. Gezi, gözlem, araştırma, irdeleme yapmalı. Tümden gelim, tüme varım yapmalı. Her bilginin açıklamasını- betimlemesini yapmalı. Doğa yasalarına uygun deneyler, incelemeler, geliştirmeler yapmalı. Bilimsel gözlemler, olgular, olaylar gerçekleştirmeli. Mantıklı düşünceler üretmeli. Bilgiyi üretimde kullanmalı. Objektif çalışmalar yapmalı. Kırmadan, dökmeden eleştirme, yadırgama, yargılama, sorgulama yapmalı. Bilim evrenseldir. Sonuçlar elde etmeli. Seçici olmalı. Sapık, bozuk düşünce ve objeler üretmemeli. Dinsiz imansız sapıklar gibi saçma sapan düşünceleri doğru diye sunmamalı. Her şey ilmi, bilimsel, hak dinli olmalı. Sağlam kaynaklardan yararlanmalı. Genel kurallara, ilkelere, kaidelere uygun olmalı. Anlaşılır ve kabul edilir olmalı. “Tümevarım- özelden genele – tekilden tüme doğru akıl yürütmeli.” “ Bazen de tümdengelim- genelden özele, tümelden tekile doğru akıl yürütmeli.” Akıl yürütürken sağlam kaynak ve doğru yoldan, istikametten hareket etmeli. Boğaların ahırdan çayıra çıkıp, öteberiye saldırdığı gibi saldırmamalı. Düşünmeyi de, öğrenmeyi de doğru yapmalı. Bunun için temel sağlam, sağlıklı kaynak kullanmalı. Sapık, zalim, gaddar, şaşırmış, sapıtmış, serserileşmiş gibi davranmamalı.

                Dünyanın en büyük zalimleri bu sapık zalim ideolojiler tarafından üretildi. Zalim olma fırsatı yakaladı. Bu hainleri, sapık zalimlerin, vahşi, dehşet saçan adi canavarların, adi barbarların bazıları şunlardır: Adolf Hitler, Musolini, Lenin, Stalin, Mao, Korkunç İvan, Neron, , Kazıklı Voyvoda, Heinrich Himmer, Josef Mengele, İdi Âmin, Pol Pot gibi yüzlerce, binlerce katliamcı adi barbar canavar oluştu!

                Korkunç İvan 1547- 1584 Rus Çarıdır. Mao Zedong 1946- 1976 Çin devrimini yapan katil, katliamcı dinsiz komünisttir. Neron 54- 68 Roma İmparatorudur. Roma’yı yaktı! Kazıklı Voyvoda 3. Vlad Eflak Beyidir. Josep Stalin 1922- 1952 SSCB katliamcı Faşo+ Komünist lideridir. Adolf Hitler 1933- 1946 Alman Nazi faşistidir. Heinrich Himmer, Alman Nasyonal Sosyalist lideridir. Josef mengele Alman Nazi doktordur. İdi Âmin, Uganda lideridir. Pol Pot, Kızıl Kimerler lideridir. Bunların her biri 2 milyondan tutunda 200 milyona kadar insanın ölmesine ( direkt- dolaylı) neden olmuş, adi, sapık, kalitesiz, ilkel düşüncenin, sapkın, azgın yaratıklarıdır. Araştırabilirsiniz. Yazım uzun olmasın, diye detaya yer vermiyorum. Bunlar faşist, Nazi, komünist, sosyalist, kapitalist, otoriter, totaliter, sapık zalim ideolojilerin mensuplarıdır.

Yazarın Diğer Yazıları